ÇANAKKALE VE HİLAFET…

   Mart ayı…
Türk'ün kaderini belirleyen ay!
Çanakkalr Zaferi;
Hılafet sayesinde kazanılmış;
Ama 3 Mart'ta;
Hılafet kaldırılmış!
Halife Abdulhamit'in;
Çanakkale zaferinde;
Hiç mi payı yok!
Çanakkkale zaferi;
Neden sadece 1919'un;
ulusalcılarına mal edilir?
Halife Abdulhamit;
tarihçi Ahmet Temiz,
Osmanlı arşivlerinde Rapor bulmuş;
Polonya asıllı Bonkowski Paşa,
savaştan 18 yıl önce
1897 yılında;
deniz savunmasıyla alakalı;.
Abdülhamit'e rapor sunmuş;
Abdülhamit Han'ın ileri görüşlülüğü;
bu belgede de ortaya çıkmış;
düşman devletler tarafından;
İstanbul ve Çanakkale Boğazı'na karşı;
vuku bulacak bir saldırı esnasında;
buraların muhafazası için;
denize döşenebilecek…
düşman gemilerinin geçişlerine;
engel olabilecek torpiller döşenmiştir.
Bonkowski Paşa anlatıyor:
“bir nevi hareketli bir torpil icat ettim.
Bu usul Çanakkale Boğazı sularında
münasip bir şekilde kullanıldığında
Akdeniz adalarından zorla girmek isteyen
bir düşman filosunun girişini
tamamen imkânsız kılmazsa bile
oldukça zorlaştırır”.
Abdulhamit'in Dahiliye Nazırı anlatıyor:
“Düşman denizden ve karadan;
Çanakkale'yi zorluyor.
Şiddetli müdafaaya rağmen,
Allah göstermesin,
boğazı geçerlerse,
bir musalehaya mecbur olmamak için
gerek padişah efendimiz,
gerek meclis ve hükümet karar vermiştir.
Anadolu'ya geçip;
harbe oradan devam edilecek”...
Mümin Munis'in Mostar Dergisi'nde;
yer alan makalesinde:
Abdulhamit'in;
Tarihi cevabına bakar mısınız?
“farz edelim ki öyle bir felaket başa geldi.
O halde hükümdarın yapacağı şey;
tacını tebaasını terk ederek;
kaçma zilleti değil,
sarayındaki payitahtının taşları altında
canını feda etmektir.
Hazreti Fatih,
bu beldeyi küffar elinden fethettiği zaman,
Bizans İmparatoru Konstantin kaçmayıp,
harp ede ede yıkılan kalelerin altında
can vermek kahramanlığını göstermiştir.
Biz Fatih'in soyu,
Konstantin'den aşağı kalamayız.
Zat-ı Şahane'ye böylece arz edin;
Şuradan şuraya kımıldamasınlar,
düşman buraya giremez.
Bana gelince,
Yegâne arzum burada ölmektir.
Biraderimden ve hükümet-i seniyyeden
bu arzuma yardımcı olmalarını dilerim!”
şimdi anlatmak isterim ki;
Çanakkale Zaferi;
İslam Hılafet makamının mı;
Yoksa 1919 ulusalcılarının zaferi midir?
Şunu iyi bilelim;
Hılafet makamı;
İslam temel ilkelerini;
Egemen kılan Müslüman ülke insanınındır.
Hz Muhammed'in sav devletini;
Dört halife tamamlayamadı;
Emevi sülalesine bıraktı.
Parçalandı.
Dört halifeden Hz Osman'ı ra bile;
Muaviye seçtirdi.
Halife Hz Osman'ı;
Kendi Arap Milliyetçiliği için;
Kullandı!
Yine o Muaviye;
Abdullah bin Sebe';
Kod adını kullanarak;
İslam siyasetini parçaladı;
Hilafetten saltanata geçti.
Sahabe Ebu Zerr gibi;
Değerli insanları öldürttü.
Arapların elinde;
Bölük pörçük bir hal alan hılafet;
Yani İslam siyasası;
Emevi sonrası Abbasiler döneminde;
Her tarafta Hılafetler belirdi.
Aynı tarihte birden çok halife türedi.
İşte bu hengamede
Yavuz Selim Han hilafeti kaptı.
Aslında hılafet makamı;
1071 Malazgirt Zaferinden itibaren;
Türklerin hakkı olmuştur;
Ve halen de öyledir.
İşte edindiğim bunca bilgiye göre;
Selçuklu… Osmanlı hükümdarları;
İ'la'-i Kelimetüllah mefkuresini;
Bayraklaştırdıkları sürece;
Halifedirler.
Abdülhamit Han…
Turgut Özal…
Erbakan…
Tayyip Erdoğan halife adayıdırlar.
Bu bir süreçtir.
Kim Hizmet'te başarı sağlarsa;
O çağın halifesidir.
Paralelciler de Muaviyedir.
Abdullah b. Sene' modelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR