Sivilleşebilmek

Bütün çabalar bunun için… Devlet sivilleşmeli, hukuk devletinin gereği yapılmalı… Devlet sırlarının sınırı belirlenmeli… Toplumun tepesinde, layüs"el insanlar olmamalı… YAŞ kararları da üst mahkemelere açık olmalı… Devletin tepe noktasında kozmik odalar gibi ancak birkaç albayın kilit kodlarını çözebileceği kapalı kapılar olmamalı…

  Öte yandan din makamları da sivilleşmeli… Bir müftünün, bir tarikat şeyhinin iman konusunda: “Buradan öteye geçme; helak olursun” safsatasıyla “Allah böyle buyurmuş” deyip müftü veya tarikat şeyhinin cevaplandıramayacağı sorulara sansür konulma sınırı aşılmalı… Hz Ali mi KV yoksa Muaviye mi haklı” gibi soruların sorulmaması gerektiği gibi düşünce engelleri kaldırılmalı: “Onlar ellerini kana boyamış, biz de dilimizi kana boyamayalım. O konuları tarihin derinliklerine gömelim. Biz işimize ve günümüze bakalım” sansürleri kaldırılmalı.

Öyle sivil ve açık Kur"an meali ve tefsiri yapalım ki herkese açık olsun ve herkes, ilkokul öğrencisi, lise öğrencisi, üniversite öğrencisi dinde aklına takılan her soruyu sorabilmeli ve cevapları da ille her hoca geçinen kişi tarafından verilmesi gerektiği zehabına kapılmamalı. Sorulan insan, o öğrencinin sorusunu cevaplandıramıyorsa, karşısındaki genci susturma cihetine gitmemeli ve o genci daha bilgili birisine gönderebilmeli.

Bir tarikate bağlı mürid, ille de şeyhini Allah"ın katında görmemeli ve Allah"la konuşabilen, rüyasında her şey kendisine ayan beyan olan, gördüğü rüya üzerine kaleme aldığı kitabına Allah kelamı kadar itibar etmemeli. Şeyhinin konuştuklarında da ve yazdıklarında da “kul beşerdir, şaşabilir” serbestisini kendine tanıyabilmeli. Benim aklım şeyhimin iradesindedir. Ben elimi kaldırıyorsam, şeyhimin irade ettiği için kaldırıyorum. Eğer ben namaz kılıyorsam şeyhimin nazarlarına açık namaz kılıyorum. O beni her yerde ve her zaman denetlemektedir. Onun gözünün ucu benim hareketlerimdedir dememeli.

Hz Peygamberimiz SAV Kur"an-ı Kerim ifadeleriyle şöyle tanıtılmaktadır:

“De ki: "Ben, yalnızca sizin gibi et-kemik insanıyım; bana da sizin ilahınızın sadece tek bir ilah olduğu vahiy yoluyla bildiriliyor. O halde herkim Rabbiyle buluşmayı candan dilerse onu sosyal etkinliklerle dışa vursun. Böylece hiçbir güçü, Rabbine ibadetle ortak görmesin” Kehf Sûresi: 110.

 Öte yandan insanın kafasında karşısındaki büyük gördüğü zatlarda ölümsüzlük üstünlüğü görmek içgüdüsü vardır. Bu da bir şirk kokusu vermektedir. Allah cc şöyle buyuruyor:

“O dev aynasındakiler, şöyle kapalı kulis yaptılar: "Bu adam, sizin gibi et-kemik beşer olmaktan öte nedir ki? Gözleriniz bakaraktan sizi efsunlamasına kapılır mısınız?" O: "Benim Rabbim gök katlarındaki ve yeryüzündeki kurgulamayı kontrol eder. Öngörüden öte işiten O, bilen Odur" derken, bir lobici: "Yok yok, saçma sapan destanlar!" öteki: “Hayır; hayır! Onu uyarlamış!" bir diğeri: "Yoo! O, hayal dünyasının bir ozanı!" Derken şefleri: "Tarihöncesindekilere gönderilen ölümsüzler gibi bize bir ayet getirsin bakalım!”" derler” Enbiyâ" Sûresi: 3-5.

Bazıları hamaset gösteriyorum diyerek: “Hz Peygamberimizin SAV ruhu, Hz Adem"den önce cennette idi” diyerek ölümsüz olduğunu anlatmak veya İmam Gazalî"nin ruhunun gök katlarında yaşadığını söyleyerek ölümsüzlüğünü ileri sürmenin imandan olduğu zehabına kapılmak da şirk kokusu vermektedir.

Bugün de bu konuya ağırlık verelim dedim. Eğer devletimizin eski Osmanlı satvetine kavuşmasını istiyorsak devlet arşivlerimizi sivilleştirmeliyiz ve kapalı kaplıları aralamalıyız. Dinimiz konusunda dünya uygarlıkları üzerinde uygar toplum olabilmemiz için de Kur"an-ı Kerimin meal ve tefsirini sivilleştirmeliyiz. İşte o zaman Mekke merkezli bir Hılafet Merkezinin sahiplerinden ve kurucularından bir Türkiye Cumhuriyetine kavuşabiliriz. Türk iş adamlarımız her ülkede saygınlık kazanabilir ve işçimizi de uluslar arası piyasaya taşır; işsizlik hastalığımızın da önüne geçebiliriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR