Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın Samsun’da yaptığı açıklamalar, yalnızca bir ziyaret konuşması değil, Türkiye’nin enerji stratejisinin yol haritası niteliğinde.

Bakan Bayraktar’ın en dikkat çekici çıkışı, Amerika ile yapılan 43 milyar dolarlık LNG anlaşması oldu.

“Enerjiye ihtiyacım var mı, var. Ucuz nereden geliyorsa oradan alırım.” sözü, eleştirileri siyasetin değil ekonominin diliyle yanıtlıyor.

Türkiye, artan tüketim ve küresel dalgalanmalar karşısında tedarik kaynaklarını çeşitlendirmek zorunda.

Bu anlaşma da bu ihtiyacın sonucu.

Bir diğer kritik vurgu ise Karadeniz ve Türkmenistan gazı.

Bayraktar, 2027’den itibaren bu kaynakların devreye gireceğini ve uzun yıllar en ucuz tedarik kalemleri olacağını ifade etti.

Bu mesajı Samsun’dan vermesi tesadüf değil; çünkü bölge Karadeniz gazının lojistik ve ekonomik üssü olma potansiyeline sahip.

Konuşmada siyasi göndermeler de vardı.

Bazı belediyelere yönelik “çöp toplayamayan, suyu pahalıya satıp tedarik edemeyen anlayış” eleştirisi, enerji tartışmasının yerel yönetim eksenine taşındığını gösterdi.

Bayraktar’ın en net ifadelerinden biri ise nükleer enerji üzerineydi.

Akkuyu Nükleer Santrali’ni “Cumhuriyet tarihinin en büyük dış sermaye yatırımı” olarak tanımlayan Bakan, “Dünyada 400’den fazla reaktör var, bize gelince neden sorun ediliyor?” diyerek ideolojik itirazlara kapıyı kapattı.

Hedef büyük. 2050’ye kadar 20 bin megavat nükleer güç.

Gabar’daki petrol üretimi de konuşmanın stratejik bir diğer ayağıydı.

Terörden arındırılan bölgede bugün günlük 80 bin varil üretime ulaşıldı.

Ekonomiye yıllık katkı en az 2 milyar dolar.

Bu tablo, yalnızca tüketen bir ülke değil, üreten bir enerji aktörü olma iddiasını güçlendiriyor.

Bir diğer dikkat çekici nokta ise vatandaş odaklı enerji desteğiydi.

Elektrik ve doğal gazda 2023-2024 döneminde verilen 900 milyar liralık yardım ve 2025 için planlanan 593 milyar liralık destek, tartışmaların sadece yatırım boyutunda değil, sosyal etkilerinde de okunması gerektiğini hatırlatıyor.

Enerji artık sadece ekonomi değil; diplomasi, jeopolitik ve günlük hayatın merkezinde.

Bakan Bayraktar bu mesajı Samsun’dan verirken, Karadeniz gazının, nükleer yatırımların ve yeni anlaşmaların Türkiye’nin geleceğini şekillendireceğini açıkça ortaya koydu.

Türkiye bu alanda geri adım değil, hızlanma niyetinde.

Tartışmalar sürer ama enerji politikası artık tartışmanın değil planlamanın konusu olmalı.