Mehdi'nin Ayak Seslaeri

Sorabilirsiniz:

Mehdi gelecek mi veya ne zaman gelecek?

Hz Muhammed"in şeriatıyla mı amel edecek?

Belli bir insan mıdır? 

Hz İsa mıdır?

Filan filan özellikleri taşıyan bir zat-ı muhterem midir?

Soruları uzatabiliriz. Ama bana göre ve benim delillerden edindiğim çok sağlam bilgilere göre;

Mehdi gelebilir ve olabilir, ama gerek yoktur. 

Şahsen ben öyle metafizik ve ezotik bir dinden yana değilim.

Ben sosyal ve siyasi bir dinden yanayım.

Daha önceki yazılarımızda da zaman zaman yeri geldikçe mehdilik inancı üzerindeki görüşlerimi okuyucularımla paylaşmışım.

O düşüncelerime ekleyecek veya çıkaracak hiçbir modernitem de yoktur.

Mehdi; benim edindiğim bilgilere göre dünya milletinin içinden siyasi çalkantılar sonucu ortaya çıkacak bir siyasi kadro hareketidir.

Bir kişi değildir.

Ancak bir karizmatik halk kahramanı kişiliğin çevresinde oluşan ashap ve bağlı kişiler topluluğudur.

Papazların yazılarına rastladım.

Papaz, kilisenin önünde bir kadını; yanında 3 küçük çocukla ve boynuna tırmanmaya çalışan bir bebekle rastlamış.

Hepsi açlıktan bayılmak üzereymiş. Bebek ölü gibiymiş. Papazın ısrarı üzerine kadın dayanamayıp gömleğinin düğmelerini açmış. Göğsü kanıyormuş. Bebek deli gibi memeye saldırmış. Ve kanını emmiş. Papaz kadının önünde diz çökmüş, elini bebeğin başına koymuş ve yemin etmiş: “Bu açlık bitene dek hergün bir aç çocuğu besleyeceğim.”

Kurtuluş ilahiyatının başlangıç noktası yukarıdaki felaketlerin kavranmasıdır; bunlar Üçüncü Dünya'nın her yerinde var.

500 milyon açlık çeken var.

Bir milyar 600 milyon kişi 60 yıldan az yaşıyor.

Bir milyar kişi mutlak fakirlik içinde, bir buçuk milyar kişi temel tıbbi yardımdan yoksun.

500 milyon kişi işsiz ya da geçici işçi; yılda 150 Dolardan az kazanıyor.

814 milyon kişi okuma yazma bilmiyor.

2 milyar kişinin temiz suyu yok.

İşte Hıristiyan dünyasında kurtuluş ilahiyatı işte bu duruma güçlü bir protesto demektir.

İşte mehdi, bu anlatılanlardan üzüntü duyan insandır.

Toplumsal baskı, dışlama, marjinalleştirmeyi görendir,

Haksızlık, insan haklarının reddini yaşayandır,

“Sosyal günah”ı;

Yaradan'a, O'nun amaçlarına ve verdiği haysiyete karşı çıkmaları önlemeye çalışandır.

Asgari düzeyde “birlikte acı çekmedikçe, kurtuluş ilahiyatı anlaşılamaz.

Kurtuluş ilahiyatı bu yerinden yurdundan edilmiş, dışlanmış milyonların hayatı, amacı ve mücadelesine peygamberâne ve kardeşçe bir katkı sağlayandır.

“Fakir” sadece kapı kapı dolaşıp dilenen kişi değildir. Fakir bir topluluk ve “halk kesimleri”nin fakirliğidir.  İşte mehdi halk kesimlerinin fakirliğini gören ve yaşayan kişidir. Tarihsel olarak ezilmiş kitlelerin fakirliği kendi içinden mehdilerini çıkarmıştır.

Kurtarıcı, kurumlar oluşturur, projeler sunar, sosyal yaralara “sargı” olur. Fakirlerin ezildiği ve başkalarınca fakir bırakıldığı zamanlarda toplumun içinden çıkar. Direnme gücü vermek, kendilerini örgütlemek ve insanlık dışı hallerini dönüştürmek mehdilerin şeriatıdır.

Kapitalist ülkelerde, Zenginler, fakirlerin daha fakirleşmesi pahasına zenginleşti. Ama Müslüman ülkelerde ise şükreden zengin, sabreden fakirle yan yanadır. Müslüman ülkelerde Mehdi; şükreden zenginleri çoğaltır ve onları sabreden fakir işçi kesimiyle kardeş eder.

Şimdi İsrail vahşetine karşı İHH"nın yıllarca çalışma sonucu hazırladıkları bir eylem planlarını gördük.

Bütün dünyada ezilmiş insanların ezilmişliklerini yaşayan halk kahramanları, İHH bünyesinde bir araya geldi ve ezilmiş Gazze Filistin insanına 7 gemilik yardım getirme planı çerçevesinde dünyayı ayağa kaldıracak bir eylem gerçekleştirdi.

Yüce Rabbim “Une Minute” biçiminde ünlenen ve ezilmiş insanları bir sancak altında toplayacak şahlanış noktasına doğru tırmandırdı.

Önemli değil, üç, beş şehit verilmiş…

Zaten o gemidekiler şahadet şerbetini yudumlamak üzere hep birlik yola koyulmadılar mı?

Ben öyle anlıyorum ki bu şahlanış, burada başlamış ve burada bitmeyecektir.

Dünyanın hepbirlik bir mehdisini ve mehdi kadrosunu hazırlayacaktır.

İnşallah Yüce Rabbim: “Şimdi Tamam!” fermanını buyuracaktır.

Beni İsrail, yeni değildir.

Hz Musa ile de tarih sahnesine çıkmamıştır.

Beni İsrail, benim edindiğim bilgilere göre Hz Adem"den sonra yeryüzüne gönderilmiştir.

Onlara Yüce Rabbim, diğer bütün dünya insanlarını baskısı altında tutacakları “Faddaltü” fiilini armağan etmiştir.

   “Faddaltüküm ala el-Âlemin” karizmatikliğini onlara Vehbi olarak kendi Katından ihsan buyurmuştur.

Bu karizmatiklikle ekonomik örgütlenme, siyasi bloklaşma stün yetenekleriyle diğer insanları etki altına alacaklardır.

Kendi şeyhini cennetlik gören, tesbihler çeken, evratlar okuyan, gizli veya aşikar zikir meclisleri düzenleyen, ama tek hedefi cennetin kapısına anahtar uydurmak olan bölücü Müslümanları da koyun sürüsü gibi İMF ve NATO gibi örgütleriyle peşinde sürükleyecektir.a

Ben inanıyorum ki keramet vardır ve kişinin kendisini ilgilendirir. Keramet sahibi Büyük insanlar, sadece kendilerini cennete götürürler. Bir başka insan sürülerini öyle Kur"an yerine kitapçıklar bastırıp bedava dağıtmakla Beni İsrail şeytanının pençesinden kurtaramazlar.

“Une Minute” çıkışları ile inşallah!

Gerek tüm dünya ezilmişlerini; Filistin, MORO, Sudan bölücü Müslümanlarını ve gerekse Brezilya, Şili, Arjantin gibi Latin Amerika ezilmişlerini aynı sancak altında toplayacak Müslüman Kurtarıcı çıkacaktır.

  İşte Mavi Marmara gemisinde kimler yoktu ki!

Avrupa Birliği ülkelerinden parlamenterler, Hıristiyan dünyasından papazlar, Yahudi dünyasından Hahamlar…

Neler… Neler… Kimler… Kimler…

Akdeniz"in uluslar arası sularında, devlet teröristi İsrail"in silahlarıyla şehit olan Büyük Adamların kanı yerde kalmayacak.

Yalnız Allah"ın Kelime-i Tevhid sancağı altında…

O kanlar üzerinden milyarlar yürüyecek… Yürüyecek… Yürüyecek…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR