BUNA NE DENİR BİLEMİYORUM!..

Her ne hikmetse bütün bu işleri yazmak bize düşüyor. Kadir Çöpdemir'in 'Dünyayı sen mi kurtarıcan' diye bir reklamı var çok hoşuma gidiyor. Bizim işimiz de biraz ona benziyor. Dünyayı benim kurtaracak halim yok ama yanlış işleri de görünce dayanamıyorum. Keşke biraz vurdum duymaz olsaydım da bu tür işleri görünce boşverebilseydim, ama olmuyor işte yapamıyorum. Yanlışa yanlış demek zorundayım. Bu haslet nereden geldi bana bilmiyorum ama benim inandığım Kitapta "Sizden birileri kötülüğü men edip iyiliği tavsiye etsin" buyrulmakta, bu birisi kim derseniz aklı olan herkes derim. Benim de birazcık aklımın olduğunu düşündüğümden yanlış işleri görünce tepki koymak zorunda kalıyorum. Elimizde kalem olduğundan bu işin yazı kısmı bize kalıyor. Eliyle düzeltmesi gereken Devlet; biz dikimizle yani kalemimizle düzelteceğiz, vatandaş da kalbi ile buğzedecek işin şekli bu!
Gelelim konumuza, son zamanalarda bazı arkadaşlarımız yılın enlerini seçiyorlar. Bu arkadaşlar geçinmek zorundalar, zira bu işin gideri çok geliri az, o nedenle arkadaşlarımızın çıkış yolu aramaları kadar normal bir durum yok. Ancak çıkış yolu ararken toplumu ahmak yerine koymanın da anlamı yok. Birilerinden üç beş kuruş alacağız diye onları 'yılın şusu busu' ilan etmek ne kadar inandırıcı ona bakmak lazım. Bundan yedi sekiz yıl önce, İzmir'de bir dergi yılın siyasetçilerini seçmişti ama listeye girenlerin tamamından ciddi miktarlarda paralar almıştı, hatta bazı belediye başkanları o paraları belediye bütçesinden verdikleri için daha sonra Sayıştay denetçileri tarafından tespit edilince bir sürü sıkıntılar çekmişlerdi. Şimdi buna benzer bir uygulama ile karşı karşıyayız, bazı arkadaşlarımız üç beş kuruş alacağız diye olur olmaz insanları sıralamalara sokmaları hem gülünç hem de ayıp.
Bu arkadaşlarımız bu insanları neye göre sıralamalara koydular derseniz, hiç düşünmeden verdikleri paralara göre listelerine koydular diyebilirim. Zira orada henüz iki üç aylık Sivil Toplum Kuruluşu Başkanları var henüz hiç bir icraat yapma fırsatı dahi bulamadan çok şey yapmışlar gibi onları listelere koymanın ne anlamı var anlamış değilim. Peki bu arkadaşlarımız üç beş kuruş alabilmek adına bu yanlışı yapmışlar da o listelere girmek için can atan arkadaşlara ne demek lazım. Beşyüz lira, bin lira para verip o listelere girmeyi çok büyük bir iş imiş gibi gururlanmaya kalkmaları onların nasıl bir kişiliğe sahip olduklarını göstermez mi?
Ben, bugüne kadar onlarca ödül aldım. İnanın tamamını işyerindeki dolabın altına koyup, dolabı kapattım. Şayet bu tür teneke parçaları ile ön plana çıkacak isek yazıklar olsun bize! İnsan kişiliği ile yaptığı icraatlarla ve insanların gönlüne girerek ayakta durur.
İnsanlar bu kadar basit işlerle neden uğraşırlar bir türlü anlamış değilim. Birilerinin paraya ihtiyacı olabilir, bu paraları almak için her türlü girişimlerde bulunabilirler buna birşey diyemeyiz ancak o listelere girebilmek için küçük meblağlar ödeyip, çok büyük bir iş yaptık havalarına girmelerine ne demek lazım, anlamış değilim. Bu arkadaşlar çok meşhur olmak istiyor iseler biz onlardan tek kuruş para almadan her gün gazetenin bir yerlerinde resimlerini girip onları meşhur yaparız. Aynı zamanda da insanlara rezil olmazlar, kimseyi de konuşturmazlardı. Bundan yirmi otuz sene önce bir arkadaşım bana kötü bir araba satmıştı, ben de ona güvenip almıştım. Daha sonra arabanın durumunu öğrenince ona gidip dedim ki, 'Neden böyle yaptın, sana yakıştı mı?' Bana verdiği cevap aynen şu, 'Bak Adnancığım, havada ne kadar sinek varsa, yerde de o kadar inek var, bunu unutma!'
Demek ki her zaman, havada karada ve denizde, havada uçan sinekler kadar yerde dolaşan inekler var. Biz ne kadar söylersek söyleyelim bu insanların bildiklerinden vaz geçecek durumları yok. Unutmadan söylemek istediğim bir konu daha var. Birde para vermeden bu listeye giren bazı bürokratlar var. Onlar neden oraya girdi derseniz, o da arkadaşlarımızın onlara kıyağı!. Demek ki körlerle sağırlar biribirlerini ağırlıyorlarmış, bu durumda listeye giren çok böyyüüük başarılı arkadaşlarımıza hayırlı olsun demekten başka birşey kalmıyor bize. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR