AĞZI OLAN KONUŞUYOR

    Bugün çok hüzünlü bir günüm. Çok sevdiğim, değer verdiğim Fatma ablamı kaybetmenin derin üzüntüsünü ta ciğerime kadar hissediyorum. Fatma abla eski Kurupelit Belediye Başkanı Şahin Keskin ağabeyin eşi; Zeki, Zekai Murzioğlu kardeşlerin halası, harika bir insan, adeta şefkat abidesi. Mütevazı kişiliği, merhameti ve candan dostluğu ile gönlümüzde taht kurmuş bir ablamızdı. Yaklaşık yirmi beş yıllık aile dostluğumuzun yıkılmaz direğiydi. Çok ama çok mütevazı ve sevecen kişiliği bizi her zaman ziyadesiyle etkilemiş bir ablamızdı. Dün TSO’dan gelen mesaj adeta yıktı beni, kolum kanadım kırıldı. Bir yanlışlık olmuştur düşüncesiyle anında telefonuma sarılıp Şahin ağabeyi aradım ama maalesef haber doğruymuş. İki gün önce aniden bir mikrop girmiş vücuduna ve Tıp Fakültesi mikrobun ne olduğunu bulamadan dün sabaha karşı saat yedide Fatma ablamızı kaybetmişiz. Son iki bayram hariç her bayram aile boyu gidip elini öptüğümüz çok kıymetli bir büyüğümüzü daha kaybetmenin derin üzüntüsü ile adeta yıkıldık. Ama maalesef hayat devam ediyor, en yakınınız dahi vefat etse geride kalan her şey hiç ölüm olmamış gibi devam ediyor. Şahin ağabeye baş sağlığı ve diğer aile fertlerine Rabbimden sabırlar dileyerek konumuza geçmek istiyorum.

 

         Geçtiğimiz Ramazan ayı içerisinde günlerce haberi yapılan şu bizim meşhur A Takımı davası yeniden ısıtılıp ısıtılıp temcit pilavı gibi A Takımı silbaştan haberleri yapılıyor. Yapılan haberler doğru olsa eyvallah der geçeriz. Ortada bir  suç varsa ve cezası çekilmesi gerekiyorsa hiç sorun etmeden adam gibi gidip yatmasını da biliriz. Zira biz o medresei yusufiyyede şimdiye kadar tam dört kez misafir olduk. Ancak, Allah sizi inandırsın, olayın yazılıp çizilenlerle hiç mi hiç alakası yok. Biz bunu defalarca yazmış olmamıza rağmen kimisi sırf bize düşmanlık etmek için kimisi de Vezir Hazretleri’nin yerine talip olan siyasetçilere yalakalık etmek için sürekli gündemde tutmaya çalışıyor. Sizin anlayacağınız, ağızı olan konuşuyor. Oysa ki bu işin avukatlarından birisi olan Avukat Adnan Aydın Bey’i arayıp olayın aslını öğrenseler yazdıklarının ne kadar hilafı hakikat olduğunu ve olayı bizlerin mahkemeye taşımamız halinde bu haberleri yapanlatın tamamından tazminat alabileceğimizi de bilmeyecek kadar cahil insanlar bunlar. Aslında bu haberlerin yapılması şahsen benim işime gelir. Çünkü aslına uygun olmayarak yapılan her haberin hem cezai sorumluluğu vardır, hem de tazminat yükümlülüğü vardır. Şimdilik sadece bir tanesine ceza davası açtım; tazminat davaları da açıp biraz para kazanacağım ama her meslektaşa da dava açmak istemediğimden, olayın aslını tekrar yazıp meslektaşlarımı uyarıyorum. Bu uyarıma rağmen inatla bu işin üzerine gidenler olursa, o zaman ben de gereğini yapacağım.

      Peki olay nedir derseniz, A Takımı davasında Migros mağazasının, Canik’teki şubesinin karşısında bulunan benzin istasyonuna ruhsat verirken, İşletme sahibinden o günkü belediye meclis üyelerinin kullanması için elli tane dizüstü bilgisayar alınmıştı. Bu bilgisayarları meclis  üyeleri görevleri bitince de Büyükşehir Belediyesi’ne teslim etmişti, yani görev süreleri boyunca onlara zimmetlenmiş, görev süreleri  bitince de iade etmişlerdi. Mahkemenin açtığı davada bu bilgisayarların alımı ile ilgili görevi kötüye kullanma davası açılmıştı. Yerel mahkeme davayı bitirip karar verdiğinde sanıkların bir kısmının tüm davalardan beraatine karar verirken, Vezir Hazretleri, merhum Kayıkçıbaşı ve benimle ilgili üç konuda İçişleri Bakanlığı’ndan izin alınarak görevi kötüye kullanma izni istenmesi üzere doya tefriki yapmıştı. Yani açılan davadan bu üç olayın haricinde herkes beraat etmişti, bize ise üç konuda İçişleri Bakanlığı izni alınması şartı ile yeni bir dava açılması talep edilmişti.

        Yargıtay işte bu kısmı ile ilgili olan yerel mahkeme kararını esastan değil usulden kısmı bir bozma yaparak bizleri İçişleri Bakanlığı’ndan izin alınmaksızın aynı mahkemenin yargılaması yönünde bir karar verdi.

      Sizin anlayacağınız sadece dizüstü bilgisayarlar ile ilgili yerel mahkemenin bizi yargılamasını istedi, bunun dışında herhangi bir şey yok. Bu dediklerime inanmayanlar, dediğim gibi avukatım olan Adnan Aydın Bey’i arayıp gerekli bilgileri alabilirler. Yok efendim dosya yeniden incelenecekmiş, filan, falan tamamı hilafı hakikat. Bu tür haberleri inatla yapan arkadaşlara tavsiyem, şayet paraları bolsa ve bana ödemek istemiyorlarsa önce dosyanın avukatlarına sorsunlar, ondan sonra haber yapsınlar. Ayrıca ağızı olan konuşmasın; çünkü her konuşmanın bedeli vardır. Ben sanık sıfatı ile mahkemeye gidince zaman zaman savcılara derdim ki, savcı bey, hürriyet bedelini ödemek kaydı ile dilediğini yapabilmektir… Ben hakkımı kullandım sıra sizler de. Arkadaşlar yazdıklarının bedelini ödemeye hazırsalar hiç sorun yok, ben sevinirim. Bu ara işleri biraz büyüttük, çok paraya  ihtiyacımız var. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR