HOCALI KATLİAMI
Hocalı, konumu itibariyle Dağlık Karabağ'ın en önemli noktalarından biriydi. 2 bin 605 hanenin bulunduğu Hocalı'da 7000 kişi yaşamaktaydı. Ancak çatışmalardan dolayı 3 bine kadar düşmüştü.
Bölgedeki havaalanının burada olması dolayısıyla da stratejik bir öneme sahipti.
O zamanlar Hocalı'ya çıkan bütün yollar Ermeni kuvvetleri tarafından ele geçirilmişti. 1991 yılının son günlerinde işgal daha da hız kazanmıştı. Hocalı'ya çıkan yollar ve civardaki köyler ele geçirildiği için şehre yiyecek yardımı ancak helikopterlerden atılarak yapılabiliyordu.
Ve sonra o kara gün 26 Şubat 1992 gecesi Ermenistan, Azerbaycanlıları oradan göndermek için şehri kuşattı. Buz gibi o karlı gecede şehri yakıp, yıktı. Bebek, çocuk, yaşlı, kadın demeden soykırım yaptı. 613 Azerbaycan Türk'ü şehit oldu. 487 kişi ağır yaralandı. 1275 kişi ölüm kamplarında işkenceye maruz kaldı, bunların 150'sinden hala haber alınamadı.
Dünyanın gözü önünde oldu yine her şey. Deniyor ki; 13 yaşındaki kız çocuğunun derisini yüzüp, kaç dakika içinde ölebileceğinin deneyini yaptılar.
Katledilenlerin adli tıp muayeneleri ve tanık ifadeleri, işkence mağdurlarının akıl almaz işkencelere maruz kaldığını açıkça kanıtlar nitelikte. O dönemde çekilen görüntüler ve fotoğraflar katliamın büyüklüğünü gözler önüne seriyor.
İnsanlar o vahşet gecesinde apar topar ayakları terlikle ya da yalınayak kaçarken günlerce o soğukta, karda çaresizce mücadele verdiler. Onlardan birisi olan Salman, o zamanlar 14 yaşındaymış. Ailesiyle o zulümden kaçarken günlerce karda kalmışlar, ayak parmakları donmuş ve ayakları bileklerinden kesilmiş.
Yine bir kız çocuğu ayakları karda kaldığı için donan ayakları kesilmiş. Can havliyle kaçan insanlara acımadılar, vurdular. Kimi eşinin, kimi çocuğunun ölümünü izledi çaresizce. Kimi kendi maruz kaldı o dayanılmaz acılara. Onlar ve kurtulan diğerleri ömür boyu o günlerin izlerini bedenlerinde ve zihinlerinde taşıyacaklar.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Hocalı'da yaşananları savaş suçları veya insanlık aleyhine suçlarla eş değer eylemler olarak gördü.
Karabağ 4 Ekim 2023'de Azerbaycan'ın kontrolüne geçti. Artık Karabağ'da, Hocalı'da Azerbaycan bayrağı dalgalanıyor. Yavaş yavaş Azerbaycan Türkleri tekrar o topraklara dönecek. Belki oradan çocukken sürülenler tekrar Hocalı'ya yerleşecek. Hocalı gerçek sahiplerine kavuşacak.
Aradan 32 yıl geçmesine rağmen yaşananların acısı unutulmuyor. Azerbaycan ve bizler her yıl bu kıyım gecesini hatırlıyor, anıyor ve unutmuyoruz. Gelecek nesiller de unutmasın, hatırlasın diye unutturmamalıyız. Tarih bir derstir sonuçta, insanlık için.
Soykırım hala isim değiştirerek devam ediyor. İsmi Gazze oluyor, Doğu Türkistan oluyor... Ama devam ediyor. Mahkemenin buna soykırım demesi neyi değiştiriyor?
Bizler bir şeyler değiştiremedikten sonra...
Elbette tüm dünyada soykırımın kabul edilmesi önemlidir ama keşke bunların başında engel olabilseler. Bu kadar çocuğa ve insana kıyılmasına izin vermeseler diye de edemiyor insan.
Vel hasılı, bu kadar acıyı yürek kaldırmıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.