AĞLAMA KAPISI!

Bildiğiniz üzere yaklaşık 50 gündür, tabiri caizse kapalı kutu içerisindeyim. Arkadaşlar beni burada ağırlamaktan memnunlar ki süreç bu kadar uzadı, her ne kadar dışarı çıkmak için sabırsızlansam da, burada olmanın getirdiği bol vakte sahip olma ve kendine zaman ayırabilme fırsatını hayatımın geri kalanında bir daha sahip olamayacağıma eminim. Şöyle geçmişe dönüp baktığımızda, yaklaşık olarak 500 makalemin yayınlandığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Kimisinin kızdığı, kimisininse beğendiği, ekseriyetinde içinde kin ya da nefret duymasına rağmen, kalben desteklediği bu yazılarımızda biz doğru bildiğimizi, gözümüzü budaktan sakınmadan belgelere dayanarak yazdık. Yazılanları engellemek için yapılanlar zaten hepinizin malumu. Kimisi bazı önemli yerlere olan sirayetini kullanarak, kimisi ETKİ ve YETKİ"sini sonuna kadar harcayarak, kimiside çeteleri kullanarak(özellikle kendisi işin içine bulaşmadan, ismi ön plana çıkmadan bunlara para akıtan siyasiler! Ancak ne var ki artık deşifre oldular!) önümüze taş koymaya çalıştılar, çalışıyorlar. Bunların en ilginciyse bazı siyasetçilerimizin Adli Mercileri adeta ağlama kapısı olarak görmeleri. Tahmin edin bunların başında kim geliyor? Evet, doğru bildiniz, söylemleri kuru gürültüden öteye geçemeyen meşhur siyasetçimiz, bu ZORLU göreve de talip olmuş durumda. Bizim yazdığımız yazıları başka yollardan halledemeyen bu arkadaş, baktı ki olmuyor çareyi Adliye kapılarında ağlamakta buldu. Neredeyse her yazdığımız makaleyi üzerine alıp soluğu Adli Mercilerde alan bu arkadaşa sormak lazım; Bütün yazılarımız seni mi betimliyor? Etkili olduğun yerlerimi kullanmak istiyorsun? Madem hepsini üzerine alıyorsun, o zaman kendine çeki düzen ver! Bu kadar problem üretip de hatayı başka yerlerde arayan siyasetçi kimliğini Samsun"a tanıştıran ilk siyasetçi olmayı başardın, madem en küçük eleştiriye dahi tahammülün yok, o zaman gereğini yap ve o koltuğu TERK ET! Dön bak bakalım diğer siyasi gruplar ne yapıyor? Senin gibi Adliye"yi adeta DOKUNULMAZLIK ZIRHI gibimi kullanıyorlar, yoksa siyasetin gerektirdiği şekilde eleştirilere kulak verip gerektiğinde hatayı kendilerinde mi arıyorlar? Çok da lafı uzatmaya gerek yok neyin ne olduğunu hepimiz görüyoruz. Önümüze çıkan, çıkartılan engelleri de bir bir aşmasını evelallah biliriz. Hayatta hiçbir şey amaçsız yapılmaz, bizim amacımızınsa ne olduğunu söyledik ve çok iyi biliyoruz. Yaşadığımız ve geçirdiğimiz süreçlerde bunların en büyük kanıtı. Her şey mi olumsuz? Asla, yazdıklarımızın ve ödediğimiz bedellerin karşılığında güzel şeylerin olduğunu müşahede etmekteyiz. Samsun"da şu kış aylarında daha güneşli günler görmek dileğiyle hoşça kalın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR