MEMLEKETİ KURTARMAK SANA MI...

MEMLEKETİ KURTARMAK SANA MI KALDI DİYENLER BU YAZIYI İYİ OKUSUNLAR

 

Hayatımda inanmadığım bir şeyi konuşmaktan keyif almadığım gibi, başlattığım hiç bir işi yarım bırakıp başka işe de geçmem. Bir olayı ele aldığım zaman mutlaka sonunu getiririm. Sonuç almak bazen geç olabilir ama inanarak yapılan hiç bir icraat sonuçsuz kalmaz. Gazeteyi ilk kurduğumda önce Kayıkçıbaşı ısrarla karşı çıktı, ardından Vezir Hazretleri olmaz dedi. Kayıkçıbaşının karşı çıkma nedeni ekonomik olarak işin altından kalkamayacağımı düşündüğünden zarar görmemi istememesi idi yani iyi niyetli  idi. Vezir Hazretlerinin karşı çıkma nedeni  ise yaptığı  dalavereleri açığa vuracağımdan endişe ettiğinden karşı çıkmıştı. Hatta açılış kokteylimizde yaptığım konuşmada onun Çerkez inadı varsa benim de Laz  damarım var diyerek olayı espri ile anlatmıştım.

Dilerseniz bugün dört yıl önceki  Samsun ile bugünkü Samsun'u kıyaslayalım ve aradaki önemli  değişiklikleri birlikte değerlendirelim. Dört yıl önce Yerel Basında hakim olan güç ile bugünkü güç arasındaki farkı söylemek istemiyorum, zira onu siz benden daha iyi bilmektesiniz. Dört yıl önce  Vezir Hazretleri her gün manşetlerde olduğunu sanırım hepimiz biliriz, yok efendim yurt dışına çıktı, yok efendim falancalarla beraber kahvaltı yaptı, bırakın bunları şoförü Salih'le koruması veyküllü Turgay'ın yaptıkları bile bazı gazetelerde  haber niteliği taşımakta idi. Bugün  durum nedir derseniz tek başına atını  düzen kovboylar gibi dolaşmakta, yanında koruması ve şoförü dışında bir Allah kulu yok.

Belediyede görev yapmakta iken bir Belediye Başkanı arkadaşımızın gözünü şişiren çete mensubu ve saz arkadaşları bu şehirde terör estirmesi olayını Belediye Başkanı  arkadaşımızın o günkü valiye anlatmasına valinin verdiği cevap   “Git onlarla anlaş” iken ve  ilin valisi o insanlarla boy, boy resim çektirirken bugün o insanların tamamı çete davasından Ankara 12. Ağır  ceza mahkemesinde yargılanmaktadırlar. Dün onlarla aynı kareye girmek için yarışanlar bugün onlarla yan yana gelmemek için köşe bucak kaçıyorlar.

Yıllar yılı eski Yimpaş'ın önündeki Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü'ne ait otoparkı çalıştırıp, devlete kira ödemeyen çete bozuntuları olayı bizzat adımızı yazarak ilgili makamlara yaptığımız şikayet sonucu boşaltmak zorunda kalmışlardı. Ancak üzülerek ifade etmek gerekirse bir çete bozuntusundan kurtardığımız kamu arsası başka bir eşkıyanın elinde kalmayla baş başa kalmış olması da bir hayli üzücü. Ama kimse şunu unutmasın ki o arsayı asla kimseye peşkeş çektirmeyeceğim. Haa siyasetçiler peşkeş çekmek için uğraş verip başarılı olurlarsa onu da sizinle paylaşıp gereğini yapacağım.

Kızılay ile ilgili yaptığımız haberler sonucu Kızılay Genel Merkezi'nin gönderdiği müfettişlerin yaptıkları inceleme sonucu olayın Cumhuriyet Savcılığı'na intikal etmesi ile birlikte yaklaşık 12 Kızılay yöneticisi tutuklanmış, geçtiğimiz hafta sonu Cumhuriyet Savcısı iddianameyi hazırlayıp Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi, mahkemenin kabul etmesi ardından yargılama başlayacak.

DLH ile ilgili yaptığımız haberlerden ötürü DLH Genel Müdürlüğü Müfettiş gönderdi, geçen hafta bu teftiş başladı ancak henüz sonuçlanmamış olsa bile oradan da sağlıklı bir sonuç çıkacağı kanaatindeyim. İlkadım İlçe Müftüsü ile ilgili yaptığımız haberlerden ötürü daha önce bize gelmeyi reddeden Müftü Efendi bizzat kendisi bir arkadaşımızı bize gönderip bir araya gelmek istediğini söyledi. Ancak bu konuda henüz bir karar vermiş değilim zira benim amacım müftüyü dize getirip ayağıma gelmesini sağlamak değildi, benim amacım milletten toplanan paraların yanlış yerlere gitmesini engellemekti bu konuda ne yapılacağı benim için önemli.

Bürokraside bize yanlış yapanların birçoğu, hatta adli yargıda yanlış uygulamalara imza atanlar bedelini ağır ödediler. Öte yandan siyasi arenada olmamaları gerektiğini düşündüğüm sevgili kayınçom,  Ademciğim,  Yağ tulumu,  Fadime Abla gibi siyasetçiler verdiğimiz mücadele sonunda siyasi arenanın dışına çıktılar. Bu arada istemediğimiz bir siyasetçinin Bakan olması bazılarının yorum yapmalarına neden olabilir ancak bunca mücadeleyi tek başına ve birçok egemen gücün karşı tarafta yer almasına rağmen yapan birisinin tüm yaptıklarından sonuç alıp sadece birisinden sonuç alamamış olması kimseyi sevindirmesin, hem yaptığım tahmin de biraz tuttu sayılır ben cinsel sorunlar demiştim, gençlik oldu aynı kapıya gelir demek ki çok yanılmamışım:)

Gazeteyi kurarken ve daha sonraki dönemlerde “Sana mı kaldı memleketi kurtarmak”   ifadesini kullanan arkadaşlarımız tek başına verdiğimiz mücadelede aldığımız sonuçlara bakarlarsa istenildiğinde ve samimi olunduğunda alınacak sonuçların ne olduğunu rahatlıkla göreceklerdir. Rabbim yaptıklarımızı kendi rızasına muvafık eylemesi temennisi ile kalın sağlıcakla. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR