AKLINI KİRAYA VERENLERLE...

 

AKLINI KİRAYA VERENLERLE KALEMİNİ KİRAYA VERENLERİN DURUMU

Gençlik yıllarında okuduğum kitapların bir kısmını yeniden okuma gereği duydum, nedenine gelince o günlerde bizim için hayalden öteye geçmeyen duyguların bugün icra edildiğini veya bizzat olayların içerisinde olduğumuzu görünce kütüphanemizden, birilerine okumak üzere verdiğimiz veya alıp getirmeyen arkadaşlardan yeniden isteyemediğimiz için kitapları yeniden alıp okuma gereği duydum. Geçtiğimiz hafta Ordu'da kurulan kitap fuarına gittim, bir çok yayınevi çok güzel stantlar kurmuş, eski yeni basım eserler okuyucunun beğenisine sunulmuş.

Kitaplar o kadar güzel ki insan aldıkça alası geliyor ama kitabı alıp okumaz iseniz yazarına en büyük kötülüğü yaptığınızı düşündüğümden, okuyabileceğim kadar kitap alıp, onları okuduktan sonra yenilerini almayı tercih ederim. Yayınevlerinin stantlarını gezerken Fecr Yayınevinin kitaplarına gözüm takıldı, bundan yaklaşık otuz yıl önce okuduğum bazı eserleri görünce yeniden almaya karar verdim. Ali Şeriati'nin konferanslarından derlenen DİNE KARŞI DİN kitabını ilk okuduğumda gençliğin verdiği heyecanla kafam allak bullak olmuştu, aradan geçen otuz yıllık süreçte gördüklerim ve yaşadıklarım Ali Şeriati'nin ne kadar haklı olduğunu ortaya koydu.

Ali Şeriati'yi İslami entellektüellerden ayıran temel özellik, entellektüeller sadece ütopik olmaları, toplumdan uzak olmaları, Ali Şeriati'nin ise bizzat hayatın içerisinden gelip, her gün halkla iç içe düşüncelerini yaşamaya çalışan bir aydın olmasıdır. Ali Şeriati yaşadığı coğrafya nedeniyle Şia geleneğine fazla uyum göstermiş, bu konuda zaman zaman taassuba varan düşünceleri olmuş. Ancak temelde İslam düşüncesinden çıkmamış, gerçek Dinin Allah'ın Kuran'da beyan ettiği din olduğunu, her çağda, her Peygamberin asıl mücadelesinin dinsizlerle değil, şirk dinine inanan insanlarla yaptığını ifade etmiş ve bu düşüncelerini topluma anlatmak adına her türlü mücadeleyi vermiş, sonunda ise şehadet şerbetini içmiştir.

Ülkemizde Ali Şeriati'nin gösterdiği duruşu sergileyecek fikir adamı yok denecek kadar az, geçmişte istibdat dönemlerinde olmuştu ancak bugün bunu yapmak için bir neden de yok, zira mevcut iktidar Ali Şeriati'nin bahsettiği şirk dini ile mücadele eden bir iktidar ama maalesef o iktidar partisi bu mücadeleyi verirken parti içerisindeki şirk dinine inananlarla, Ak Parti Genel başkanının ortaya koyduğu duruşa, politikalara destek verenlerin mücadelesi var. Samsun'da son beş yıldır yaşanan gelişmeler bu anlattıklarımın ta kendisidir. Bir yanda Ak parti çatısı altında olup, onun iktidar gücünden yararlanarak kendi inançlarına, ırkdaşlarına, menfaatlerine yardım etmek isteyenler, diğer tarafta ise Ak Parti'nin kuruluş felsefesine, Genel Başkanının inanç ve yaşam biçimine mota mot inanan kesimin iktidar savaşı sürmekte.

Bu savaş geçtiğimiz beş yıllık süreçte egemen güçlerin lehine cereyan etmiş olsa da son bir yıllık süreçte bu savaş gerçek Ak Partililerin ve onların inançları doğrultusunda ve olanların lehine döndüğü bir gerçek. Bu nedenledir ki son zamanlarda olay bayağı alevlenmiş durumda, bu savaş görünüşte farklı olmakla birlikte işin esası, arka planı bu anlattığım çerçevede cereyan ettiği bir gerçektir. Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde ve şehrimizde de dava adamlarının verdiği mücadele karşısında birleşen egemen güçler ve temsilcileri parti farkı olmaksızın anında bir araya gelip inandıkları dine hizmet etmenin mücadelesini vermektedirler. Örneğin maocu, leninci, sosyalist, ateist, liberal, düzenbaz gazetecilerle iş birliği yapan Ak Partililer bunun bariz göstergesidir.

Adli sicil kayıtlarına bakıldığında batıl ve sapık davaları uğruna verdikleri mücadeleler nedeniyle aldıkları cezalardan ötürü yurtdışı yasağı olan maocu, leninci, sosyalist, liberalist, düzenbaz bazı kişilerle Ak Partili bazı üst düzey yöneticilerin yaptığı iş birliği Ali Şeriati'nin tarif ettiği DİNE KARŞI DİN'in ta kendisidir. Ortalık bulanıncaya dek sizinle aynı safta görünüp, ortalık azıcık bulandığında anında saflarını netleştiren gazetecilere gelince; Onların durumunu yüce kitabımız “Onlar iman ettik derler, siz onlara deyin ki siz asla iman etmediniz sadece teslim olduk dediniz” olarak tarif ediyor. Bu tarif münafıkların tarifidir, münafıklar sizi güçlü gördüklerinde korkularından sizinle beraberiz derler ancak size karşı ufacık bir duruş gördüklerinde anında onların yanına geçip sanki ortaya yazı yazmış gibi bir köşe yazısı yazıp, asıl yüzlerini ortaya çıkarırlar.

Hangi davaya inanırsanız inanın Allah'ın verdiği aklı, iradei cüziyyeyi asla başkalarına kiraya vermeyin, aklını kiraya veren hiç kimse geçmişte ne dünyada ne de ahirette mutlu olamamıştır. Aklını kiraya veren insanlarla kalemini kiraya veren fikir adamlarının geçmişteki örneklerinin akıbetine bakarak karar vermenizi tavsiye ederim. Yüce Rabbim herkesin gerçek kimliğini topluma gösterip toplumun ona göre karar vermesini temenni ederek sözlerime son veriyorum. Allah'a emanet olunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR