HERKES DURACAĞI YERİ BİLMELİ

Her camiada bir terbiye ediciye ihtiyaç var. Nasıl ki geçmişte Osmanlı Dünyaya hükmedip yanlış yapana gerekli dersi adilane bir biçimde vermiş ise şimdi ABD işine gelmeyen icraatları yapan ülkeleri adeta tepeliyor. Osmanlı bu işi adaletli yaparken ABD tamamen zalimane ve menfaatleri doğrultusunda yapmakta. Ama zulüm üzere hiçbir zaman ayakta kalınamayacağı da muhakkaktır. Doğrusunu ararsanız her camiada güçlü ama adaletli terbiye edicilere ihtiyaç var. Yoksa eline azıcık güç geçiren anında zalimleşip elindeki gücü kafasına göre kullanmakta. Bunun en bariz örneğini bizim camiada görmekteyiz. Eline kalemi alıp yüz liraya site açan pek çok kendini bilmez anında zalimleşip insanlara zulmediyorlar. Bizatihi ben geçmişte bu konuda o kadar mağdur oldum ki anlatamam. 10-12 yıl önce siyasette iken şehrin egemen güçleri üç kuruş verip kiraladıkları basın mensuplarını öyle üzerime veriyorlardı ki aklınız şaşar. Bu şerefsizlere üç kuruş verirsin istediğin gibi haber yaptırırsın. Hiç unutmuyorum bir haber ajansının müdürü yanımdayken muhabiri aradı. ‘Şöyle şöyle bir haber var ne yapalım’ dedi. Müdür ‘başkana zarar gelmeyecek şekilde haberi dizayn et’ dedi. Başkanın kim olduğunu da sormadım ama sanırım bir belediye başkanıydı. Yaşadığım bu gelişmeler beni gazetecilik mesleğine girmeye mecbur bıraktı. Hamdolsun on yıllık süreçte çok çile çektik ama şimdi bunları terbiye etme işi de bize düştü. Tüm pisliklerini bildiğimizden anında müdahale edip gereğini yapıyoruz.

 

Her insanın siyasi, kültürel ve inanç bakımından bir düşüncesi vardır. Biz buna saygılıyız, her insan istediği gibi düşünme hakkına sahiptir. İstediği gibi düşünebilir ancak Kuranı Kerim’de şu ayet vardır: “Mużebżebîne beyne żâlike lâ ilâ hâulâ-i velâ ilâ hâulâ” yani bir onun yanında, bir bunun yanında olanlar helak olmaya mahkûmdurlar. Bu tür insanlar kendi düşüncelerine saygı duymadıklarından veya kendilerine güvenmediklerinden, karşısında oldukları kişilerle ilgili işlerine gelen kişilerin yazdıkları yazılara sığınmaları onların ne kadar basit kişilikte olduklarını ortaya koymaktadır. On yıllık gazetecilik mesleğimde kendi düşüncelerime ters hareket etmediğim gibi, benim dünya görüşümde olmayan kişilerin yazılarından da alıntı yapmadım. Benim rehberim Kuran ve Hadistir,  kaynak olarak bu ikisi bana yeter, Ahmet’in söylemleri, Mehmet’in söylemleri beni hiç ama hiç enterese etmez. Şayet kaynak alınması gereken birisi varsa o da benim. Çünkü Hakkın rızasına uygun yazmayı ölçü edinmiş olan benim. Böyle birisi varsa ben de kendisine saygı duyarım ancak gece gündüz kafayı çekip midesiyle uçkurunu düşünen veya milleti dolandırmış cemaate mensup olup yıllarca millete yalamalık yaparak hayatını idame ettiren şerefsizlerden medet umacak kadar basitleşen insanlardan olamam.

 

İnsanlara kızabiliriz, bu normaldir ama bunu kişiselleştirmemeliyiz. Örneğin aynı dünya görüşünde olduğumuz bir sendika başkanı hakkında olumsuz yazılar yazınca adam bizim gazetenin aboneliklerini kesti. Bu benim umurumda değil, biz gazeteyi iki liraya mal edip bir liraya satıyoruz. Ancak önemli olan olayı kişiselleştirmemektir. Mustafa Demir Opel Bayiliğini alınca bizim dışımızdaki gazetelere reklam verdi, bize vermedi ama biz seçim döneminde bunu kişiselleştirip sorun yapmadık, durmamız gereken yerde durduk, durmaya da devam ediyoruz. Bizler insanız, etten kemikten yaratıldık. Elbette kızdığımız şeyler olacak, bununla ilgili tepkimizi de ortaya koyacağız ancak bunu ilanihaye devam ettirmeyeceğiz. Zamanı geldiğinde oturup konuşup sorunlarımızı çözeceğiz. İnsanlarla ilgili olumsuz haber yapmak o kadar kolay ki anlatamam, her insanın hayatında olumsuz işleri olur. Zira Allah-u Teala “Şayet günah işlemeyen toplum olsaydınız, günah işleyen toplum yaratır, tövbe ettirir günahlarını bağışlardık” buyurmakta.

 

Meselelere bakarken cüzdanımıza göre değil, vicdanımıza göre bakmak zorundayız. Kendi dünya görüşümüzdeki bir siyasetçiyi sırf dergimize reklam vermedi diye yerden yere vurup, ciğeri beş para etmeyen insanlarla bir olup yaylım ateşine tutarsak, kendimizi inkâr etmiş oluruz. Kaldı ki o yalamalar üç kuruş alıp doksan derece döndüklerinde onları sitelerinde yayınlayanlar, ne yapacaklar onu da merak etmiyor değilim. Hâsılı kelam insan durduğu yeri bilmeli, aksi halde milletin maskarası olur. Bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR