Dava adamlığı beşikten mezaradır

Dava adamlığı doğuştan Cenabı Hakkın insana bahşettiği bir melekedir, sonradan kazanılmaz, karizmatik lider olarak adlandırılan insanlar da bu tür insanlardır. Öyle insanlar vardır ki, toplumun içerisine girdiklerinde hemen sırıtırlar, kendilerini saklamaya çalışsalar da davranışları, konuşmaları, karakterleri onları açığa vurur.
Âdem Aleyhisselam"dan, bizim Peygamberimize kadar, Kuran"ı Kerim"de anlatılan peygamberleri incelediğimizde karşımıza çıkan tablo da anlattığım gibidir. Kimi peygamberler doğmadan anne karnında iken, hak batıl mücadelesine başlamış, kimi peygamberler doğduğu andan itibaren dönemin zalim imparatorundan kaçırılıp, hayatta kalabilmek için, nehre atılıp, sağ kalması sağlanmış, kimi peygamberler ise, bulundukları bölgede kötü insanlarla mücadele eder iken, onlardan bazılarını öldürmek zorunda kalmış ve bunun sonunda o beldeyi terk etmiştir. Bizim Peygamberimiz de başlattığı hak, batıl mücadelesinde daha fazla insana tebliğde bulunmak ve daha rahat tebliğ yapabilmek için Hicret etmiş, ömrünün büyük bir bölümü çile ile geçmiş, doğumundan önce diğer hak kitaplarda ahır zaman nebisi olarak geleceği Cenab-ı Hak tarafından insanoğlu"na bildirilmiştir. Demek ki insanların lider olmaları, kendi iradesinin dışında levhi mahfuzda yazılmıştır.
Lider vasfını taşıyan insanlar sosyal hayata girdikleri günden itibaren kendilerini belli etmeye başlarlar. İlkokuldan itibaren, kurdukları arkadaşlıklar, etraflarındaki arkadaşları ile olan münasebetleri, büyükleri ve küçükleri ile olan diyaloglarından tutun da sosyal hayata olan ilgilerine varıncaya kadar kendilerini belli ederler. Oyun oynayacakları arkadaşlarından tutun da, oynayacakları oyunun türünü dahi kendileri tespit etmeye çalışırlar, fedakârdırlar, cömerttirler, olgundurlar, vakarlı ve ağırdırlar. 
Merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile, birkaç kez yan yana olma fırsatım oldu, hatta Çarşamba"da bir akşam namazını kendisine kıldırma şerefine nail oldum, gerçekten bir liderde olması gereken her meziyeti kendisinde bire bir gördüm ve yaşadım, mütevazı kişiliği, vakarlı duruşu, müşfik ve mütebessim yüzü insanı kendisine kalpten bağlıyordu. Hayatın her türlü çilesini çekmiş olan merhum Yazıcıoğlu, siyaseti dünya makamlarından ziyade, yaşadığı ülkedeki insanların dünya ve ahret saadetini temin edecek bir dünya düzeninin kurulması için mücadele eden, gerçek bir dava adamı idi. Ancak, hepimizin bildiği gibi, siyaset çok pahalı ve sabır isteyen bir sanat olduğundan, merhumda sabır ziyadesi ile vardı ancak, para ile işi olmadığından o konuda sıkıntısı olduğunu her fırsatta dile getiriyordu.
Sevelim veya sevmeyelim, benimseyelim veya benimsemeyelim ülkemizin yakın tarihteki en önemli siyasi gerçeklerinden birisi de Ülkücü Hareketin verdiği mücadele ve can kaybıdır. O günkü şartlarda, devletin vermesi gereken mücadeleyi veren Ülkücü Hareketin başında bulunan Merhum Muhsin Yazıcıoğlu bir dava adamına yakışır biçimde onuru ile, şahsiyetinden gram taviz vermeden hiçbir dava arkadaşını gammazlamadan 7.5 yıl gibi uzun bir müddet Türkiye"nin en ağır şartlarındaki hapishanelerinden birisi olan, Mamak Askeri Cezaevinde yatmış, tahliyesinden sonra da çile çeken arkadaşlarının ailelerine her türlü desteği sağlayacak olan vakfın başkanlığını üstlenmiş, bilahare de aktif siyasete girmiştir.
Hiç unutmuyorum Büyük Birlik Partisini kurar iken, en büyük sloganı lider sultasına son vermek adına yola çıkmaktı ve dediğini de aynen yaptığını herkesin gördüğü kanaatindeyim. İnandıklarını, her şeyden önde gören gerçek bir dava adamı olduğuna inandığım merhumun ölümü, beni ve ailemi o kadar etkiledi ki, elimin, ayağımın sinirleri gevşedi spor yapmaya gidemedim. Evimin içerisinden bir hane sakini ölmüş gibi üzüldüm, çünkü o siyasi bir liderden ziyade bir mümin, bir muvahhit, bir vatan evladı idi, kendisine, ailesine, milletimize, hepimize baş sağlığı diliyorum, Mevla rahmet eyleye, yeri, mekânı cennet olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR