Küresel krizin götürdükleri

KÜRESEL KRİZİN GÖTÜRDÜKLERİ

Ben bir ekonomist değilim ve böyle bir uzmanlığımda yok. Sadece İslam ekonomisini temel ilkelerini bulmaya çalışan araştırmacıyım, o kadar. İslam ekonomisi, başlı başına bir uzmanlık alanı… İslam âlimleri gibi, 1300 yıllık mezheplerin dondurulmuş görüşlerini tekrarlarım.

Tek bildiğimiz temel ilke, İslam ekonomisi mal üzerine hayat kurar, kapitalizm ise para üzerinden çalışır. İslam her şeyi mal olarak değerlendirir, maaşları da çalıştığı işyerinin ürettiği malın değeri üzerinden hesaplar. Kapitalizm ise malı üreten işçinin emeğinin karşılığını işverenin iki dudağı arasından çıkan rakam üzerinden alır; ürettiği mal üzerinde hiçbir hakkı yoktur.

İşte bugünlerde bütün dünya, ABD"nin ürettiği küresel krizi konuşuyor. Acaba bu banka iflasları, kapitalizmin sonu mudur? Acaba şimdi İslam"ın temel ilkeleri mi egemen olacak? Ama kiminle?

Hiç kimse, dünya değişiyor diye şaha kalkmasın; hiçbir şey olmayacak, birkaç hafta içinde dünya süt liman olacak kanaatindeyim.  Çünkü daha birkaç yıl önce, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği dağıldı da ne oldu? Hani Stalin"in heykelleri kansız olaysız yerlere serilip sürüklendi de ne oldu? Birkaç Türki Cumhuriyet bağımsızlığına kavuştu, ama devlet başkanları hâlâ eski politbüro üyeleri ve önderleri değil mi?

İşte Rusya, yeni başkanları sayesinde siyasi erklerini toparladılar. Çeçenler ne oldu? Bir avuç yiğit ve gözüpek insanın cengâverliği yetmiyor. Birkaç votkacı, ayyaş başkanlar döneminde, istedikleri gibi at koşturuyorlardı. Ama her şeyi bilen karizmatik halk kahramanlığı standartlarını taşıyan KGB üyesi ve yöneticisi Putin işbaşına geçince  her şeyi toparladı ve kendine bir de iyi bir yardımcı buldu. Petrolü de artık koz olarak kullanıyor. Şimdi Türki Cumhuriyetleri yeniden birlik altına toparlayacaktır.

Anlatmak istediğimiz şudur: Kur"anda birleşelim. Tekvucûd olalım. İslam ülkeleri birli olsun ve Rusya Birlikleri de ortadan kalkar, Amerika Birleşik Devletleri de Avrupa Birliği de Müslümanların Birliğine vız gelir. Ama Müslümanlar birleşemezse, Vatikan tipi Hılafet Birliği Çatısı altında birlik olamazlarsa, vize alma zorunluluğu kalkar ve gümrük birliği sağlanırsa o zaman küresel kriz de etkilemez, başka her türlü tehdit unsurları da...

Bir hadis-i şerifte: “

 Fitnenin; kaos ve anarşinin sağı solu belli olmayan serseri mayın gibi kol gezdiği dönemde, siz işinizi yapınız.  O dönemde hiçbir şey belli değil; kişi, mümin olarak sabahlarken akşam kâfir olur;  veya tersinden; kişi sabahleyin kafir iken akşamleyin Müslüman"dır. Öyle kişiler dinlerini çok küçük dünya gösterini karşısında pazara çıkarır” buyurulmaktadır.

 Burada bana göre anlatılmak istenen, sanayi ürünlerinden aşırı yararlanma ve harcamalarının arttığı dönemlerde kişinin baş döndürücü bir serbestliğe kavuşmasıdır. Bu dönemde Müslüman vatandaşlar da dinî değer ve dinî önder diye bir şey tanımaz kafasının doğrultusunda gider. Lüks hayat yaşayabilmesi için esnek zemin üzerinde tahterevalli oynar. Kumandayı kaybettiğinden, her rüzgarın estiği yöne kendini bırakır. Belli bir siyasî parti gelir, maddi çıkarları yüzünden, onunla işbirliği kurar ve ertesi seçimlerde menfaati gereği başka siyasi partinin seline kapılır.

İşte toplum böyle bir kaotik yaşamın içine düştüğü zaman, din imanı kaybolur; küresel krizin akıntısına kapılır ve mahvolur.

Âyet-i kerimede: “Az kalsın, bize karşı, başka güçler uyarlayasın diye, sana vahyettiğimiz değişmezlerden dönmen için aklını çelecekler; öyle davranırsan seni kendilerine can yoldaşı yapacaklar. Eğer biz seni sağlam iradeli kılmasaydık gerçekten neredeyse çok az da olsa onların kulüp sosyal güçlerine yaslayıp yaranacaktın. O takdirde biz de örgütlü suç toplumu yaşantısının katmerlisini ve ölümünün de öylesini fitil fitil burnundan getirirdik. Sonra bize karşı sorgulayıcı Nasir bulamazdın” İsrâ" Sûresi: 73-75.  

“Buna göre sen emr olunduğun gibi Sırat-ı Müstakimci ol; senin beraberliğindeki tevbekârlar da... Hiçbir zaman doyumsuz terörist olmayın. İyi bilesiniz ki O, dışa vurduklarınızı kalp gözünden öte sezer. Dev aynasına çıkanlara bakıp yalpak olmayın; o sosyal patlama ateşi size de dokunur. Dolayısıyla Allah"tan başka yönlendiricileriniz olamayacağından; devletiniz de olamaz” Hûd Sûresi: 112-113. 

İşte denge tutturmak gerek. Denge tutturamayan toplumlar, kendilerine sahip olamadığından, küresel krizin estireceği fırtınadan kendini kurtaramaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR