ŞEHRİMİZİN TÜM SORUNLARI...

ŞEHRİMİZİN TÜM SORUNLARI ÇÖZÜLDÜ

Dünkü yazımda da belirttiğim gibi şehrimizde yapılmakta olan sempozyuma katılan konuşmacıların tespitinde yaşanan ciddi hatalar sonucu sanal bir sempozyum icra edilmektedir. Gazeteleri ve köşe yazarlarına göz gezdirdiğimde tamamının olaya aynı gözlükten baktığını görünce kendi kendime dedim ki acaba proplem bende mi? Daha sonra konuşmacıların konuşmalarını inceledim büyük bir bölümü laf olsun torba dolsun türünden konuşmalar yapmış. Örneğin Adalet eski Bakanı Hikmet Sami Türk Türkiye'de arsa spekülatörleri var demiş. Hikmet Sami Türk saygı duyduğum bir hukukçu, alanında yapacağı her konuşmaya saygı duyarım ancak arsa spekülatörleri ile Hikmet Sami Türk'ün ne alakası olduğunu anlamış değilim anlayan varsa anlatsın da biz de bilelim.

Meslektaşlarımıza gelince arkadaşlarımızın olaya müspet bakmasına saygı duyarım, zira yapılan her etkinliğe karşı çıkmamak gerek ancak bunca masraf, bunca eziyet çekilirken güzel bir sonuç almak varken sadece olaya soyut anlamda müspet bakmak fazla iyi niyet değil de nedir. Necdet Uzun dünkü yazısında verilen yemekteki organizasyon bozukluğundan bahsetmiş, keşke yemek hiç verilmemiş olsaydı da hayatın içerisinden gelen uygulamadaki eksiklikleri gören arkadaşları konuşmacı olarak davet etseydiler. Dikkat ederseniz davet etseydiler diyorum çünkü daha önce de belirttiğim gibi tertip heyeti bir yıl öncesinden konuşma yapacaklardan müracaat edip, yapacakları sunumu komisyona takdim edip kendi süzgeçlerinden geçirdikten sonra konuşma yapılmasına izin verdiklerinden katılımcılar davet edilmekten ziyade kendileri müracaat ederek sunum yapma imkanı bulabilmişler.

Siz altın madeninin pazarlandığını hiç gördünüz mü? Elbette hayır, çünkü kıymetli, olan her şeyin ayağına gidilir, bir şey her yerde bulunabiliyor ise onu satmak isteyenler pazarlamak zorunda kalırlar, yok çok kıymetli bir şey ise o zaman herkes onu almak için mücadele eder. Efendimiz “İlim müminin kayıp malı gibidir, bulduğu yerde onu alır” buyurmaktadır. Bu hadisi şeriften de anlaşılacağı gibi ilmi almak gerek, satmak gerekmiez. Bizdeki uygulama tam aksine herkes dağarcığındakini satmanın peşinde iyi güzel de o zaman senin ilminin ne kıymeti var? Bu işi yapan arkadaşların nasıl bir yol haritası izlediklerini bilmiyorum ancak onurlu hiç bir şahsiyet gidip ben sunum yapmak istiyorum diyeceğini sanmıyorum.

Şehrimizdeki en önemli sorunların tartışıldığı bu sempozyumda futboldaki sorunlardan, lokal ırkçılık sorununa, ekonomik dengesizliklerden işsizlik sorununa, siyasetteki olumsuzluklardan yerel yönetimlerin yanlış uygulamalarına varıncaya dek bir çok sorunun konuşulması, tartışılması ve çözüm yolları bulunması gerekirken akademik sunumların yapıldığı bir sempozyum olmaktan öteye geçmemiş olması üzücü bir durum. Keşke biraz ayakları yere basan insanlar bu işle ilgilenseydi de böyle sanal bir sempozyumla karşı karşıya gelmemiş olsaydık. Dün Büyükşehir Belediye Meclisinden geçen saathane dönüşüm planı bu semopozyumun en önemli gündem maddesi olması gerekmez miydi? Sempozyumlar insanların havalarını atma veya boy gösterme yerleri değildir, tam aksiner sorunların tartışıldığı ve çözüm önerilerinin konuşulduğu meclislerdir.

Adamın birisinin dediği gibi bize gelince gülelim eğlenelim, size gelince yiyelim içelim misali yapılan sempozyumda konuşup, icraata sıra geldiğinde ortadan kaybolan insanların yaptığı konuşmayı kendileri dahi ciddiye almaz. Bunca sorunun yaşandığı şehrimizde esnaf kan ağlıyor, kapanan iş yerleri her gün çoğalıyor, sanayici yaptığı üretimi pazarlayamıyor, bürokrat siyasetçiden şikayetçi, siyasetçi bürokrattan şikayetçi, millet düşmüş ekmek derdine geçim sıkıntısından başka işlere bakamıyor. Yapılan sempozyumda bu sıkıntıların hangisi dile gelmiş, ne kadar çözüm önerileri sunulmuş derseniz cevap olarak kocaman bir hiç cevabını alırsınız. Hiç unutmuyorum Büyükşehir belediyesine bağlı SABEK adında bir kuruluş vardı, Samsun Bölgesel Ekonomik kalkınma ajansının kısaltılmış adı idi yüzlerce çalışanı milyonlarca lira gideri vardı, güya bölgemizdeki işsizliği azaltacaktı, bir kaç kişinin cebini doldurup, bazı üst düzey bürokratların çocukları ve yakınlarının işe alınmalarının dışında hiç bir işe yaramadan kapandı gitti. Samsun Sempozyumu da buna benzer fuzuli bir iş ve fuzuli giderin dışında bir şey olmadığını söylersem abartmış olmam. Umarım budan sonra bu tür etkinlikler yapıılırken biraz daha verimli ve çözüm üreten etkinlik haline getirilir. Kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR