ADEMCİĞİM MAHKEMELERDEN...

ADEMCİĞİM MAHKEMELERDEN UMDUĞUNU BULAMAYINCA BAŞKA ÇARELER ARIYOR

Gazeteyi  ilk kurduğumuzda  köşe  yazmaya başlayan   Adem Güney   ile aramızda en ufak problem  yoktu. Siyasette ve belediyede üzerimde bulunan görevlerin sona ermesi için bir hayli mücadele ettiğini bilmeme rağmen gazetede yazı yazmasında sakınca görmemiştim. Siyasette yapmak istediği operasyonları hep başkaları üzerinden yapmayı çok sever. Bazen işin içerisinde hiç değilmiş gibi yapıp, Ali Akyüz'ü  öne verdi, bazen yurt dışına çıkıp yapılacak olan oylamaları oradan sevk ve idare etti, bazen yağ tulumunu öne verip, görevden alınmam için Vezir Hazretleri'ne gönderdi. Sizin anlayacağınız perde arkası siyaseti iyi bildiğinden sürekli maşa kullanıp, ateşe tutmamayı beceren bir siyasetçidir.

Bu  şehirde onu benden daha iyi hiç kimsenin tanıdığını düşünmüyorum, belki vardı da ben henüz tanıma şerefine nail olamadım!.... Keşke onu herkes benim kadar tanıma imkanına sahip olabilseydi. Çok  iyi bildiği bir konuyu hiç bilmiyormuş  gibi defalarca dinlemekten bıkmaz, usanmaz, bizzat kendisinin organize edip, uygulattığı olaylarla ilgili dahi kendisine soru  sorulduğunda deme yahu, yapma be  diyerek hiç haberi yokmuş gibi davranmasını çok iyi bilir.

            Şayet istemiş olsaydım kendisi ile çok rahat bir biçimde siyaset yapabilirdim ancak hiç bir zaman tercih etmedim, etmeyi de düşünmem. Zaten bu süreçten sonra kendisinin de siyaset yapmak isteyeceğini zannetmem. AK Parti'deki milletvekili sıralamasında yaşanan süreçte Ali Akyüz'ün, Adem Güney'in ve Fuat Köktaş'ın listelere girememesi için verdiğim mücadeleye nefsimi karıştırmamak için bir hayli uğraş verdim, buna rağmen hiç karışmadı diyemem ancak şunu bütün samimiyetimle ifade etmek isterim ki bu üç arkadaşın milletvekili olmaları hem AK Parti'ye, hem Samsun'a, hem de ülkeye vereceği en ufak bir katkı olmadığı gibi tam aksine çok zarar vereceklerini düşündüğümden bu mücadeleyi verdim.

            Adem Güney ile ilgili bu güne kadar yaptığımız hiç bir haberden ötürü iftira niteliği taşıdığı yönünde ceza almadığımız gibi, hiç bir yayınımızdan dolayı bu tür bir mahkeme ile karşı karşıya dahi gelmedik. Ancak yazdığımız yazılardaki üslup nedeni ile hakaret ettiğimiz gerekçesi ile ceza aldık, buna da saygı duyuyoruz, cezayı veren hakimleri de en ufak bir eleştiriye tabi tutmadığımız gibi bilhassa tarafsız oldukları kanaatini taşımaktayız. Ancak bazı haberlerimizle ilgili mahkemelerin vermiş olduğu tekzip metnini yayınlama kararlarını şiddetle eleştirdiğimizi de beyan etmek istiyorum. Zira yapılan haber tamamen belgeye dayalı yapılmasına rağmen haberin muhatabının kişilik hakları rencide oldu gerekçesi ile haber tekzibinin yayınlanma kararı bizce doğru değil. Haa yapılan haber belgeye dayalı değilse bırakın tekzip yayınlatmayı en ağır cezayı versinler razıyız. Ama adamın her türlü haltı yediği belgeleriyle ortada olmasına rağmen siz  kalkıp kişilik hakları rencide oldu derseniz bunu sonuna kadar eleştiririz, hatta eleştirmekle kalmayız, yaptığımız haberin belgelerini bir tarafa koyarız, mahkeme kararını da bir tarafa koyarız toplum vicdanı kimin haklı kimin haksız olduğuna karar verir.

            Geçtiğimiz hafta Adem Güney ile ilgili yaptığımız haberde bize müracaat eden bir vatandaşın  bize söylediklerini kayda almak sureti ile haber yaptık, ardından Adem Güney  bize bir tekzip metni gönderdi, metni okuduğumda biraz şaşırdım, zira tekzip metninde Adem Güney'den daire satın aldığını iddia eden vatandaşa daire satmadığını, Betül inşaat  ltd. Şti.'nin ilgili şahsa daire sattığını, Betül İnşaat ile kendisinin ilgisi bulunmadığını yazdığını görünce soluğu TSO'da aldım, Betül İnşaat .Ltd.'nin ortaklarını gösteren Ticaret Sicil Belgesi'ni aldığımda bir de ne göreyim şirketin bir kısmı Adem Güney'in, bir kısmı ise bir bayana ait.

            Bu tekzip metninin mahkemeye dahi gitmesini beklemeden yayınlanmasını söyledim arkadaşlara ancak haberin yanına da Ticaret Sicil Gazetesi'ni koymalarını söyledim. Zira toplum kimin doğru, kimin yalan konuştuğunu belgeleriyle görmeliydi. Ademciğim mahkemelerden sonuç alamayacağını anlayınca bu kez Basın İlan Kurumu'na şikayet etmiş. Basın İlan Kurumu'na olayın aslını anlatınca bakalım bu kez nereye şikayet edecek. Ademciğime tavsiyem mahkemelerden umduğunu bulamayınca Basın İlan Kurumu'ndan bulacağını sanıyor ama yanılıyor oradan da umduğunu bulamaz ise Gazeteciler Federasyonu'na, oradan da Uluslararası Habercilik Konseyi'ne, olmadı Barack Obama'ya kadar gitmesinde yarar olduğu kanaatindeyim. Kanaatimce dilekçeleri yazarken biraz eksik yazıyor olmalı ki sonuç alamıyor, kendisine tavsiyem dilekçe yazarken bana müracaat etmesi halinde yardımcı olabileceğimdir. Zira benim yazdığım dilekçelerden sonuç alıyorum da ondan!.... Kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR