BUNLAR SABETAY SEVİ’YE TAŞ ÇIKARTIRLAR

Önceki gece ilan edilen OHAL’in yani olağanüstü halin en önemli boyutu kamudaki Paralelcileri tespit edip anında işlem yapmaktır. Bir de Kanun Hükmünde Kararnameler çıkarmak sureti ile anında yasal işlem yapabilmektir. Yoksa bazılarının düşündüğü gibi hayatımızda olumsuz bir değişiklik olmayacak, sadece yapılacak olan operasyonlarda yasal engelleri anında aşabilmek için böyle bir düzenlemeye ihtiyaç olmuştur. Burada en büyük sıkıntı nedir derseniz Osmanlı tarihinde Yahudi olup da padişahın sarayına kadar girip orada yıllarca saklanmasını becerdikten sonra iç isyan çıkarmak sureti ile padişahı devirmek isteyen Sabetay Sevi Yahudi olduğunu açıklayıp binlerce mürit edindikten sonra isyan edince padişah kurulan mahkemeyi perde arkasından bizzat seyredip Sabetay Sevi’ye, İslam’ı kabul etmesini aksi halde idam edileceğinin talimatını verince Sabetay Sevi zorla da olsa İslam’ı kabul etmiş. Ancak hayatının hiç bir döneminde kalben İslam’ı kabul etmediği gibi sürekli olarak müritlerine takiyyeyi telkin edip mücadelesini ömrünün sonuna dek devam ettirmiştir. Bugün Sabetayistler olarak anılan Yahudi dönmeleri bunun kendisinden sonra dünyaya bıraktığı en büyük şer olmuştur. Bugün hâlâ daha bu kesim dünyaya hakimdir dersek asla ve kata abartmış olmayız. Beyaz Türkler kitabını okursanız bu olayı tüm detayları ile öğrenme fırsatınız olur. Kitabın yazarı Soner yalçın solcu olduğundan biraz yamultarak yazmış olsa da aklıselim olan herkes olayın gerçek boyutunu anlama imkanına sahip olur. Bana göre Fethullah Gülen Haşhaşilerden daha tehlikeli, daha zararlı bir insandır, zira Hasan Sabbah Alamut Kalesi’nde yaptığı icraatlar sonunda bunun kadar zarar verememiş, idam edilmiştir ama Sabetay Sevi öyle değil, adam iman etmediği halde iman ettim demiş, yıllar yılı adam yetiştirmiş, geride bıraktığı nesil hâlâ daha icraatlarına devam etmektedirler.

Kanaati acizanem odur ki bu insanlarla ancak ve ancak yüce Rabbimin inayeti ile başedilir. Zira bu kadar takiyye yapabilen bir topluluk ben tarihte hiç okumadım. Adamlar Devletin en önemli noktalarını öyle enteresan ele geçirmişler ki aklınız şaşar. Adamlar gerektiğinde içki içmişler, namazı terk etmişler, eşlerini açmışlar, zina dahi yapmaktan geriye kalmamışlar. Bu kadar aşağılık bir topluluk nasıl olabilir anlamış değilim. Bakın şimdi de adamlara verilen talimat darbeyi kınayın, meydanlara inin, onların içlerinde olun, resim çektirin, gerekirse Hocaefendi’ye ağır hakaretlerde bulunun... Bunu yapabilen bir toplulukla ancak Allah baş eder. Zira İslam hukuku zahire göre hükmeder, insanların kalbini açıp bakacak halimiz olmadığına göre bunların beyanlarına göre hükmedeceğiz ki buna göre vaziyet çok zor haberiniz ola.

Gazetelerde boy boy ilanlar var. Adamın ortağı Cemaat’in en üst düzeydeki STK’sının başkanı, tutuklanacağını anlayıp yurt dışına kaçmış, adam kalkmış tam bir sayfa darbeyi kınayan ilanı vermiş. Öte taraftan Cemaat operasyonlarında gözaltına alınan iş adamlarına avukatını gönderen iş adamı da darbeyi kınayan ilanlar vermiş. Şimdi bunlara ne demek lazım siz takdir edin. YÖK üniversitelere yazı yazmış Paralelcileri tespit edip verin demiş. Sekiz yıldır rektörlük koltuğunda oturup Cemaatçilerin en büyük hamiliğini yapanlar şimdi çıkıp bunların isimlerini verecek öyle mi? Güldürmeyin beni. Öte yandan yıllardan beri yazıyoruz, adliyede Paralel Yapı mensubu birçok insan var, bunları tespit edin dedik ama kimsenin gıkı çıkmadı. Çok enteresandır, bize yapılan hakaretlerle ilgili açtığımız davaların tamamına yakınında karşı tarafa hükmedilen ceza bizlere açılan tazminat davalarında hükmedilen cezaların tamı tamına yarısı. Avukatım artık bunları HSYK’ya şikayet edelim dediğinde, gerek yok onların orada da adamları var, zamanı geldiğinde Allah onlatın belalarını verir demiştim. Hamdolsun Rabbim birçoğunun belasını verdi. Ancak adliyedeki tutuklamalarda çok eksiklerin olduğunu düşünmekteyim, zira benim çok yakından tanıdığım ve Paralelcilerin talimatları ile birçok operasyona imza atan savcı ve hâkimlerle ilgili henüz en ufak bir işlem yapılmadı. Umarım önümüzdeki günlerde onlarla ilgili de gerekli işlemler yapılır. Bu işin en önemli ayaklarından birisi de siyasetin içerisinde olan Paralel destekçileridir. Kendileri Paralelci olmasa da hemşehricilik ve ahbap çavuş ayağına Paralelcileri ayakta tutan siyasetçiler var, buradan onlara sesleniyorum, adam gibi gerekeni yapsınlar yoksa biz tamamını yazacağız. Örneğin Kamu Hastaneleri Birliği’ndeki Paralel yapılanmanın arkasında olan siyasetçilere buradan sesleniyorum, sırf Ordulu oldukları için onların arkasında duran ve Ordulu siyasetçilerin ricasıyla onları destekleyenler, hatta başında bulundukları kurumlardan onların bağlantılı oldukları şirketlere işverenler bu işten vaz geçsinler, ben bu kadarını söylüyorum, gerisini anlayan anlar. Haa yok anlamaz iseler o zaman biz anlatmasını da biliriz. Bu şehirde adliyeden sağlık camiasına, OMÜ’den iş adamlarına varıncaya dek yaptığımız yayınları herkes biliyor. Şayet gereği yapılmaz ise açıkça buradan Cumhurbaşkanı’na bir mektup yazacağım. Nasıl olsa Cumhurbaşkanlığı kendi adının geçtiği tüm yazıları otomatikman okuyor, bakalım o zaman ne yapacaklar? Sözlerime son verirken Sabetay Sevi’den daha tehlikeli olan bu topluluğun şerrinden ülkemizi Rabbim korusun diyorum. Kalın sağlıcakla.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
19 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR