BİR TAYİN OPERASYONUNUN...

R TAYİN OPERASYONUNUN PERDE ARKASI

cak Temmuz ayının ilk hafta sonunda sizleri daha farklı konularla baş başa bırakmak isterdim ancak şehrimizde o kadar çok gündem var ki şeytan taşlamaktan salâvat vermeye vakit bulamıyoruz. Dostların bir kısmı çok sert yazdığımdan şikâyetçi olunca ortamı biraz yumuşatmak adına uzlaşı üzerine bir yazı yazdığımı hepiniz biliyorsunuz, istedim ki dostlar üzülmesin, ortam yumuşasın ve bazı hizmetleri el ele vererek yapalım ancak şehirde yaşanan olayların arka planını öğrendikçe bunun mümkün olamayacağını düşünmeye başladım.

Her zaman söylediğim gibi keşke söylediklerimde haklı çıkmasam da doğru şeyler yapılsa. Bugünkü manşetimizde de gördüğünüz gibi İmam Hatip Lisesi mezunlarının pilav günü var, İmam Hatip Liseleri ülke siyasetini belirleyecek kadar önemli müesseseler olmasına rağmen şehrimizdeki üç beş kişinin egosu yüzünden öğrenci alamayacak noktaya gelmiş durumla karşı karşıya gelmiş durumda. Bir dönem, hatta uzun bir dönem benim de başkanlığını yaptığım İmam Hatip Lisesi Öğrencilerini Koruma Derneği tarafından yaptırılan ve daha sonra İlim Yayma ve Eğitim Vakfı'na devredilen ancak sadece ve sadece İmam Hatip öğrencilerinin okuması için yapılan binaların bir kısmı şu anda boş ve İlim Yayma Vakfı tarafından okul öğrencilerine verilmiyor. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan aylık 30.000TL kira talep ediliyor, verilmemesi halinde binaların başka işte kullanılacağı belirtiliyor. Bunu yapan kim olursa olsun vatan hainidir, sadece İmam Hatip okullarının değil aynı zamanda din düşmanıdır. Başbakan bu okulların önünü açmak için kelleyi koltuğa almış bu gerizekalılar milletin parasıyla yapılan İmam Hatip binalarını okula vermiyorlar. Bu konuda önümüzdeki günlerde çok detaylı haberler ve yazılar yazacağız.

Gelelim asıl konumuza son günlerde sessiz sedasız bir tayin operasyonu ile karşı karşıya gelen şehrimizde olayın perde arkasını biraz irdelediğimde çok enteresan bir durumla karşı karşıya geldiğimizi görünce tüylerim ürperdi. Gazi Devlet Hastanesi son günlerde birileri tarafından sürekli gündemde tutulmaya çalışılınca işin içerisinde bir bit yeniği olduğunu anladım ve olayın arka planını öğrenmeye karar verdim. Küçük bir araştırmadan sonra çok enteresan bilgilere ulaştım. Gazi Devlet Hastanesi'nin kantini bir dönem bir dernek tarafından çalıştırılmış, bu derneğin idarecileri daha sonra Milli Emlak Müdürlüğü'nün açtığı ihaleye kendi adlarına girip, ihaleyi almışlar ancak kirayı ödemediklerinden ihale feshedilmiş. Bu kişilerin gerek dernek döneminden, gerekse kendileri ihaleyi aldıkları dönemden hazineye yaklaşık 300.000TL borçları olduğundan olay mahkemeye intikal etmiş.

Bu olay mahkemeye intikal ettikten sonra borçlu arkadaşlar başhekimliği sıkıştırıp parayı oradan tahsil etmeye kalkınca başhekimlik kabul etmemiş, bunun üzerine başhekimliği mahkemeye vermişler, mahkeme başhekimliği haklı bulmuş ve dava başhekimliğin lehine sonuçlanmış. Bu işin içerisinde olan arkadaşlar Adem Güney'in İl Başkanı olması ile AK Parti İl Yönetim Kurulu'na girmişler, asıl girme nedenleri ise bu işi siyasal güçlerini kullanıp çözmek. Ancak başhekimin dirayetli duruşu sonucu bu işi çözemeyeceklerini anlayınca bu kez başhekimi görevden alabilmenin yolunu aramaya başlamışlar. Adem Güney döneminde bir kaç kez atağa geçmiş olmalarına rağmen başarılı olamayınca bu kez Osman Çetinkaya döneminde farklı bir plan uygulayarak başhekimi görevden almaya kalkmışlar.

Seçim döneminde Samsun'a gelen Sağlık Bakanlığı Müsteşarı ile görüşen İl Başkanı bazı hastanelerin başhekimlerini değiştirmek istediklerini söyleyince müsteşarın uzun zamandan beri görev vermek istediği Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nden arkadaşı olan eski Çarşamba Devlet Hastanesi'nin Başhekimi olan ve şu anda Eğitim Hastanesi'nde çalışan arkadaşı tayin etmek üzere harekete geçiyor. Bu konuda Samsun milletvekillerinden sadece Bayındırlık ve İskan Bakanı'na bilgi verdiği gelen haberler arasında, doğru da olabilir yanlış da ancak bu şehirde altı tane milletvekili var, atanacak veya değişecek bir bürokratla ilgili bu altı milletvekilinin de onayı alınmalı, aksi halde başladığımız yere döneriz. Bu olayın altında hastanede çalışan ve parti yönetiminde olan iki arkadaşımızla hastane müdürü var. Hastane müdürü olan arkadaşımız o kadar enteresan bir idareci ki daha önce de hastanedeki yanlış işleri düzeltmeye kalkan Habip Bey'in alınmasında başrol oynamıştı, şimdi de yanlışların üzerine giden Ahmet İsmailoğlu'nun alınmasında başrol oyuncusu olarak karşımıza çıkıyor.

Bu arkadaşlara tavsiyem önce kendi evlerinin önündeki pisliği temizleyip, ondan sonra başka işlerle uğraşmalarıdır. İşe gitmeden para alan parti yönetimindeki arkadaşımızın kendi yerine başkasına imza attırıp, parayı cebine attığı evraklar da elimizde. Milletvekillerimizin olaya müdahil olup, olayın arka planını da hesaba katarak bu olaya müdahale etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Benim derdim Gazi Devlet Hastanesi'nde filancanın veya falancanın başhekim olması veya mevcut başhekimin görevden alınıp, alınmaması değil. Benim derdim hastanedeki çetenin oyununa gelmemek. Bu arkadaşların bir kısmı arkadaşım ve kendilerini seviyorum ancak yaptıkları fevkalade yanlış işler var, kendilerine çeki düzen vermezlerse çarşaf çarşaf yayınlayacağımdan emin olabilirler. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR