Cumhurbaşkanımız ve Afrika çıkarması ardındakiler

Türkiye, önemli kararların arifesinde… Dünya, toplu bir değişikliğin doğum sancısını çekmektedir.

Hüseyin Barak Obama"nın Amerikan seçmenlerince iktidara taşınması, İran"ın önümüzdeki Haziran ayında yapacağı başkanlık seçimleri, Çin ve Hindistan"ın dev gibi yükselişleri ve Afrika"ya el atmaları, bunların yanında Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin Afrika"ya ilgi duymaları…

Dünyanın geleceği açısından çok büyük önem taşımaktadır.

Küresel kriz, dünya kapitalizmini ve Yahudi bankerlerinin çöküşünü ve dünya egemenliklerinin sona ermek üzere oluşlarının ayak seslerini duyurmaktadır. Küresel kriz, elbette dünyanın sonu demek değildir. Allah cc toplumların tepesindekilerin iniş çıkışlarını ayarlar. Birilerini iktidarlara nasip ederken ötekilerini de beklemeye alır:

“Eğer sizi kanayan bir yara sarmışsa; ayni özellikteki nice kavmi ayni yaralar sarmıştı! O günler... biz onları uygarlıklar arası değiş-tokuş yaptırırız. Bunun nedeni, Allah'ın iman eden toplumları sosyal kontrolden geçirmesi ve içinizden güdücü önderler çıkarması... Ama Allah, o şaki zalim toplulukları sevmez” Âl-i İmran Sûresi: 140  

Burada görüldüğü gibi, insan bireyleri sürekli Allah"ın cc sosyal kontrol sınavından geçmektedir. Seçimler, Allah"ın cc sosyal kontrol sınav aracıdır. Bakalım kimler hangi partiye ve hangi kişiye oy verecek. Bu oyunu sandığa atarken Allah"ın cc iyi-kötü değer yargısı düzenini hesaba katacak mı? Allah"ın “iyi” dediği insana mı oyunu verecek, yoksa mahalle şeytanlarının kol gezdiği ve meddahlığını yaptıkları kötü insanları mı iktidara taşıyacaklar? Allah cc bizim imanımızı oylarımızla sınavdan geçirmektedir. Yoksa az namaz kıldın, çok oruç tuttun, emekli olduğun zaman beş vakit namazını camiyi sığınak edindin. İyisini kötüsünü seçmeden mahallendeki caminin cemâati arasına katıldın ve cemâatle namazını kıldın, nafile namazlar da kıldın, çok tesbih çektin, geceleri sabaha kadar evinde postun üzerinden kalkmadan Rabbinden niyazlarda bulundun… Allah cc bunların tamamını; senin kime oy verdiğinle değerlendirir.

Seni o oyunla sınavdan geçirir. Yani imanını dışa vurduğun eylemlere bakar. Camide cemaatle namaz kıldın; ama imamın kimliğini ve kalitesini araştırmadın; namaz kıldırma memuru mudur, yoksa cemâatinin iyi insanlardan oluşması için âdeta yırtınan ve koyunun kılları arasından işe yarayanları cımbızla arar gibi cemâat arasından iyi kulları onurlandırıp ön saffına getiren kişi midir? İmam ve cemaat konusunda hiçbir araştırma yapmadın; koyun sürüsü gibi cemaat kalabalığının arasına daldın. Gerçek kimliğin olan fıtratını dışa vurmadan cami giriş-çıkışları imanı dışa vurmaz. Rastgele her camide kılınan namaz, cemaatle kılınan namaz değildir.

  Cemaat, imanını dışa vuracak biçimde namaz kılacak, imam da namaz kıldırırken, imanını dışa vuracaktır ve bu dışa vuruşunu cemaatine sezdirecektir ki Allah"ın cc sosyal kontrolünden geçen bir cemâat namazı olsun.

Kişinin imanını en güzel dışa vuran, kişinin verdiği ve iktidara taşımak istediği siyasi parti ve onun tuttuğu kişilere beslenen sevgidir. Bunun akaid kitaplarındaki adı, iman-amel ilişkisidir.

İşte yukarıdaki âyet-i kerimenin vurguladığı gibi; Allah cc siyasi partileri oluşturan temel kadroları, Rahman"ın veya şeytanın kulları olarak ayar eder. O siyasi kadroların arkasına da para babalarını yerleştirir. Her siyasi partinin ağırlığı, arkasındaki sermaye kadardır.

O para babaları bir iner ve bir çıkarlar ve orta kesim aile reisi işçi kadrolarını harekete geçirirler. Küresel kriz, Yahudi banker ve finans kuruluşlarını fena vurdu. Dolayısıyla dünya siyaseti büyük değişime uğrayacaktır. İnşallah dünya mehdi hareketini canlandıracak Müslüman sermayenin arkaladığı siyasi hareket, gün yüzüne çıkar.

Allah cc, parayı ayarlayan ve dağıtan Kadir-i Mutlaktır. Bu seçimde para gücünü kapitalistlere verir, yarın da sosyalist geçinen proletaryaya verir. Amma bir de petrol zengini, desinler hastası Arap şeyhlerine değil de akıllı Müslüman güçlere verirse o zaman dünya düzeni değişiverir.

İşte oyunu, Müslüman para sahiplerinin sermayesini Allah"ın cc murat ettiği biçimde yönlendirecek siyasi kadrolara verenleri Allah cc sosyal kontrolden geçirecektir.

 

 Daha önce bu köşede, “İslam Dünyasında Erdoğan Ve Obama” adlı bir yazımızda değindiğimiz gibi, Afrika kapitalizm, sosyalizm ve Hanif Müslüman iktidar sahiplerinin gözdesi olmaktadır.

Zaman Gazetesi yazarı Yılmaz"ın deyimiyle:

Halen Afrika'da toplam 12 büyükelçiliği olan ve bu sayıyı yeni açılacak 15 temsilcilikle 27'ye çıkarmayı hedefleyen Türkiye'nin Afrika açılımı çok önemli.

Aynı şekilde Gül'ün cumhurbaşkanı seviyesinde Kenya ve Tanzanya'ya gerçekleştirdiği 'ilk' resmî ziyaretler de...

Çin ile Afrika ülkeleri arasındaki ticaret hacmi son on yılda,10 milyar dolardan 107 milyar dolara çıktı.

Hindistan'ın Afrika ile ticareti 967 milyon dolar iken on yıl içinde 35 milyar dolara ve önümüzdeki beş yılda 100 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor.

1998'de 'Afrika'ya Açılım Eylem Planı' yapıldı. Dış Ticaret Müsteşarlığı 2003 yılı başında 'Afrika Ülkeleriyle Ekonomik İlişkilerin Geliştirilmesi Stratejisi' hazırladı. 2005, 'Afrika Yılı' ilân edildi ve üst düzey ziyaretler, imzalanan ekonomik ve ticarî anlaşmalar sonrası, kıtayla ilişkileri iyice pekişti.

Türkiye, Afrika Birliği'nde gözlemci ülke statü sahibi ve Ocak 2008'de Afrika'nın Stratejik Ortağı' yapıldı. Ticaret hacmimiz, 2003'te 5,4 milyar dolar düzeylerindeyken 2008'de 16 milyar dolar oldu. 2010'da 30 milyar dolar olması planlanıyor.

Benim tefsir çalışmalarımdan edindiğim yorum farklı bilgilerime göre, bugünkü siyah Afrika insanı ve özellikle ekvator kuşağındaki siyah tenliler, cennetten kovulan ilk insan, Âdem"in as kavmidir. Aynı zeka düzeyindeki bu siyah ırk, halâ sarı ırkın kölesi olarak yaşamlarını sürdürmektedir.

Ama ikinci Âdem Hz Nuh as"ın Hâm, Sâm ve Yafes sırasıyla; Çin, Hint ve Moğol ırkını oluşturmuş ve bir kolu ünlenen Orta Asya göçleri ile Avrupa ve Kuzey Afrika"ya taşınmıştır.

 Avrupa"nın bu ikinci insan nesli, korkunç keşiflerle Ümit Burnunu aşarak Amerika"nın keşfiyle bu Hz Âdem"in siyah ırkını köleleştirmiş ve arazilerini ele geçirmek için hunharca toplu kıyım vahşiliğini işlemiştir.  Son yıllarda Batılı sömürgecilerin yerine geçmeye çalışan ülke ise Çin`dir. Çin 2008`i Afrika yılı ilan etmiştir. Hemen hemen Afrika ülkelerinin tamamına giren Çin sermayesi kıtayı bir ahtapot gibi sarıp sarmalamaya başlamıştır. İnsanın aklına Çin nere Afrika nere diyesi geliyor ama öyle değil! Küresel emperyalizm rejim filan dinlemiyor. Çin hala kağıt üzerinde komünist olsa da dünyanın en fazla büyüyen ülkesi olmaya devam ediyor ve bu haliyle Batı`nın Afrika`daki tek rakibi artık Çin.

Çin`in özellikle silah satışlarından Afrika`da elde ettiği gelir bir hayli fazla. Bunun karşılığında ise Afrika ülkelerinden çok ihtiyaç duyduğu petrol ve yeraltı zenginliklerini alıyor. Bugün Afrikalı tüccarlar ardı ardına iflas bayrağını çekmeye devam ediyorlar. Nedeni ise elbette Çin. Yerel üreticiler Çin`in ucuz ve dayanıksız mallarıyla mücadele edemiyor ve artarda iflaslarını ilan ediyorlar.

 

Kenya ve Tanzanya"ya yönelik olarak düzenlenen ticaret heyetinin çalışmalarını değerlendiren Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi "2007"de Türkiye"nin Tanzanya"ya ihracatı ise 30.2 milyon dolarken, bu rakam 2008"de yüzde 74 artışla 52.6 milyon dolara çıkmıştır" diye konuştu.

TÜRKİYE"NİN Afrika açılımını sürdürürken dünyanın boş durmadığını belirten Gül "Bakın Çin Cumhurbaşkanı bu bölgelere dördüncü gezisini yapıyor. Önümüzdeki günlerde yine Kenya"ya bir Çin heyetinin geleceğini öğrendik. Biz Cumhurbaşkanı düzeyinde ilk kez geliyoruz. İran Cumhurbaşkanı bölgede dolaşıyor" dedi. Yaklaşık 1.5 yıldır uluslarlarası ticaret için ne gerekiyorsa yaptığını belirten Gül şunları söyledi: "Gerektiğinde devlet başkanlarını, başbakanları arıyorum. Bu konuları önemsiyoruz. Uluslararası ticarette devletlerin desteğinin de önemli olduğunu düşünüyorum. Rusya ziyaretimize gelenlerle konuşun. Çok büyük heyet katıldı. Herkes bunu yapıyor. İşadamları en büyük değerlerimiz. Başka ülkelerde ne kadar çok iş yaparlarsa ekonomimize o kadar katkısı olur. Bunlar Türkiye"nin prestiji. Bunları Türk firmaları yaptı. Tabi ki şirketlerin yeteneği önemli ama yaptık. Rusya ile yaptığımız görüşmelerde rublenin kullanımı konusu vardı. Hazine Müsteşarı"nı, Merkez Bankası Başkanı"nı, bürokratları çağırdım. Bu tür girişimler Türk sanayisinin krizden çıkışına yardım eder."

3-4 senedir sürdürdükleri Afrika açılımının şimdi meyvelerini vermeye başladığını kaydeden Gül, şöyle devam etti: "Bu son ziyaretimizde sadece ihracat noktasında değil iş adamlarımızın yatırım anlaşmaları yaptıklarını da gördük. Buraya yapılacak yatırımlar ülkemize kaynak sağlayacaktır. Afrika çalışmalarımızı sürdürürken dünya da boş durmuyor. Bakın Çin Cumhurbaşkanı bu bölgelere dördüncü gezisini yapıyor. Önümüzdeki günlerde yine Kenya"ya bir Çin heyetinin geleceğini öğrendik. Biz Cumhurbaşkanı düzeyinde ilk kez geliyoruz. İran cumhurbaşkanı bölgede dolaşıyor. İş adamlarımız kenyada çok önemli iş bağlantıları yaptılar. Buraya yaptığımız seyahatin çok faydalı geçtiğini düşünüyorum. Uçağımızda 200"e yakın iş adamı vardı. Hatta birçok iş adamı da gelmek istedi ama yer sıkıntısından getiremedik. Bunlar önemli gelişmeler. 4 sene önce 15 milyon dolar olan Kenya ile ticaretimiz bu gün 240 milyon dolara çıktı."

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR