MAKAM VE PARA HIRSI İÇİN BU KADAR BAYAĞILAŞMAK ...

MAKAM VE PARA HIRSI İÇİN BU KADAR BAYAĞILAŞMAK DOĞRU MU?

Hayatım boyunca insanlarla dargın olsam bile oturdukları makama, yaptıkları işe, ceplerindeki paraya asla göz dikmemişimdir. Başkalarının işini kaybetmesi, makamını kaybetmesi beni ziyadesi ile üzmüştür. Herkesin rahatlığından mutlu olmuşumdur, zenginlik Allah"ın dilediğine verip, dilediğine vermediği bir haslettir. Allah Resulü bir Hadisi şerifte, “ İki kişi dışında haset yasaklanmıştır” buyurmaktadır. Bu iki kısım insanı da tarif ederken, “Birinin elindeki malı Allah yolunda harcayan, diğeri ise kendisine Allah tarafından verilen ilmi insanlık adına herkesle paylaşandır” şeklinde tarif etmektedir.

Büyükşehir Belediyesinde dört yıl boyunca yapmış olduğum görevler esnasında oturduğum koltuktan kişilik almadım, tam aksine o koltuğa kendi kişiliğimden bir şeyler vermeye çalıştım. Görev yaptığım süre içerisinde yanıma gelip, benden yardım isteyen herkese yardımcı olmaya çalıştım. Gelenlerin siyasi düşüncesine, dinine, ırkına bakmaksızın elimden geleni yapmaya çalıştım. İşini görebildiklerimin işini gördüm, göremediklerime telefonla ulaşıp, işlerinin neden olmadığını izah ettim, ama bazı insanlara ne yaptıysam adamların bana olan düşmanlıkları devam etti. Daha sonra bunun nedenini öğrendim, ama onlar adına üzülmedim desem yalan olur. Çünkü insan makam veya menfaat için bu kadar alçalmamalı. Bu insanlar aynı kafada olan menfaatperestlerdir, bunların ideali, hedefi, davası, dürüstlüğü menfaatleri kadardır. Bu insanlara ne yaparsanız yapın, onları mutlu edemezsiniz. Mutlu olmaları için ya oturduğunuz koltuğu onlara vereceksiniz veya cebinizdeki parayı onlar için kullanacaksınız. Peki, kim bu insanlar derseniz anlatmaya gerek yok sanırım. Çünkü büyük bir bölümü şu anda belediyede işbaşı yapmış durumdalar.

            Şimdi size anlatacağım olay bu anlattıklarımın ne anlama geldiğini daha iyi anlamınıza yardımcı olacağı kanaatindeyim. Geçenlerde hiç tanımadığım bir arkadaş yanıma gelip, bizzat yaşamış olduğu bazı olayları anlattı. Ben ve Kenan Bey hapse girdiğimizde bir Belediyede bir ekip atölyeye gidip, davul zurna çaldırmışlar, yetmedi, biz içeride iken hakkımızda olmadık şeyleri söylemişler. Yanlarında konuştukları insanlar teker, teker yanıma gelip konuşuyorlar, hatta bunlar o kadar ileri gitti ki, biz hapisten çıkınca oldular yedi kişi. Gittiler Başkan olacak adamın yanına ve bizim görevden alınmamızı talep etmişler. Oda, “Şimdilik olmaz ama zamanı gelince hallederiz” demiş. Daha sonra ben konuyu kendisine açınca bana aynen şunu dedi; “ O arkadaşlar çok iyi niyetli insanlar. Sizinle alakalı ileri, geri konuşuyorlar. Sizin ve benim yıpranmamam için böyle bir teklifte bulundular.” İyi, güzel de, o adamlara sen niye demedin ki; bu arkadaşlar sadece ve sadece benim talimatımla ellerini taşın altına koydukları için bu çileleri çektiler. Hem kendileri, hem de aileleri perişan oldu. Bu görevden alınmamızı isteyen yüce heyet üyelerinden biri benden sonra Başkan vekili oldu. Sırf vezir hazretlerine yağcılık olsun diye şiir günleri tertip ettiler, oturdukları mekânlara onu getirip, kahvaltılar düzenlediler, ama saltanatı çok sürmedi. Yoğun tempoya dayanamayıp, bay pass oldular. Daha sonra da yeni gözdeler geldi meclise, onun emsisi silindi. Bir başka heyet üyesi o dönemde yağcılıktan sorumlu Başkan iken, şimdi Tekkeköy ve havalisine arıza işlerinden sorumlu şefliğe antmış, emrine makam arabası olarak da bir adet vidanjor verilmiş. Onunla evine gidip, gelecekmiş. Bu adam hiç sıkılmadan belediye başkanlığından sonra böyle basit bir görevi kabul etmiş. Yüce heyetin fitne başı ve kuş beyinli uzun boylu organizatörü vezir hazretlerinin eli, ayağı, akrabası, her şeyi olan ahmak adam, ömrü hayatı boyunca bir baltaya sap olamayınca,  Yusuf abisi almış onu imar inşaata ve vermiş ona satın alma yetkisini. Yüce heyetin diğer elemanları da yaptıkları işin semeresini aldılar. Birisi belediyesinin borçlarının büyük bir bölümünü birilerine ödetmiş, diğeri Atakum" dan meclis üyesi olmuş. Aslında bu ağabimiz iyi bir insan fakat öbür şeytanlar kandırınca, o da böyle büyük bir hatayı yapmak zorunda kalmış.

İşte size menfaat çetesinin bazı üyelerinin icraatları. Bu insanlar şimdi iş başına gelince tüm hırsları gitti, oldular topluma hizmet gönüllüleri. Hele, hele birde özel kalem müdürlüğünün çetesi, bu işlerde o kadar uzman ki, sormayın gitsin. Keresteci kardeşimiz her sabah kahvaltılarını orada yapar, özel işlerini takiple sorumlu uzun boylu, emekli emniyetçi bir yandan vezirin işleri ile ilgilenirken, diğer yandan kooperatifçilik, iş takipçiliği, cemaatin bazı özel adamlarına özel işler temin etmekle uğraşmakta. Diğerlerinin ne yaptığını önümüzdeki yazılarda detaylı bir biçimde yazacağım. Şimdilik bu kadar yeter, ama şunu unutmasınlar, toplum kimin ne olduğunu tüm detayları ile öğrenecektir. Hoşçakalınız

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR