HERKES SIKINTILI AMA ALTERNATİF YOK!

                                    HERKES SIKINTILI AMA ALTERNATİF YOK!

          Son zamanlarda bazı işlerle ilgili kendim piyasaya çıkıp alışveriş yapıyorum. Bunu yapma nedenim biraz da piyasada olup biten ve konuşulanları ilk ağızdan dinlemeye çalışmak olduğundan, sık sık Çarşı Pazar dolaşıyorum. Dün bir ihtiyaç için gittiğim Örnek Sanayi Bölgesinde beni gören esnafın büyük bir kısmı “Seni gökte ararken yerde bulduk. Biraz da bizim sıkıntılarımızdan bahseder misin?” diyordu. Hatta büyük çaplı bir toptancı mağazasına girdiğimde, bilgisayarın başında benim yazımı okuyan arkadaşı görünce, şaşırmadım desem abartmış olmam. Arkadaş beni görünce, ilk tepkisi “Şu Sanayi Sitelerinin yollarına bakar mısın? Araçla gidecek yol bulamıyoruz, böyle rezalet olur mu?” dedi. Öte yandan başka bir arkadaş, “Piyasa çok sıkıntılı, nakit dönmüyor, herkes krediyle Bankalarla dönüşmeye çalışıyor” dedi. Oradan çıktım, başka bir malzeme ihtiyacı için, başka bir iş yerine girdim. Orada da bizi görünce anında “Gel Adnan Bey gel! Şu halimize bak. Bankalardan kredi çekip çek ödemekten iflahımız kesildi. Ne olacak bu piyasanın hali?” deyince, doğrusu söyleyeck çok fazla bir şey bulamadım. Zira piyasanın içerisinde olduğumuzdan biz de bir şey diyecek halde değiliz. Gerçekten esnaf sıkıntılı, işçi sıkıntılı, emekli sıkıntılı ama hepsine “Hangi partiye oy vereceksiniz?”diye sorduğunuzda, “Alternatif mi var da bunu soruyorsunuz?” diyorlar. CHP denenmiş ve iktidarda olduğu dönemlerde topluma refah ve mutluluk verememiş, MHP aynı şekilde iktidarda olduğu dönemde ülkenin ekonomisi bitme noktasına gelmişti. Şimdi en azından sanal da olsa bir istikrar var.

          Toplum her şeyi görüyor, biliyor ama alternatif bulamadığı için mevcut sistemin devam etmesini istiyor. İş adamları Bankalara olan yüklü borçları nedeniyle istikrarın bozulması halinde aldıkları kredilerin geriye çağrılması durumunda anında biteceklerinden korkuyorlar. Sizin anlayacağınız kimse halinden memnun değil ama çözüm üretecek siyasi parti bulamadığı için AK Parti’ye oy verecek. Peki, “Bu durum böyle devam edip gider mi?” derseniz, belli bir noktaya kadar devam eder ancak belli bir noktadan sonra patlar. Bu patlamanın ne zaman olacağını kestirmek mümkün değil. Gayrisafi Milli Hasıla’nın 13 bin Dolar’lara yükseldiği söyleniyor ama işin gerçeği çok farklı. Toplumun refah düzeyi yükseldi, herkesin altında arabası var ama bunun nedeninin ne olduğunu iyi araştırmak lazım. Özellikle Samsun’da diğer şehirlere oranla kişi başına düşen araç sayısının fazla olmasının tek nedeni zenginlik değil, tam aksine fakirliktir. Diyeceksiniz ki ‘ne alaka’ izin verin de izah edeyim. Çatalçam’dan Kirazlık’a çalışmaya gidecek olan bir kişi, üç araç değiştirerek gidip dönecek. Üç araca binme parası, yaklaşık aylık maaşının yarısına denk geliyor. Hal böyle olunca, bu kez iki arkadaş bir araya gelip, eski model bir araç alıp onunla gidip geliyorlar işlerine. Ben bunun böyle olduğunu bizzat müşahede ettiğim için yazıyorum.

          Milletvekili aday adaylarının vaatlerine bakıldığında, kimsenin geçim derdinin olmadığı da  ortada. Zira bu dediğim konu, toplumun öncelikli sorunu olmasına rağmen ne iktidar ne de muhalefet vekil aday adaylarının hiç bir tanesi bu konuya değinmemiş. Tam aksine hepsi ortalık ‘güllük gülistanlıkmış’ gibi beyanatlar veriyor. Özellikle muhalefet partilerinin aday adaylarına baktığımızda, kimisi Çanakkale Zaferini kutluyor, kimisi kendisini tanıtıyor, kimisi de havanda su dövüyor. Böyle sorumsuzluk olur mu? Anlamış değilim. İnsan toplumu bu kadar küçümsemez, toplumun bir şey bilmediğini düşünenler gerçekten kendi ayaklarına kurşun sıktıklarının farkında değiller. Daha önce iktidar partisinde üst düzey bürokrat görevlerinde bulunup da şimdi muhalefetten aday adayı olanlara biraz dikkat ederseniz ne demek istediğimi çok rahat anlarsınız. Ama merak etmesinler, onların görev yaptıkları dönemlerde neler yaptıklarını, kimleri milyoner yaptıklarını, buradan açıklamayacağımı zannediyor iseler çok yanılıyorlar.

        Siyaset toplum adına yapılmaz ise ona siyaset denmez. Toplum adına yola çıktığını iddia edenler adam gibi her şeyi açık ve net konuşmak zorundadırlar. Onlar konuşmaz iseler bizim konuşacağımızdan en ufak şüpheleri de olmasın. Bu arkadaşlarımız geçmişlerine bakıp ona göre, önlerinde olabilecek sorunları da görmezden gelmediklerinden sessiz sedasız ‘layt’ muhalefetle bu işi götürüp, meclise kapağı atmanın peşindeler. Ama canları sıkılmasın biz şimdilik sessiz kalıyoruz! Zamanı gelince gereğini yapacağımızdan kimsenin en ufak şüphesi olmasın. Bu arkadaşlar o kadar korkak davranıyorlar ki şehirdeki otopark sıkıntısı nedeniyle, sokaklarda yaya yürümenin dahi zorlaştığını söylemekten acizler. Bırakın onu, ana caddelerde araçlar ikinci, üçüncü sıralara kadar park ettikleri için trafik felç oluyor. Bunu dahi söyleyemiyorlar. Bunlardan bu millete nasıl vekil olacak çok merak ediyorum. Bu günlük de bize ayrılan yer bitti. Bir sonraki yazımızda buluşmak üzere, kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR