Sektörel teşvikle ilgili tartışmaların farklı boyutu

Hükümetin açıklamak üzere olduğu veya basına kapalı olarak açıkladığı “Sektörel Teşvik” konusundaki çalışmalarla ilgili kamuoyunu meşgul eden tartışmaların haklı mı, haksız mı, doğru mu, yanlış mı olduğunu iyi değerlendirmemiz gerekmektedir. Öncelikli olarak sektörel teşvik, ardından da anlaşılacağı gibi desteğe veya teşvike ihtiyacı olan sektörlerin desteklenmesi anlamına gelmektedir. Bir anlamda can çekişen veya emekleme noktasında bulunan sektörlere devletin el atıp, ayağa kaldırması demektir.
Sektörel teşvikle ilgili nasıl bir çalışma yapıldığı konusunda Milletvekilimiz Birnur Şahinoğlu ile görüşüp, bilgi aldım. Şahinoğlu, yapılan çalışmanın çok hassas ve emek verilerek hazırlanmış bir çalışma olduğunu, hangi ilin hangi konuda teşvike ihtiyacı olduğunu araştırıp, ondan sonra sınıflandırmalar yapılarak, o illerdeki ekonomik açıdan ihtiyaç duyulan teşvikin verilmesi konusunda karar verildiğini söyledi.
İlimizde faaliyet gösteren sektörlerden ekonomik desteğe ihtiyaç duyanlar, açıkça ortada. Daha önce Devletin her türlü desteği vererek önünü açtığı sağlık sektörü, son genelgelerle adeta çökme noktasına getirilmiş. Beş yıl önce hasta başı 80-100 TL alabilen özel sağlık kuruluşları, bugün 20 TL" den fazla alamamaktalar. Bir anlamda devlet, özel sektörle rekabet yapmaya başlamış, özel sektör ise nerede ise, devreden çıkma noktasına gelmiştir.
Eğitim sektörü hakeza aynı durumda. Gerek özel okullar, gerek özel yurt ve dershaneler, gerekse sürücü kursları, ayakta durabilmek için her şeylerini ortaya koymuş durumdalar. Bu sektörlerin mutlaka desteklenmesi gerektiği kanaatindeyim. Bir yandan özel sektörün önünü açacağız deyip, özelleştirmeye hız veriyorsunuz, diğer taraftan özelleştirdiğiniz sektörlerle rekabet ediyorsunuz. Bu müesseselerin nasıl atakta duracağını gerçekten merak ediyorum.
Şehrimizdeki sıkıntılı sektörlerden birisi de, tıbbi aletler imalatı yapan fabrikalardır. Adamların yaptıkları aletler nerede ise dünyanın en kaliteli aletleri iken, Uzakdoğu ülkelerinde imal edilen aletlerle rekabet edemez duruma düşmüşler. İmal ettikleri mamuller, dünya pazarında pahalı bulunduğu için, satış güçlüğü çekmektedirler. Pahalı olmasının en büyük nedeni ise, işçilik giderlerinin imalat fiyatlarını yükseltmesidir. Alıcılar, Uzakdoğu ülkelerinde ucuz fiyata "fason" olarak yaptırdıkları aletleri, ülkemiz sanayicisine, yaptıracakları fiyatın yarısından düşüğüne yaptırma imkânı bulunca, ister istemez o piyasayı tercih etmek zorunda kalıyorlar.
Saydığımız bu sektörlere tarım ve hayvancılık, otelcilik ve turizm sektörü de eklenince, şehrimizdeki sıkıntılı sektörlerin büyük bir bölümünün teşvik kapsamına alınarak, ekonomik canlanmanın sağlanacağı kanaatindeyim. Birilerinin iddia ettiği gibi, Türkiye"nin en büyük 500 sanayi işletmesi arasına giren bir sektöre teşvik vermeye kalkışmanın, hem ülkeye, hem küçük işletmelere, hem de mali yapılanmaya ciddi anlamda zarar verme girişimi olacağını düşünüyorum.
Bakır, Demir, Kömür gibi sektörlerde, şehrimizde faaliyet gösteren firmalar, ekonomik olarak belli büyüme oranını yakalamış, kendi ayakları üzerinde durma sınıfını aşmış, ilave işletmeler açmış, farklı iş kollarında faaliyet gösteren büyük işletmeler sınıfına dâhil olmuştur. Bu işletmelere sektörel teşvik istemenin, ülkenin parasını heba etmek anlamına gelecek siyasi bir adam kayırma politikası olacağı kanaatindeyim.
Bir yanda elinde, avucunda ne var ise işletmesine yatırıp, ekonomik krizden etkilenip, ayakta kalma mücadelesi veren işletmeler varken, diğer yanda sadece küçücük bir fiyat hareketi ile milyon dolarları kazanan işletmeleri, aynı şartlarda değerlendirmeye kalkışmanın iyi niyetli bir davranış olduğunu düşünmüyorum. Bu durum olsa olsa adam kayırmak veya güçlü olanları daha güçlü hale getirip, tekel olmalarını temin etmek demektir.
Sektörel teşvik, adından da anlaşılacağı gibi zor durumda olan sektörleri desteklemektir. Yoksa parası olan ağalara, paşalara kıyak çekmek değildir. Öyle düşünenlerin veya olmasını isteyenlerin ise, başka kapıya müracaat etmeleri gerektiği  kanaatindeyim. “Sosyal Devlet” anlayışı da bunu gerektirir. Hoşçakalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR