M.Halistin Kukul

M.Halistin Kukul

AYNI ŞEYE GÜLEMEMEK...

İlkokul ve ortaokul sıralarında oturduğum/okuduğum bin dokuz yüz ellili yılların ilk yarısında, aralık ayının ikinci haftasında, "Yerli Malı Haftası"nı kutlardık.

Bahçelerimizden topladığımız elma, mandalina, portakalı ve annelerimizin bize verebildiği yiyecekleri okula götürür, sınıflarımızda:

"Yerli Malı Yurdun Malı

Her Türk onu kullanmalı!.."

Diyerek, 'birlik şuûru içersinde' yerdik.

O günlerimiz ne mâsûm, ne edebli ve ne bereketli günlerdi!..Şimdi...

2017 yılının aralık ayının ikinci haftasındayız... 2018 yılının bütçe görüşmelerini televizyon haberlerinde dinliyorum...Kürsüde, Başbakan...

Bütün hususî, umûmî ve resmî sıkıntılardan uzaklarda... gülüyor!..

Birkaç kısa cümle söylüyor...gülüyor!..Birkaç nükteli söz söylüyor... gülüyor!..Zaman zaman, salondakiler de ona eşlik edip gülüyorlar...

Birkaç rakam tashihi yapıyor...gülüyor!.. Etrafa bir-iki bakış gezdirip, gülüyor!..Yine alkışlayanlar oluyor ve gülüyorlar...

Sözünü ettiğim mekân, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve çok ciddî mes'elelerden bahsediliyor..Öyle bir hâl ki, salonun yarısı gülüyor, diğer yarısı suskun!..

O da nesi...Filâncalar, falancaların üzerine yürüyorlar...Büyük bir cenk mi başlıyor ne!!!..

Mahzûn gönüller muzdarip!..Aşksızlık boğazımıza kadar yükselmiş!..Tıkanmışız!..Kimyâmız sıfırlarda, kayıplarda...

Ön sırada oturan bir kişi hâriç...Herkes ya gülüyor...ya hücûmda...O ise, ne gülüyor , ne konuşuyor, ne de kıpırdıyor...Bakışları durgun, neyi düşünüyor dersiniz!!?? Kim bilebilir?..

Bu gülücüklerin sebebi, herhâlde "yüzde onbir nokta birlik büyüme" oranı...Herhâlde diyorum..Çünkü, başka bir sebep olması mümkün görünmüyor!..

Zihnimi, şöyle bir kurcalıyorum: Acaba, diyorum, Amerika'yla Meksika sınırına bir 'üs' mü kurduk? Yoksa, Doğu Türkistan'a hürriyet mi geldi/getirdik? Cihânı sarsacak yeni keşiflerimiz mi var?

Yoksa; yürekten alkışladığımız, Doğu Kudüs, Filistin'in Başşehri ilân edilirken, Kıbrıs'ı da mı tanıdılar? Yâhut da, Karabağ'daki Ermeni istilâsına bir atıfta mı bulunuldu?

Adalar Denizi'ndeki 'adacıklarımız' için, -en azından- diplomatik taarruza mı geçtik?

Kanada'ya, Çin'e... et ihracına mı başladık?

Hindistan, bizden, buğday talebinde bulunmuş olabilir mi?

Suriyeli ensârlar (!) üretimimize büyük katkılar mı sağladı?

Niçin gülünüyor, anlayabilmiş değilim!..Zâten, Başbakan da, konuşmasının bir yerinde şöyle diyor: "Ülkemiz, Avrupa'da, tarımda bir numaraya çıktı...Evet, niye gülüyorsunuz? Çıktı!.."

Demek ki, herkesin gülmesi de gerekmiyor...Demek ki, birimizin gülmesi gereken şeye diğerimizin gülmemesi gerekiyor!.. Hani, "Gülmek sana yakışıyor" diye bir şarkımız var ya, anlaşılan, bu herkese mahsus değilmiş!..

Ne yapalım şimdi? Yeni bir güfte yazalım isterseniz!..

"Açıkgöz, dağlar aşıyor/Kimi, düz yolda şaşıyor.

Biri, binleri taşıyor/ Gülmek sana yakışıyor!.."

Acaba; dibe vurmuş ziraatimiz mi şahlanmıştır,...Sıfıra inmiş hayvancılığımız ayyuka mı çıkmıştır!!??

Üniversitelerimiz dünya çapında buluşlara imza mı atmıştır...Öğrencilerimiz, harıl harıl kütüphâneleri doldurmuş da, salonlar kâfi mi gelmemiştir?..

Kişi başına düşen millî gelirimiz, -tarımda, Avrupa'da bir numara isek- dünya s(ı)tandartlarını aşmış olmalı; refah seviyemiz, en azından , en geri durumdaki bir Avrupa ülkesi seviyesinde bulunmalı değil mi?

Ahhh!..Bunlar hep gerçek olsa da, hep beraber gülebilsek.. Ben, sen, o ...istediği zaman değil, her zaman, hep berâber gülebilsek!..

Birileri niye gülüyorsunuz dediği zaman, niye gülündüğünü bir anlatabilsek/anlayabilsek!..

Genç işsizlik yüzde yirmileri geçmiş...Sokaklar, câmi önleri...dilencilerle dolu...

Rusya ve ABD, bize komşu olmamış...YPG/PYD/KKK'nın kökü kazınmış, "çözümsüzlük süreci" unutulmuş gibi, ahkâm kesilmekte!..

Kerkük, sus-pus??!!

Yeter ki, onun dediğine gülelim, râzıyız, millî birliğimiz bu gülmelerle perçinlense...

Artık, ne S-400 ithâl ederiz, ne buğday, ne de saman...değil mi?

İncirlik Üssü niçin hâlâ yerli yerinde? Kürecik, ne için faaliyette?

Denilecektir ki; ne istiyorsunuz bizden...Bak, memlekette, gül gibi yaşayıp gidiyorsunuz...

Sûi-istimâl yok...cinâyet asla...hırsızlık kat'a...adam kayırma, ne mümkün!..Neyin noksan?

Her şey tıkırında yürüyünce, elbette ki, güleceksin!.. "Gülmek sana yakışıyor!"

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M.Halistin Kukul Arşivi
SON YAZILAR