CIVITMA KATSAYISI

Nasıl bir cıvıtma üzerine kültür oluşturma çalışıyoruz anlayamıyorum!

Bir zamanlar ülkemizde, her okula, meydana, büyük köprülere "Atatürk" ismi verilirdi...

Sonra da; paralarda, okullarda, caddelerde, parklarda; "İnönü" isimleri devri başlamış...

Sonra o devir de biter, Fatih, Osman, Orhan bey dönemleri başlar ve üç idamlı bir darbeyle bu dönem de kapanır....

Bu defa yazarlar, şairlerden "alkış ve şakşak" üzerine yazanların ismini verme dönemi gelir...

Yine bir 12 Eylül günü yapılan darbeyle; başa dönülür...

Atatürk'te Atatürk...

Hatta iş öyle komik durumlara gelir ki; Ata sözleri, darbı meseller, evliya menkıbeleri; Atatürk'e uyarlanır...

Dağlarda Atatürk gölgesi,bulutlarda Atatürk silüeti, haritalarda Atatürk resmi oluşumu aranır ve bulunur da, bulunamazsa ufak tefek resim hileleriyle oluşturulur...

Sıkıysa bu resim montaj diyebilesin!

Eeee...

Bu tarafta İslamcılarr boş durur mu!

Onlarda; karpuz çekirdeklerinde, ağaç kabuklarında, arı kovanlarında Arapça "ALLAH" yazıları uydurup servis ederler...

Hatta iş o raddeye gelir ki; Uluslararası uyuşturucu tüccarları, içini boşaltıp uyuşturucu doldurdukları ağaç kütüklerinin üzerine Arapça "ALLAH" yazısı işleyip, gazetelere servis eder, sonra da bu kütüğe Türkiye'den talipler çıkar ve gönderilir (!)...

İçi uyuşturucu dolu, üzerinde Arapça "ALLAH" yazan kutsal ağaç gümrüklerden salavat ve dualarla geçirilir ve Mukaddes kütükler daha sonra aranıp sorulmaz !

Kimse de merak etmez ne oldu bu kütüklere diye...

Garip ve gülünç olan ise, yazılar hep Arapça "ALLAH"dır...

Arılar, sinekler, karpuzlar, ağaçlar başka dilde hiç yazmazlar (!).

Sonra yine bastonlu, cübbeli, sarıklı yiğitler kaplamışken piyasayı, post modern darbeler gelir.

Arada bir meczup denilen figüran çıkar, üç beş yerde heykel, büst kırarlar ve bunu da Cihadı Ekber sayarlar!

Amma bu meczuplar daha sonra ne ceza alırlar ne de merak edilir "Kim bunlar" diye...

Üç beş hurda tankın sokağa çıkmasıyla herkes susar, siner ve peşinden ; katsayılar, sekiz yıllık eğitimler gelir ki düzen bir defa daha alabora olur!

Başbakanlığın önünde bir yazar kasanın atılmasıyla başlayan krizler ve ardından gelen istikrarlı bir dönem gelir ki bu da alttan üstten baskılar ve dirençlerle 7-8 yıl sürer...

Döviz yerinde çakılmış, fiyatlar; dövizden TL'ye dönmüş, Milletimiz IMF ve dünya Bankasını Haciz memurlarını ve aşağılanmayı unutmuş, paradan 6 sıfır atılmıştır...

Bizde istikrar dediğin en fazla 10 yıl sürer...

Öyle bir darbe girişimi daha yaşanır ki; tarihler kendi insanını, kendi uçağıyla bombalayan alçakları da ilk defa görür!

İstikrar mı?

Kuş sürüsüne benzer, hani bir soru vardır:

Bir dalda 6 kuş var, tüfekle ateş edip 3'ünü vurdum, DALDA kaç kuş kaldı diye!

İlkokul çocukları hemen bağırır : üüüüççç...

Gerçekten dalda kuş kalmış mıdır sizce?

Şimdi de moda da " Abdulhamid" ismi yarışı başladı!

Neymiş, Avrasya tüneline " Sultan II.Abduldamid Han Tüneli" ismi verilsin mi diye anketler düzenleniyor!

Böyle bir şaheser tüneli yapan irade istediği ismi de verir.

Ancak şu cıvıtma işini abartmasak olmaz mı?

Avrasya ismi daha güzel, daha anlamlı ve daha ortak payda değil mi!

İnadına gidenler karşılarında da inadına gidenleri bulurlar!

Sonra da ararız iş işten geçtikten sonra " Suç kimde?" diye...

Aslında en doğrusu yapanın ismini vermek değil midir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adem Alan Arşivi
SON YAZILAR