Metin Burma, Beni Hayal Kırıklığına Uğrattı

Hayat felsefemin en önemli mihenk noktalarından birisi de, tanıdığım insanlarla ilgili duruşumdur. İlk tanıdığım insanlarla ilgili onlar yanlış yapıncaya kadar haklarında iyi düşünürüm, ne zaman ki o insanlar yanlış yapmaya başlarlar, kendi kredilerini tüketirler, ta ki o krediyi sıfırlayıncaya kadar ilişkimi devam ettiririm, ne zaman ki kendisine olan inancım sıfırlanır işte o zaman ilişkimi keserim. Diyeceksiniz ki, "Kesersen kes çok mu önemli başkaları için", çok önemli olmayabilir, ancak benim için çok önemli. Hayat dediğimiz 500 sene değil, yaşadığımız kısacık hayatta düzgün insanlarla beraber olmak zorundayız, her önümüze gelenle arkadaşlık yapıp, hayatımızı mahvedecek halimiz yok. Ben insanların dinine, diline, ırkına, partisine bakarak onlara değer vermem, benim için önemli olan insanların şahsiyeti ve duruşudur. Şayet karşımdaki insan şahsiyetli, karakterli, yalan konuşmayan insansa, isterse ateşe tapsın, isterse aya tapsın onunla arkadaşlık yapmaktan zevk alırım.

Atakum Belediye Başkanı Metin Burma Bey"le eskiye dayalı bir hukukum yok, ancak adaylığı döneminde kendisini tanıma fırsatı buldum. Tanıdıkça da kendisinden hoşlandım, zira bana verdiği intiba dürüst, haksızlığın karşısında olan, insanların dinine, giyim kuşamına göre değil, yaptıkları işe göre onlara değer veren bir insan imajı verdi bana. Ancak son Mediva Hastanesi olayında beni hayal kırıklığına uğrattı. Mediva Hastanesi Atakent Bölgesi"nde bir hastane olduğundan, eski Atakent Belediyesi"nin ilgi alanına girmekte idi. Ben binanın inşaatla ilgili durumunu çok iyi bilmiş olmama rağmen, Metin Başkan"ı bizzat arayarak, konuyla ilgili kendisinden bilgi almak istedim. Başkan konuyla ilgileneceğini ve bana döneceğini söyledi ve dediği gibi birkaç gün sonra beni aradı.

Aramasına aradı ama söyledikleri beni hiç tatmin etmedi, dedi ki; "Adnan Bey, konuyu araştırdım. Henüz evraklar Atakent Belediyesi"nden bize tam olarak intikal etmedi, ama binanın kaçak olduğu doğru da, ruhsat alması da mümkün." Ben tamam başkanım deyip, telefonu kapattım. Halbuki Başkan çok iyi bilmeliydi ki Adnan Bahadır dört yıl Büyükşehir Belediyesi"nde Başkan Vekilliği, Grup Başkanlığı ve Encümen üyeliği yaptı, imar mevzuatını çok iyi bilir, TAKS nedir, KAKS nedir, DOP nedir, Kütle ilave etmek nedir, Yoğunluk artışı nedir çok iyi bilir ve yine Adnan Bahadır bu şehirde yıllar yılı Müteahhitlik yaptı, hangi binanın kaçak,hangi binanın ruhsatlı olduğunu çok iyi bilir. Mevzu bahis bina, Naci Şen tarafından yapıldığında sadece ana binaya ruhsat alınmış, daha sonra yanında yapılan ek bina, arkadaki acil bina, Otopark kaçak olarak yapılmış. Bu yetmemiş, binanın bitişiğinde kaçak yapılan binaya yine kaçak kat atılmış, son kattaki yarım kat kapatılmış, açık olan balkonlar kapalıya çevrilmiş, oralara ameliyathaneler yapılmış mış, mış da mış, mış… Ben bunları hiç bilmiyormuş gibi işe başladım. Sırf bazılarını denemek için yaptım bunu ki, kimin ne olduğunu anlayayım, bu işin peşini bırakacak değilim. Henüz işin başındayız, dahası var zamanı geldikçe çıkaracağım sandıktan. Burada en çok canımı sıkan, bu binanın durumunu bu şehirde Belediyecilikle uzaktan yakından ilgisi olmayanların dahi bilmesine rağmen, Metin Başkan"ın benim bilmediğimi zannedip, bana söylediklerine inanmamı beklemesi olmuştur. Peki neden böyle yaptı diyecek olursanız, öncelikle imar mevzuatındaki boşluktan istifade edip, dağ başında bir arsa alıp, onu Belediyeye bağışlayıp, ardından hem alt belediyeden, hem Büyükşehir Belediyesi"nden evrakı geçirerek yoğunluk artışı alıp, nerede ise yarısı kaçak olan binayı imarlı hale getireceklerdi. Ama unuttukları bir şey var. Hala daha devam eden ve benim de imzaladığımdan ötürü yargılandığımız davaların tamamı bu tür imar uygulamalarından dolayı müfettişlerin olayı mahkemeye taşımalarıdır.

Şimdi birileri kalkıp diyecek ki; "Efendim biz o binalarda kiracıyız, sadece hastaneyi işletiyoruz, binaların kaçak olup, olmadığı bizi ilgilendirmez." İyi güzel de o ilavelerin tamamını Naci Şen mi yaptı, yoksa siz mi? Kaldı ki, bu binaya ruhsat alırken Sağlık Bakanlığı"na sunduğunuz proje ile şu andaki bina aynı mı? Yaptığınız değişiklikleri Bakanlığa bildirip, onay aldınız mı? Almanız mümkün mü? Yoksa iktidar gücünü kullanarak nereye kadar götürürsek kardır hesabını mı yapıyorsunuz? Bunları zamanı geldikçe teker, teker kamuoyu ile paylaşacağız. Biz bu millete söz vermişiz, "yanlış yapan babamız olsa yazacağız" diye. Değil iktidar partisinin İl Başkanı isterse Bakanın en yakını bizim Kuyucubaşı yapsın, yine de yazarız ki bizim Kuyucubaşı böyle bir hata asla yapmaz da yapanın yanında da olmaz. O dürüst, adam gibi adamdır. Tek suçu ayakkabısının altını birilerine göstermektir, ama sağlık olsun ayakkabısının altını görmeye razı olmayanlar başkalarının daha kıymetli yerlerini üç yıl boyunca görmeye razı gelmişlerdir. Demek ki onlara da o layık. Bu günlük de bu kadar yeter mutlu pazarlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
14 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR