AŞAĞILIK KOMPLEKSİ OLANLAR

Sözlerime başlamadan önce, dün telefonla arayan Dr. Ferhat Günaydın Bey’in söylediklerini siz değerli okurlarımla paylaşmak istiyorum.

 Geçtiğimiz hafta yazdığım bir köşe yazısında, Ferhat Bey’in MHP il kongresinde Erkan Avcı’yı desteklediğini yazmıştım. Zira en yakın adamları, kaybeden listeyi destekiyorlardı. Ancak Ferhat Bey’in asla  yalan konuşmayı sevmeyen bir insan olduğunu bildiğimden, onun sözü benim için muteberdir. Kendisi kongrede taraf olmadığını, hiç bir listeye destek vermediğini söyledi. Bu benim için muteber bir sözdür. Şayet MHP, Ferhat Bey’i birinci sıraya, Aslan Karanfili ikinci sıraya koyarsa, iki vekil çıkarabilir.  Aksi halde yine tek Milletvekili çıkarır. MHP’ de henüz aday adayları net olarak ortaya çıkmadı, ancak kanaatim o ki Ferhat Bey aday olacak. Hatta konuşmamızda, bu minval üzere bir şey de söyledi. Ancak resmi bir müracaat olmadan konuşmak doğru olmaz. MHP’nin yerel seçimlerde aldığı oy tamamen kişiye özel verilmiş bir oy olduğunu da unutmamak gerekir. O nedenle aday listesi yapılırken bu detaya dikkat edilmesi gerektiğini düşünmekteyim.

         Gelelim konumuza; Allah Resulü bir Hadis-i Şerif’lerinde “Men teşebbehe bi kavmin fe huve minhum”. Buyurmaktadır. Yani, “Kim bir kavme benzerse, o da onlardandır” buyurmaktadır. Bu Hadis-i Şerif’ten de anlaşılacağı üzere, kişi kendi  kültürü, töresi, inancı, ananesi ne ise onun gereği üzere yaşamak zorundadır. Aksi halde başkalarının kültürünü, inancını, yaşam biçimini taklit ederek topluma ayak uydurduğunu zanneden zavallılar, aynı zamanda tüm kimliklerini kaybettiklerini fark etmiyorlar. Allah Resulü; Yahudiler saçlarını uzattıkları zaman, saçlarını kısaltırdı. Yahudiler saçlarını kestikleri zaman da tam aksine saçlarını uzatırdı. Bu yüzdendir ki, Efendiler Efendisi zaman zaman uzun saçlı dolaşırdı. Yine Efendimiz “Erkeğe benzemek isteyen kadınlara, yazıklar olsun” buyurmaktadır, bu iki Hadis-i Şerif ışığında olaya bakacak olur isek, günümüz toplumundaki insanları göz önüne aldığımızda durumumuzun ne kadar vahim olduğunun herhalde hepimiz farkındayız.

       Erkek geçinen bazıları, kadınlar gibi ötelerini berilerini botoks yaptırıp, toplumun huzuruna çıkanlarından tutun da, sakallarını kesip sadece çene altlarında bir tutam bırakıp, keçi sakallı olarak dolaşanlara varıncaya dek, bir sürü insan kılığındaki yaratıkları görmek mümkündür. Bu tür insanları görünce, emin olun midem bulanıyor. Adam adamlığını unutmuş, ‘nasıl kadınlara benzerim’ diye yırtınıp durmuş! Allah’ın verdiği o güzelim vücudunun, orasını burasını elletip, botoks yaptırıp, insanlıktan çıkanlar çok büyük bir iş yaptım zannederek toplumun karşısına çıkarlar. Bir kısmı da Müslüman kılıklı olduklarını zannedip, keçi sakallı olarak ‘entel-dantel’ ayağına yatıp orada burada dolaşırlar. Hatta bazıları işi daha da ileriye götürüp, topluma hizmet etmeye kalkacak kadar ileriye giderler. Peki, bu keçi Sakalı modası nereden çıktı derseniz, Arabistan Yarımadası’nda dört Hak Mezhebin dışında bulunan, Vahhabi Mezhebine mensup insanların, Allah Resulünün Sakallarını, bir tutam çene altından salmış olduğunu rivayet eden, Ravi’lerin rivayetlerini kafalarına göre yorumlayarak, sanki Efendimiz sadece çene altında bir tutamlık bir kısımla sakallı yaşamış gibi yorumlamışlardır. Oysa ki hakikat asla ve kat’a öyle değil. Efendimiz sakal ölçüsü verirken, çene altından bir tutamlık kısma kadar uzatılan bölümü ifade etmiştir. Yani sünnet olan sakal budur. Bu zibidi kılıklıların bıraktığı sakal ise, İslam toplumunun yaşam biçiminde olmayan bir sakal biçimidir.

           Toplumlar kültürleri ile yaşam biçimleri ile ve manevi hayatları ile ayakta dururlar, kendi kültürlerini terk eden insanların ayakta durmaları asla mümkün değildir. Merhum Akif “İslam imiş Memleketi pabendi terakki evvel yok idi iş bu rivayet yeni çıktı”  derken bu gerçeği haykırmış. Yani yeni nesil sanki İslamın memleketin yükselmesine engel olduğunu iddia ediyormuş oysa ki Dünya hakimi olan yedi Cihana hükmeden Osmanlının İslama olan bağlılığı nedeniyle başarılı olduğunu anlatmaya çalışmış. Yeni nesil gün geçtikçe sıkıntılı bir sürece girmekte ancak bunun en büyük müsebbibi biz büyükler olduğumuzu unutmamamız lazım.  Zira İslam Dini yaşam dinidir. Sadece konuşarak bu Dini yaşadığını söyleyenler köpeklerin havlamasından başka bir şey yapmadıklarını da unutmasınlar. Kur’an-ı Kerim’de yaklaşık kırk iki yerde Namaz ibadetinden bahsediliyor. Tüm semavi Dinlerin  ortak emirlerinin başında Namaz ve zekat ibadetleri var. Bu ibadetleri yapmadan Müslüman olmak  Allah’ın Ayetlerine ters düşüyor. İşte bu yüzdendir ki biz Müslümanlar başkalarının yaşam biçimlerini örnek alarak ve aşağılık kompleksine girerek Müslüman olacağımızı zannediyor isek çok yanılıyoruz. Müslüman örnek şahsiyetli, örnek insandır. Bu ölçülere riayet edenlerden olmamız temennisiyle, kalın sağlıcakla.