Korkma kışın kışından...

Kork Aprilin beş'inden…

Demişler;

Ve kış da geri geldi.

“Üşüyorum!” demiş.

Neden bu başlıkla yazımıza girdik?

Derseniz;

Siyaset… siyaset… Yine siyaset!

Dini konular derseniz;

Bana göre o da biraz demode olmuş gibi.

Alışmışız…

Halk ne ister?

Halk ne öğrenmek ister?

Halk hangi konulardan hoşlanır?

Bir Samsunlu hangi konuları görmek ister?

Halk sadece kendisini cennete götürecek duayı ister.

Halk, oğlunun veya kızının iş bulması için…

Evlenmesi için…

Daha bol para kazandıracak şeylere ulaşmak için…

Önündeki karanlıkları aydınlık yapması için…

İçin… için… için…

Ama ben bu konuları cevaplamaktan haz almıyorum.

Böyle dostlarla karşılaştığımda bir kaçış bahanesi ararım.

Bir yere gittiğim zaman o yörenin cemaatlerini…

Şeyhlerini…

Çoğunlukla çatışma içinde olduklarından;

Şeyhlerin neden çatışma içinde olduklarını…

Acaba bir şehir önde gelenleri nasıl barışır?

Kur'an-ı Kerim üzerinde nasıl barış sağlanır?

Kur'an-ı Kerimi ve sahabe ilişkisini düşünürüm.

Sahabe Kur'anı nasıl anlamış;

“Ben nasıl anlamalıyım” derim.

Bizim Ehl-i Sünnet uleması; sahabeye toz kondurmaz.

Sahabenin Kur'an anlayışında el pençe durur.

Oysa ben sahabeyi bu kadar putlaştıramam.

Ben sadece Allah'a cc iman ederim.

Anlamadıklarımı Allah'a cc havale ederim.

İlle de her şeyi anlamaya çalışmam.

Allah'ın cc bana tanıdığı kadarıyla…

Bana ihsan buyurduğu akıl gücüm oranında

Anlamaya çalışırım.

Ben Kur'anı tam tefsir edemem.

Ancak bu çağımdaki anlaşıldığı kadarıyla;

Kur'anı anlamaya çalışırım.

Sahabe-i kiram da Kur'anı kendi anlayacağı kadarıyla anlamış.

Onun anladığı kadarıyla Kur'an beni bağlamaz.

Ancak sahabenin anladığı Kur'anı referans alırım.

Sahabeyi bana anlatan bütün İslam ulemasının Kur'an anlayışını da

Katarak bugün Kur'an nasıl anlaşılmalı derim.

Sahabenin anladığı Kur'an benim için nihai referans olamaz.

İşte siyasette de aynı yolu izleriz.

Bir zamanlar Erbakancıydım;

Ondan önce de komünizmle mücadele eden sağcılardan idim.

Konya'da öğrenciyken kaç sefer Ankara'ya…

Değişik illere gittik;

Komünizmi lanetledik.

Erbakan'dan sonra İslamcı olduk.

Erdoğan geldi;

İslamcılığımızı siyaset yapmadık;

Milliyetçi muhafazakar olduk.

Artık sağcı Demirelci… Zeybekçi değiliz.

Solcu değiliz.

Avrupa halkçılarının destek verdiği Erdoğan kadar halkçıyız.

Avrupa halkçıları Baykal'dan daha çok Erdoğan'ı kucakladılar.

Şimdi Kılıçdaroğlu halkçılığı var ama;

Tamamen Erdoğan'ın kopyacısı gibidir;

Kılıçdaroğlu halkçılığı ütopiktir.

Sadece oy almak için halkçı gözükmektedir.

Ergenekonculardan medet uman halkçılık;

halkçılık değildir.

Onun halkçılığı tıpkı Bahçeli milliyetçiliği gibi;

Ankara'nın dışına taşamaz;

Anadolu'ya… kırsal alana doğru asla gidemez.

“insanların en hayırlısı, ona en iyi hizmet edendir”

Buyuran Peygamberimin sav halkçılığını benimserim.

Elleri nasırlı olmayanlar, halkçı olamaz.

Milliyetçi de olamaz.

Başörtüsü benim için hiçbir şey değildir.

Türban diye bir eşy de tanımam.

Benim için esas olan tesettürdür…

Tüm vücudun kapanmasıdır;

Şalla mı olur… Çarşafla mı…

Pardesü ile mi…

O beni ilgilendirmez.

Ciddi örtünen…

Şu anda moda olan sigaracı da olmayan

Her hanım benim kardeşimdir.

Ben bana emreden Avrupacı değilim.

Onların birliğini asla kabullenemem.

Kaddafi gibi…

Ben gidersem şeriatçılar gelir diyecek kadar

Sosyalist Müslüman da değilim.

Devlet yöneticilerimizin anladığı kadar da

Yumuşak… ılımlı… layt Müslüman da değilim.

Asla kimseye el kaldırma!

“Hep Barışçı Müslüman ol!”

“İsrail'de ölen çocuklar için sabaha kadar ağlayan” da…

Olamam.

“Mutlak manada batı düşmanlığı…

zannediyorum ki bizi çağın dışına iter.

zaman tarafından elenirsiniz.

batıdan alınacak birçok güzellik var” diyemem.

İşte kaç yıldan beridir ki;

Baharda kış yaşıyoruz.

Karadeniz'de fındık;

 Malatya'da kayısı;

Antalya'da sera ürünleri yanıyor.

Bana göre bu;

Allah'ın emirlerine karşı ısyanımız yüzündendir.

Özellikle kadın esiminin aşırı sigaracı olmalarındandır.

Zamanı ve devleti bahane ederek;

Kız çocuklarımızın açılıp saçılmasına göz yummamız yüzündendir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR