İPEKÇİ KOMUTANIN...

İPEKÇİ KOMUTANIN İNCİDEN GERDANLIKLARI

Geçtiğimiz hafta ara verdiğimiz tarihi Amisos kentinde yaşanan hikâyelere, bu hafta devam edeceğiz. Hikaye kahramanımız entrikalarla ve düzenbazlıklarla tanınan Amisos kentinin muharrirlerinden olan ve atalarının ondan olan beklentileri nedeniyle, komutan anlamına gelen serdar namını ona layık görerek büyüttükleri, daha sonra ise muharrirlik mesleğine merak salmış olan İpek kumaşlı adamın maceralarından bazı kesitler sunacağız. Kahramanımız kişilik olarak namına layık bir kişiliğe sahip olmamakla birlikte, en çok uğraş verdiği konuların başında, belden aşağısını ilgilendiren şehevi konular gelirmiş. Bu konudaki namı o kadar yayılmış ki, adı Tecavüzcü Komutan olarak kıtadan kıtaya yayılmış, bu namı sayesinde her gittiği diyarda dilberler bulup gününü gün ediyormuş. Yaşadığı aşklar, yaptığı gayri ahlaki işler, o kadar ayyuka çıkmış ki ergenlik çağına gelen her genç ona ulaşıp, yaptıklarından feyiz alabilmek için peşinde dolaşıyormuş. Komutan lakabının yeterli gelmediği icraatlarında düşüp, kalktığı yatakların ve hatunların kıymeti harbiyesini belirtmek amacıyla, İPEK adam unvanı da eklenmiş ve böylece adı İPEKÇİ KOMUTAN olarak piyasada hüküm sürmeye başlamış. İpekçi komutan namı gereği her gittiği yerde dilberlerin akımına uğrayıp, onların ihtiyaçlarına cevap veremez hale gelince, muhatap olacağı dilber yaşını on beşin altına indirmiş. İpekçi Komutanın yeni uygulamasını öğrenen gençler de onu takip etmeye başlayınca, İmparatorluk bir genelge yayınlayarak on sekiz yaşın altındaki bayanlarla erkeklerin birlikte olmasını yasaklamış. Amisos kentinin meşhur iş adamlarından ve Ermeni Çetelerin uzantısı olan bir delikanlı, henüz on sekiz yaşına gelmemiş bir kız çocuğunun dişini çekince, ortalık karışmış. Kız çocuğunun ailesi durumu mahkemeye intikal ettirip, genç iş adamından davacı olmuşlar. Genç iş adamının paçası tutuşunca, bu işe bir çare bulmak için Amisos kentinin ileri gelenleri ile bir araya gelip, onlardan yardım istemiş. Her dönemde yardakçılar ve yalakalar olduğu gibi, o dönemdeki yardakçılar ve yalakalar derhal olaya bir çare üretmişler ve içlerinden birisi çıkıp demiş ki; “Efendim bu işi çözse, çözse ancak İpekçi Komutan çözer, çünkü onun adı zaten toplum arasında sübyancı olarak bilindiğinden  bu olayı ufak bir dünyalık karşılığında üstlenir. Böylece hem genç iş adamımız bu ağır sıkıntıdan kurtulur, hem de İpekçi Komutan üç beş kuruş dünyalık elde ederek, geçimini bir müddet daha devam ettirir.” Meşveret heyeti bu teklifi çok cazip bularak oy birliği ile kabul eder, ardından konu İpekçi Komutan"a iletilir. O da bu işe balıklama dalar ve olayı üstlenir. Mahkemede olayı kendisinin yaptığını söyleyerek, Ermeni asıllı genç iş adamını kurtarır. Mahkeme sonunda kendisi ceza alsa da, tecil edilir. Daha sonra İmparatorluğun uygulamaya koyduğu Umumi Af ve Sicil affı sayesinde paçayı kurtarır. Daha sonra muharrirlik mesleğine devam ederek Amisos kentinde yaşanan olayları kafasına göre yorumlayarak, insanlara duyurur. Bir ecnebi kanalının da temsilciliğini alan İpekçi Komutan,  bu kanalda yayınlanmakta olan birileri mahremiyetimizi gözetlesin adlı programın da müdavimlerindenmiş, programda insanların tüm mahremiyetleri açıkça gözlendiğinden, İpekçi Komutan buradan da kendisine dersler çıkartıyormuş.

Amisos kentindeki yazılı ve görsel muharrirlerin istenilen noktada olmadığını gören Molla Kasım adlı bir şahıs, bu sektöre girmeye karar vermiş. Molla Kasım Amisos kentindeki tüm entrikaları yazmaya başlayınca, ortalık karışmış. Siyasetçiler, yöneticiler yaptıkları yanlış işlerin ortaya çıktığını görünce, Molla Kasım"ı susturamayacaklarını anlamışlar. Bu kez olayı Kırk Haramilere havale etmişler. Molla Kasım"ı susturamayan Kırk Haramiler bu kez Molla Kasım"ı öldürmeye kalkınca, Molla Kasım hepsini kılıçtan geçirmiş. Bu icraatı üzerine zindanı boylayan Molla Kasım"ın arkasından tüm Amisos kenti muharrirleri aleyhte haberler yapmaya başlamışlar. İpekçi Komutan lakaplı sübyancı vatandaş da bir programa katılıp, Molla Kasım"la ilgili “Milletin yatak odasına giriyordu, İyi oldu, şimdi o risale kapanır” şeklinde beyanat vermesin mi? Bunu duyan Molla Kasım zindandan çıktıktan sonra,  Sübyancı İpekçi Komutan lakaplı adamın ipliğini pazara çıkarmaya başlamış. Bizim Sübyancı yaptıklarından bin pişman olmuş, ancak iş işten geçmiş bir kere, yapacak bir şey yok. O zannetmiş ki Amisos kentinin egemen güçleri Molla Kasım"ı zindandan çıkarmayacaklar. Ancak unuttuğu bir şey varmış, o da Molla Kasım"ın gücünü kullardan değil, Yüce Yaradan"dan aldığı imiş. İpekçi Komutan lakaplı sübyancının unutmaması gereken ikinci husus ise herkesin bir hesabı olsa da Yaradan"ın da bir hesabının olduğudur. Sözlerimi Hazreti Ali"nin güzel bir sözü ile bitirmek istiyorum; Sırrınız sizin esirinizdir, ne zaman ki o sırrı söylersiniz, siz onun esiri olursunuz. Mutlu Pazarlar dileklerimle kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR