MERDİ KIPTİNİN ŞECAAT ARZ ETMESİ...

 Atalarımız her söyledikleri sözü enine boyuna, düşünüp, taşındıktan sonra ve bazı denemeler yaparak söylemişlerdir. Bir sözün atasözü statüsünü almasının öyle kolay bir şey olmadığını da hepimiz biliriz. Akil bir insanın söylediği söz, yaptığı nasihat veya o bağlamda yaşadıklarından aldığı dersler sonucu ortaya çıkan güzel deyimler, atasözü unvanını almıştır. Bu güne kadar gerek yazdığım köşe yazılarından, gerekse yapılan haberlerden ötürü, hayli tazminatlar ödediğimi her fırsatta ifade etmekten zevk aldığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Örneğin "Çakalın Serüvenleri" yazısını yazdığımda, Adem Güney yanına iki şahit bulup, “Bu şehirde çakal denince akla Adem Güney gelir”  ifadesini verdirince, buna hakimlerin yapabileceği tek şey bana tazminat ödetmek olur, zira bu iki şahit arkadaşımızın söylediği gibi bu şehirde, çakal dendiği zaman sadece akla Adem Güney geldiğini asla düşünmemiştim, belki o da akla gelirdi, ancak bir sürü insanın akla geleceği muhakkak. Hal böyle olmasına rağmen AK Parti İl Yönetim Kurulu Üyesi iki arkadaşımızın çıkıp bu şekilde şahitlik yapmasının, doğrusu evlere şenlik derecesinde bir olay olduğunu düşünmekteyim. Aslında ben köşe yazımda Adem Güney"i ihsası rey etmiş değilim, faraza etmiş olsam bile kendini bilen bir insan kalkıp da bu yazı beni işaret ediyor der mi? Hadi diyelim ki o dedi, şahitlik yapanların şahitliklerine ne demeli? Her ne ise bu günkü konumuz bu değil, bu konuyla ilgili bir hayli daha yazacağız. Zira Ademciğimin paraya ihtiyacı olmalı ki, her gün bana tazminat davası açıyor, veya canı çok yandığı için böyle bir davranışta bulunuyor, ama hangisi olursa olsun benim için zevkli bir durum. Demek ki matlup hasıl oluyor. Gelelim asıl konumuza, bundan bir veya iki ay önce bir arkadaşım arayıp, birilerinin benimle görüşmek istediğini, adamların bir oteli olduğunu, ancak polisin sürekli bu otele baskın yaptığını, bu konuda yardımcı olmamı istediklerini iletti. Arkadaşın bahsettiği otel, hem otel faaliyetleri yapıyor, hem de öğrenci yurdu olarak çalışıyor uzun zamandır, bu işletmeyi ben de bilirim, ancak buradaki sıkıntının ne olduğunu adamlar bana gelmeden arkadaşıma anlattım ve dedim ki burası otel statüsünde, aynı zamanda öğrenci pansiyonculuğu da yapıyor, Özel Eğitim Kurumları Yönetmenliği gereğince bir işletmede tek bir öğrenci kalmış olsa bile o işletmenin yurt statüsüne geçme zorunluluğu var, ama bu ve bunun gibi bir çok otel, pansiyon, öğrenci evi M.E.B. bağlanmaksızın yurtçuluk faaliyetini de yürütüyor. Milli eğitim Bakanlığı"na bağlı kurumlara polis izin almaksızın giremez, ama diğer saydığımız işletmelerin tamamına girebilir. Bu bahsedilen otel de aynı statüde olduğundan ve bazı gayri ahlaki işler yaptığı polis tarafından tespit edildiğinden, sürekli olarak kontrol altında tutulup, seri baskınlar yapılıyor, bu yapılanlar bana göre olması gereken önemli görevlerdir. Bu anlattıklarımı arkadaşıma anlattıktan sonra, bu insanlar ziyaretime gelmekten vazgeçti. Geçtiğimiz hafta Samsun Emniyeti fuhuş operasyonu yapmış, bu bahsedilen otelde operasyon kapsamında aranmış ve birçok hayat kadını, polis, v.s. gözaltına alınmış, bilahare bazıları serbest kalmıştır. Olayı ilk basına yansıtan gazetemiz olmuş, ardından ise diğer gazeteler de olayı detayları ile vermiştir. Haberin ardından bizim namuslu, burnundan kıl aldırmayan zatı muhterem soluğu bizim gazetede alıyor, ben de müsait olmamama rağmen, yanımdakileri bir şekilde gönderip, namus abidesi, Boynuzsuz Merdi Kıpti Efendiyi alıyorum odama. Benim düşüncem, olaydan duyduğu rahatsızlığı dile getirip, kendisine yardımcı olmam konusunda talebi olacağı şeklinde iken, bizim Merdi Kıpti  benden hesap sormaya kalkmaz mı, sinirlerim tepeme çıktı, gazetede çalışan erkeğine, bayanına bakmaksızın açtım ağzımı yumdum gözümü, seni p………..in adamı o müessesede yıllardır yapılanları bilmediğimi mi sanıyorsun, şayet bugüne kadar yazmadı isem, sıranın sana gelmeyeceğini mi sandın çık dışarı deyip, kovdum bizim boynuzsuz Merdi Kıpti iş adamını. Giderken mahkemeden, muhkemeden bahsedince, yapmazsan………deyip güzel bir boyama daha yaptım ve   gönderdim onu. Daha sonra koltuğuma oturduğumda, merhum İsmet Paşa"nın namussuzlar kadar namusluların da cesaretli olması gerektiği sözünü hatırladım. Daha sonra atalarımızın, Merdi Kipti Şecaat Arz ederken  sirkatini fahşedermiş, yani çingenenin hırsızı, büyüklüğünü anlatabilmek için yaptığı hırsızlıkları anlatırmış sözü geldi. Gerçekten bu memlekette namussuzlar namuslulardan çok daha cesaretli hale gelmiş, bu çok ama çok üzücü bir durum, kendisini ziyarete gitmek için randevu talep ettiğimde bana on gün sonrasına randevu veren İl Emniyet Müdürü, şayet beni zamanında çağırmış olsa idi, bunları ona anlatıp, başında olduğu teşkilatın bazı mensuplarının, bu tür işlerin içerisinde olduğunu anlatacaktım, ama düğün geçti şimdi kınayı başına çalsın, kendisine makamında bolca oturmalar temenni ederek bugünkü sohbetime son vermek istiyorum, kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR