GAZATACILAR VE HASTANELER

Bugün siz değerli okurlarımla iki konuyu enine boyuna masaya yatırarak konuşmak istiyorum, zira bu iki konu da önemli konular olduğundan bugün üçüncü sahifenin tamamını kendime ayırmak durumunda kaldım. Konularımızdan ilki Gazetecilerle ilgili olacak, zira bu açıklamaları yapmaz isek  topluma haksızlık etmiş oluruz, toplumun her şeyi tüm detayları ile bilmek zorunda olduğunu düşündüğüm olayların arka planını da burada sizlerle paylaşacağım. Öncelikle şunu belirtmekte yarar var, benim literatürümde basın sektöründe çalışanları ikiye ayırmış durumdayım bunlardan birincisi gazeteciler ikincisi ile gazatacılardır. Gazatacılar ne iş yapar gazeteciler ne iş yaparlar? derseniz izin veri açıklayayım. Benim literatürümde gazeteci denildiği zaman haberi olayın failinin gücüne, makamına, mevkisine bakmaksızın dosdoğru yazan, gerek yazdığı köşe yazılarında gerekse yaptığı haberlerde kıvırmadan her şeyi açık ve net bir biçimde yazan, gerektiğinde doğruları yazdığı için bunun her türlü bedelini  ödeyen, mahkeme, mafya, çete, saldırı demeden işini adam gibi yapan insan benim literatürümde gazetecidir.

                Gazatacı ise gerek yazdığı yazılarda, gerek yaptığı haberlerde fincancı katırlarını incitmeden, gazete patronunun menfaatleri doğrultusunda, şehirdeki dengeleri gözeterek  güçlüden yana tavır koyarak habercilik yapanlardır. Bu tür insanlar olayların meydana geliş biçimine hiç bakmaksızın sırf güç  dengelerinin menfaatlerini gözeterek haber yaparlar, onlar içi ezilen, haksızlığa uğrayan, çile çeken insanlar  hiç önemli değildir, şehrin egemen güçlerinin talimatları doğrultusunda haber yapmak onların karakterleri haline gelmiştir. Birisine kızdıkları zaman ortaya bir yazı yazarlar ki ya hiç kimse üzerine almasın veya olay mahkemeye intikal ettiğinden onu kasdetmedim ki diyebilsinler. Onlar için adam gibi dik durmak enayilik, dürüst gazetecilik için bedel ödemek enayilik, duruş göstermek artistliktir. Onlar için ideal gazetecilik kıvırtmak, yan çizmek, olayların kıyından köşesinden geçip menfaatlendikleri insanlara yaranmaktır. Size birileri yaptığınız düzgün haberler için saldırdıklarında o haberi sanki siz birisine saldırmışsınız gibi servis edecek kadar onursuz, şerefsiz ve haysiyetsiz insanlardır. Serzenişleri dahi aşk mektubuna benzer asla kimseye kızmak gibi bir şahsiyetleri yoktur, çok kızdıklarında akşam vururlar votkanın gözüne içlerini boşaltıp sabaha tertemiz çıkarlar.

                Bir insan biraz olsun onur  ve şahsiyet sahibi olamaz ise toplumda yaşamamalı, kenara çekilip evinde oturmalı, ama onu yapabilmek için de ailesine karşı dürüst olmalı, kızları yaşında bayanlarla düşüp kalkanlar, zamparalık yapmak için yurt dışına kaçanlar, yaptıkları evliliklere sahip çıkmayıp Adnan Kaşıkçı gibi her köşeye bir hatun, bir çocuk bırakıp taze hatunların peşinde koşanlar evlerinde de oturamazlar. Bir de bu işe yeni girmeye çalışıp piyasayı söğüşlemek isteyenler var, onlar da giderler bir siyasetçiyi kafaya alırlar, onu söğüşledikçe söğüşlerler ama siyasetçi kafasını kullanamaz ise yapacak çok fazla bir şey yoktur. Dikkat ederseniz son zamanlarda bazı uyanıklar yeni seçilen Belediye Başkanlarını  söğüşlemeye başlamışlar, onlarla röportajlar, söyleşiler almış başını gidiyor, söğüşleyemediklerini ise anında baş sayfalarına alıp karalama kampanyası yapmaya çalışıyorlar ama yemiyor.

                Gelelim ikinci mevzuumuza; önceki günkü yazımızda Tıp Fakültesi Hastanesi ile ilgili ufak bir yazı yazdım adeta yorum yağmuruna tutuldum, yirminin üzerinde yorum geldi ancak bir kaç tanesinde hakaret olduğundan onları silip onaltı tanesini sizlerle aynen paylaşma gereği duyduk. Yorumlara bakıldığında gerek Hastane çalışanları gerekse toplum içesindeki insanlar Hastane'den bir hayli muzdarip. Dün eski şoförümüz Erol'un eşini toprağa verdik, Fatma bacımız henüz hayatının baharında 36 yaşında iki çocuğuna ve eşine bakmaya çalışan çok değerli bir insandı, ilk kez stend koyuldu kalbine üçüncü kez ise ayağında tıkanan damarı değişti ama ameliyat sonrası emboli  attı ve fatma bacımızı kaybettik. Daha önceki gün de Merhum Ahmet Pala'yı kaybettik. Pala bizzat el yazısı ile beni buradan alın yazdığına ben şahidim, Fatma bacımız ise ameliyat sonrası emboli atması sonucu hayatını kaybetmiş durumda. Hastanede işlerin çok kötü gittiği, bu iki olaydan açıkça anlaşılmakta. Gerek Araştırma Hastanesi'nde gerekse Gazi Devlet Hastanesi'nde üç ile beş civarında hastaya bir hemşire bakarken Tıp Fakültesinde ondört hastaya bir hemşirenin bakması gerçekten çok acı bir durum. Tıp Fakültesi Dekanı siyasete meraklı eşi eski Mevus bir arkadaş bu işi rahatlıkla çözebilir ama onun öyle bir derdi olmadığı ortada, Başhekim'in ise bu güne kadar eş dost, siyasetçi ziyaretleri dışında bir şey yaptığını göremedim. Hatta geçtiğimiz yıl çok önemli bir hasta sorunu ile ilgili aradığımda bana Hastane müdürü ile görüşmemi tavsiye edecek kadar çok işine hakim bir arkadaşımız. Tüm bu olaylar karşısında bizlere gelen yorumları noktasına virgülüne dokunmaksızın sizlerle paylaşmak istedik işte Yorumlar:

gercek

alı demır

adnan bey umarım konuların takıpcısı olursun kapatmazsın hatır gonulle gerceklerı acıklamaktan kacmazssın bu hastalara yazık ıs bılmezlere kaldık

29 Mayıs 2014 Perşembe 15:03

omu

kara kartal

Omü tip fakultesi hastanesi rant saglamak ve koltuk sevdasi bu hale getirdi bugun gorevde olan bashekim m.b.selcuk bnm gozumde saglik bakani olacak kisidir .bu hastane ibrahim beyin zamaninda her anlamda cok iyiydi.ne yazikki koltuk sevdalisi olan kisiler artik sac ve biyik uzatiyolar

29 Mayıs 2014 Perşembe 12:36

SAĞLIKÇIMI DEĞNEKÇİMİ

REİS

OMÜ HASTANESİNDE TEDAVİ İÇİN GİDEN HASTALAR AMELİYAT SONRASI ENFEKSİYONLA BOĞUŞUYORLAR. HASTANE PİSLİK İÇİNDE. HİÇ ADINA YAKIŞIR DEĞİL. DURUMA EL ATILMASI GEREKİYOR. HİÇBİRŞEY ŞEFFAF DEĞİL. YÖNETİM ZAAFİYETİ VAR. HAL BÖYLE OLUNCA DURUM ORTADA. DEVLETİMİZ SAĞLIKLA İLGİLİ HERŞEYİ, HER FEDAKARLIĞI YAPIYOR. HATTA HASTA YAKINLARI İÇİNDE ÜCRETSİZ KONAKLAMA HİZMETİ VERMEK İÇİN ÇALIŞMALAR BAŞLATILMIŞKEN BİZİM REKTÖRÜMÜZ KOCA DAĞIN BAŞINDA GELEN HASTA YAKINLARINDAN OTOPARK ÜCRETİ ALABİLMEK İÇİN YOLUN HER KÖŞESİNE DEĞNEKÇİLER KOYMUŞ MİLLETİ OTOPARKA GİRMEYE ZORLUYORLAR. SAĞLIKÇILIĞI MILLETE HİZMETİ BIRAKMIŞLAR DEĞNEKÇİLİĞE SOYUNMUŞLAR. YAZIKLAR OLSUN.

29 Mayıs 2014 Perşembe 11:58

HAYKIRIŞ

GARİBAN

NE OLUR HASTANE KAPILARINI PARALI OTO PARK YAPMAYIN İNSANLARI ANLAYIN GELDİN HOŞ GELDİN BEŞLİRA VARMI HASTA NE ŞARTLARDA GELDİ SORAN YOK DEVLET İNSANLARA KOLAYLIK SAĞLIYOR SAĞLIKTA AMA HASTANE VAKFI ANCAK OTO PARK PARASI TOPLASIN

29 Mayıs 2014 Perşembe 11:48

dogru

ahmet

ben fatıh beyın dusuncelerıne katılmıyorum adnan abı sen gayet dogru aksaklıkları gundeme getırdın vatandasın duygularına tercuman oldun bır yerde aksaklık varsa bu mudurlerın basıretsızlıgınden ıs bılmezlıgınden kaynaklanır bu kurum devletın vatandasın herkez sahıp cıkacak

29 Mayıs 2014 Perşembe 10:54

Bakış Açısı

Fatih Demir

Gazeteniz, sağlıkla ilgili olarak Tıp Fakültesi Hastanesinin bir penceresinden bakıp merhum olan bir hastanın hal-i vaziyetinden yola çıkarak sıkıntıları dile getirmiştir. Yazınızı okuduğumda düşüncelerimi hür irademle yazmak istedim. Merhumun hasta olduğunu muhtemelen daha ağırlaşınca hastaneye sevk edildiğini ve ardından ziyaretiniz sırasında elektrik şokuna sokulmuş gibi bir cümle telaffuz ederek görmüş olduğunuz durumu halkımızla paylaşmaya çalışmışsınız. Hadi buraya kadar hasta ziyareti psikolojisiyle tamamdır da, ziyaretinizin dışına çıkarak sanki bu hastane hiç gelişmemiş hiçbir bölümde yenilik yapılmamış, hiç kalp, böbrek, karaciğer nakli yapmamış gibi yazınızın devamına idarecilerden başlayarak müdürlerine kadar eleştirmeniz çok manidar geldi. Bu ülkenin her alanında her kurumda yanlış atamalar yanlış görevden alınmalar olduğu gibi doğruları da vardır. Doğruyu bulmak adına hani derler ya din üzerinden siyaset yapılmaz , hasta üzerinden de siyasi bir arayış olmaz olamaz. Rabbim gani gani rahmet eyleyin merhuma. Keşke yazınızın tamamında hasta için daha ideal şartlar nasıl oluşabilirdi ne yapılabilirdi elimizden daha fazla ne gelebilirdilere girseydiniz. Bu düşüncelerle hiçbir idareci yada müdürün savunmasını yapmadığımı yazınızın bir bölümünden sonra oluşan düşüncelerimi aktarmak adına yorumlara katılmak istediğimin bilinmesi temennisi ile kal sağlıcakla Denge....

29 Mayıs 2014 Perşembe 09:43

hakikaten

alp

hastanenin durumu içler acısı bu yetmiyormuşgibi tüm alanları paralı otopark yaptılar sanki eğlence mekanı hastaneye sıkıntılı insanlar geliyor her yönüyle insanlar sömürülüyor hastanenin oto parkı ücretli olmaz yazık bu insanlara...

29 Mayıs 2014 Perşembe 03:18

Personel

Selim

Yorumları okudum Adnan abi yazinida okudum geçde olsa doğru dobra yazdın helal olsun yalnız bashekim ne yapsın idarecimi var omu bakacak bu islere ibrahim müdürü hiç sevmem ama adam idareci hakkını yemisiz bunlari görünce Allah var adam dürüst çalışkan di hastaneyi adam etmişti yedik hep birlikte

29 Mayıs 2014 Perşembe 00:15

yürütme' cilerin deynekcileri

sabır

başlıktanda anlaşılacağı gibi, omü de yürütmeciler ve değnekcileri çok adnan bey. yazınızdan sonra yorumlarda methiyeler dizilenler var ya onlar yürütenler, methiye dizenlerde deynekcileri yeter ki istedikleri bölümlerde çalışsınlar, akrabaları işe alınsın, kadroları yükselsin, hastaneyi soyuyorlarmış, haksızlıklara karşı gelenleri sürüyorlar mış kimsenin umrunda değil. tabi birde çok müslüman bu yürütmeciler ve değnekcileri, bir namaz abdesti alıyorlar sanarsın boy abdesti almış her tarafları su, allah imandan sorsun ne diyelim.

29 Mayıs 2014 Perşembe 00:06

başhekimin oğlu

kadirşinas

sayın başhekim oğluna temizlik malzemesi sattırabilmek için uğraşacağına hastaneye vakit ayırsın. yazık vallaha yazık.

28 Mayıs 2014 Çarşamba 23:43

neler oluyor

personel

adnan bey yorulara katılıyorum hastane çalışanı olarak sn. ibrahim inan gittikten sonra hastane içler acısı.... a dan z ye tüm çalışan personellerde gevşemeler hasta memnuniyetsizlikleri hat safhada.... herkez iş yapar fakat idarecilik yapamaz hele de hastanemiz kadar büyük ve çurcunalı bir yerde ibrahim beyi mumla arar olduk....

28 Mayıs 2014 Çarşamba 19:26

rezillik

kaçak

sayın adnan bey hastanenin bu hallere düşmesini dışarıdan izlediniz. birde içinde nelerin döndüğünü bilmelisiniz.... ancak hastanemizin dürüst ve adaletli adam gibi adam olan sn. mustafa bekir selçuk hastane başhekimimiz yorumlarda da yazıldığı gibi koltuk sevdalı müdürlerine rağmen hastanenin gerek personel gerek idari işlerini tek başına yürütmeye çalışmaktadır... hastanede 4 tane idari müdürü bir araya getirseler bir ibrahim inan yapmaz..... ibrahim inan ki gece gündüz bu hastanede hizmet için çabalamış ve düzene sokmuştur. daha sonra ibrahim inan i çekemeyip hastaneden gönderdikden sonra iş bilmez müdürleri başımıza getirdiler.... hastanemiz sizin bahsetdiğiniz gibi şiir dinletisi saç uzatma ve bıyık bırakma gibi projeler peşine düşen müdürlerin eline kalmıştır. bu işten de bu kadar hizmet elde ediliyor..... koskocaaa omü tıp fakültesi hastanesi ne hallere geldi !!!!

28 Mayıs 2014 Çarşamba 19:22

önemli bir konu

samsun

ADNAN BEY LÜTFEN BO KONUNUN PEŞİNİ BIRAKMAYIN.SAĞLIK ÇOK ÖENMLİ BİR HUSUS.LÜTFEN BU KONUNUN TAKİPÇİSİ OLUN.

28 Mayıs 2014 Çarşamba 16:31

Adalet

Adnan

Su hastane bu hale altı yılda geldiyse kimin yaptığını tüm personel biliyoruz adam gibi çalışan müdür İbrahim beyi yediler sebebsizce olacağı bu rektörüm bu ısı çözecek ısı ehline dürüst adama verecek yazık degilmi samsunlu insanlara niye harcatiyoruz bu idarecileri

28 Mayıs 2014 Çarşamba 14:43

hak

samsunlu

hastanenın rezıllıgı herkez bılıyor ama konusmuyor vatandas olarak kımse hastaneye gıtmıyor zaten mudurlerden bahsetmısın adnan bey ısını yapan mudurler gorevden alındı altı aydır hastane ne hale geldı gorsun rektor bunları

28 Mayıs 2014 Çarşamba 14:38

gec kaldın

omulu

adnan abı durust adamsın samsun bunu bılır herseyı cekınmeden yazarsın hastane 7 aydır boyle bu kadar sıkayet var gelen mudurler makam mevkı pesınde kapasıtesız haksız gorevden alınan yenen mudure neden sahıp cıkmadın sana soylenmedımı olacagı buydu abımm

28 Mayıs 2014 Çarşamba 14:29

 

                 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
11 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR