BİZİM VALİYİ BAŞBAKAN YAPACAKLARMIŞ!..

Eskiden Sabah gazetesinde Merhum Ahmet Vardar vardı,  sadece toplumu uyarıcı yazılar yazardı. İnsanlar da onu sürekli takip edip içerisinden çıkamadıkları konular olunca O’na yazıp sonuç alırlardı. Rahmetli de çok sert yazılar yazıp anında çözüm alırdı ama ömrü vefa etmedi; rahmetli oldu ve yerini dolduran biri çıkmadı. Yaradılışımızın temel gayesi Rabbimize ibadet etmektir. Zira Rabbimiz Kur’anı Kerim’de “ Ve mâ halaktul cinne vel inse illâ li ya'budûn”  yani insanları ve Cinleri sadece ve sadece bana ibadet etmeleri için yarattım buyurmakta. Bu emri ilahinin ışığında tüm hayatımızı O’na kulluk etmekle geçirmek zorunda olduğumuzu göz önüne aldığımızda, hangi işi yaparsak yapalım temel hedefimiz Rabbimizin Emir ve yasaklarına uymaktır.  Bunu herkes kendi iş hayatında da uygulamak zorundadır. Bizim işimiz de bir anlamda tebliğ olduğuna göre biz de buradan sürekli pek çok konuda uyarılarda bulunmak zorunda olduğumuzu göz önüne alarak bundan sonraki yazılarımızda bazı uyarılarda bulunacağımızı şimdiden söylemek istiyorum.

Bugünkü yazıma geçmeden önce iki konuya değinmek istiyorum. Konularımızdan ilki yaklaşık otuz yıldan beri tanıdığım İslami kimliğinden şüphem olmayan, ancak son zamanlardaki facebook paylaşımlarında yanından bayanları ayırmayan, hatta son olarak kızına yaptığı nikâhı facebook’tan paylaşan Köksal Akman kardeşime olacak. Bak kardeşim, sen hayatının son otuz yılını İslami yaşamla geçirmiş, bunun için mücadele etmiş, bu yola baş koymuş bir arkadaşımızsın. facebook’tan paylaştığın resimlere bir bak bakalım, sana yakışıyorlar mı? Evladına düğün yapmışsın, Allah kabul etsin ama o evlat senin anlatımlarına hiç uymuyor haberin olsun. Bari resimleri sil de ne sen günaha gir, ne de biz. İkinci konumuz biraz uzun, izin verirseniz onu bir sonraki yazıya bırakıp bugünkü konumuza geçelim.

1981 yılında İmam-Hatip olarak göreve başladığım Of Merkez’de Müslümanlar ihtilâlin yaptığı uygulamalar nedeniyle bir hayli baskı altındaydılar.  Bu hususu göz önüne alarak bir cuma günü kürsüye çıkıp vaaz ederken, Üstad Bediüzzaman’ın “Ümitvar olunuz, şu istikbâl inkılabâtı içersinde en gür seda İslamın sedası olacaktır” sözünü söyleyince namazdan sonra ilçenin Halk Eğitim Müdürü Hayati ağabey yanıma gelip “Hocam beni ziyaret ederseniz mutlu olurum” demişti. Hayati ağabey Nur Cemaatinden olduğundan bu sözümü beğenmiş olmalı ki beni davet etti. Ben de yanıma merhum Süleyman Zorba isimli bir İmam arkadaşımı alarak ziyaretine gittim. Süleyman Zorba aslen Araklılı Çebilerden olup soyadını değişmişti, alim bir zattı. Şalvar ve yakasız gömlek giyerdi, çok kitap okurdu. Hayati ağabeye ziyarete gittiğimizde hoş sefadan sonra ilk suali “Üstad Bediüzzaman’ı nasıl bilirsiniz?” olmuştu. Merhum Süleyman Hoca da “Son devrin din mazlumlarındandır, büyük mücahiddir” deyince, Hayati ağabey çekmecesinden Sefa Mürsel’in bir kitabını çıkarıp okumaya başladı. Hayati ağabeyin, kitaptan okudukları aynen şunlar “ İsparta’dan bir adamın çıkacağı’ kafasının kel olacağı, .....İslam’ın liderinin bu olduğu” şeklinde bir paragraf okuyunca bizim merhum yerinden kalkıp Hayati ağabeye dedi ki “Hayati Bey siz Kesikbaş hikayesini bilir misiniz?” O da gayet ciddi bir tavırla hayır hocam anlatırsanız mutlu olurum deyince bizim merhum başladı okumaya “ kah başi kah ayaği döner idi yedi günde erdi eyaği yere, bu dediklerine inananın k......ç......y...... ” Hayati bey anında yerinden fırlayarak hocam siz ne diyorsunuz deyince merhum Süleyman Hoca “Hayati Bey benim asabımı bozma, ben sana Demirel’i demedim, Üstadı dedim” deyip oradan ayrıldık.

Bu yaşadığımı anlatma nedenim son günlerde bazı zavallı gazatacı arkadaşlar, Vali İbrahim Şahin’in Başbakanlık Müsteşarı olacağını yazmaları üzerine aklıma geldi.  Bunu yazan insanlar cahil insanlar olsalar, dersin ki dünyadan haberleri yok da yazıyorlar. Ama hayatlarında gazetecilik mesleğinden başka bir iş yapmamış insanlar böyle abuk sabuk bir yazı yazdıkları zaman insan çileden çıkıyor. Gazeteci dediğiniz biraz öngörülü olur, biraz siyaseti okur. Bu insanlarda hiç mi feraset yok çok merak ediyorum. Bu Vali, TRT gibi ülkenin en büyük haberleşme kurumunun başından Samsun valiliğine tenzili rütbe ile geldiğinde Binali Yıldırım Ulaştırma Bakanı veya Cumhurbaşkanı Başdanışmanı değil miydi? Peki, bu arkadaşın eşi Çemaati Müzilmin’in Ankara ablası değil miydi? Peki, bu arkadaş Cumhurbaşkanı’nın imzalamadığı Valiler Kararnamesi’nde merkeze alınan Valiler arasında değil mi?  Peki, bu arkadaşın başında bulunduğu Samsun vilayetinde bugüne dek, Paralel Yapı ile ilgili en ufak bir mücadele edilmiş mi? Bırakın mücadeleyi, zavallı kız çocuklarının ve yurt yöneticilerinin dışında Cemaat’in baba adamları ile ilgili en ufak bir operasyon yapılmış mı? Sadece ve sadece Vezir Hazretleri’ne benzemek için bıyıklarını dahi kesmiş mi, kesmemiş mi? Vezir Hazretleri’nin yanında resim çektirmenin dışında en ufak bir icraatı var mı?

Bunların tamamını bir yana koyalım, azıcık siyaseti okuyan herkes bilir ki Reis’in atayacağı kim olursa olsun bu şehirde en önemli siyasi faktör Kayınçom olacaktır. Hele hele o dedikleri Binali Yıldırım atanırsa Kayınçomum buraların Kralı olacağını bilmiyor iseler onlarda hiç akıl yok demektir. Peki Kayınçomun Valiyi ne kadar çok sevdiğini (!)…..  Elinden gelse değil Başbakanlık Müsteşarı onu Cumhurbaşkanlığı Genel sekreteri (!)....... hatta Başbakan (!)..... Yapmak isteyeceğini bilmeyecek kadar siyaseti okuyamıyor iseler bu işi bırakıp gitsinler. Benim şeyhim Ali Duran’ın dergahında ona müritlik yapsınlar. Şayet Binali Yıldırım Başbakan olursa bizim Vali bırakın Başbakanlık Müsteşarı olmayı Samsun Valiliği’nde kalabilirse öpsün de başının üstüne koysun. Ama Kayınçom O’nu nereye gönderir, onu ben bile tahmin edemiyorum. Gazetecilik mesleğini yapan insanlara tavsiyem sipariş üzerine değil kendi akıl ve mantıklarını kullanarak ve siyasi gidişatı takip ederek yazı yazsınlar. Şayet beceremez iseler, arasınlar, biz onlara anlatırız, merak etmesinler. Kimseye de söylemeyiz. Bugünlük de bu kadar. Kalın sağlıcakla.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR