BİLMEM SÖYLESEM Mİ SÖYLEMESEM Mİ

En sevmediğim huyum sabırsızlığımdır, bazen kendime hakim olmaya çalışsam da genellikle olaylara anında tepki veriyorum, aslında bu durum doğaçlama . Siyaset yapan insanlar için hiç doğru olmadığını bilmeme rağmen elli yaşına merdiven dayadığım şu günlerde hala daha bu huyumdan vaz geçemedim. Kısa vadede bu huyum nedeniyle çok zarar gördüm ama uzun vadede hiç bir zararını görmedim belki insanların kalbini kırdım ama arkalarından konuşup dedikodu yapmaktansa yüzlerine açıkça konuşmanın daha sağlıklı olduğunu düşünmekteyim.

Kapasiteli insan ister siyaset yapsın, ister ticaret yapsın, isterse bürokraside olsun kendisinden emin olur, insanlara ve olaylara şüphe ile bakmaz, kendisinden emin olduğundan başkalarına da güvenir. Bu tür insanlar beraber çalışacakları çalışma arkadaşlarını ve ekiplerini kendi kapasiteleri doğrultusunda güçlü ve kapasiteli insanlardan oluştururlar. Merhum Özal'ın başarılı olmasının temelinde yatan da buydu, Kaya Erdem, Adnan Kahveci, Mehmet Keçeciler gibi zeki ve kapasiteli insanlarla çalıştığı için ülkeye pek çok hizmetler yaptı. Başbakan Tayyip Erdoğan'da aynı şekilde kendisine güvendiğinden çalışma arkadaşlarını da güçlü insanlardan oluşturdu.

Siyaset ülkeye hizmet etmek için yapılan ve mümkün olanı yapma sanatıdır, merhum Ecevit Devletler hukukunda ezeli düşmanlık veya ebedi dostluklar olmaz derdi. Yani ülkenin şartları neyi gerektiriyor ise onu yapmak zorunda kaldığınızda düşmanlarınızla ittifak etmek zorunda kalırsınız. Siyaset de aynı şartlara tabidir yapmak istediğiniz işleri gerçekleştirebilmek için kiminle anlaşır iseniz onunla birlikte hareket etmek zorunda kalırsınız. Siyasette makul beklentiler nelerdir derseniz bu kişiden kişiye değişir, mesela bazıları siyaseti para kazanmak için, işe adam koymak için yaparken bazıları ise ülkenin ileriye gitmesi için, temiz toplum için, yanlış kişilerin iş başına gelmemesi için yaparlar bu tür siyasetçiler az olsa da makbul siyasetçilerdir.

Ak Parti ilk kurulduğunda çok kaliteli ve temiz insanlarla siyaset yapmaya başlamıştı, ne zaman ki bu insanlar teşkilatlardan uzaklaşmaya başladı işin içerisine menfaat şebekeleri girmeye başladı sıkıntılı sürece girildi. ANAP'ın içerisinde ne kadar ihaleci varsa Ak parti teşkilatlarında yönetici olmaya başlayınca Ak Partide sıkıntılı günler yaşanmaya başlandı. Son iki dönemdir Samsun teşkilatlarına o kadar yetersiz, donanımsız kişiler sızmıştır ki aklınız durur. Dün bir Avukat arkadaşımla sohbet ederken dedi ki ,''yakından tanıdığım bir üç kağıtçı birkaç gün önce iş yerime gelip dedi ki falanca ilçede Ak Parti teşkilatında Başkan yardımcısı olarak çalışıyorum, şu kadar da delegem var, Avukat arkadaş önce inanmadım ama ertesi gün elinde bir liste ile gelip işte yaptığım delegeler, istersen arayıp konuşayım bakalım benim dediğim yere mi oy verirler yoksa vermezler mi sor deyince inandım dedi.

Avukat arkadaş bu duruma o kadar şaşırmış ki adam adeta kahrolmuş, Dünyada en son görüşeceğin adam kimdir diye sorsalar o adamdır derim diyor avukat arkadaşım, ama maalesef adam Ak Parti'de yönetici pozisyonuna kadar çıkmış. Peki kabahat o adamda mı derseniz asla değil, o tür adamları herkes tanır, tanınmaması mümkün değil buradaki sıkıntı teşkilatların başında olanların bu tür adamlarla çalışmak istemeleridir, bu tür adamları istedikleri yöne çekebilecekleri için tercihlerini bu tür adamlardan yana koyuyorlar. Sorarım size bu tür insanların olduğu teşkilatlardan ne beklenir? Ben aylardır destek verdiğim arkadaşlara ısrarla bu tür insanların teşkilatlardan ayıklanmasını söylememe rağmen üzülerek ifade etmek gerekirse asla vazgeçmediler

Bundan birkaç ay önce ortaya çıkan bu kasetlerin yayınlanmaması için verdiğim uğraşı bilemezsiniz, arkadaşlara da dedim ki bu işin ortaya çıkması hem partiye hem bu arkadaşa çok zarar verir, bu işi engelleyelim ama bu tür arkadaşları teşkilatlardan temizleyin. Ben bu kadar ısrarla teşkilatlara düzgün adam alın demiş olmama rağmen bu arkadaşların nerede bir defolu adam var ise teşkilata almaya kalkmalarına anlam veremedim. Daha sonra biraz detaylı düşününce az önce anlattıklarım aklıma geldi, demek ki arkadaşlarımızın kapasitesi bu tür kişilerle çalışmaya müsait biz ne diyelim. Bilmem söylesem mi söylemesem mi şarkısını söylemek geliyor içimden, takdir sizlerin. Kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR