VATANDAŞ OLABİLMEK ZOR DEĞİLDİR

Devletimiz kiminle düşman olsa, o düşmanın yanında olmak!
 Nasıl bir duygudur?
 Neyin tezahürüdür?
Tamam... 
Bazen Devleti yönetenler; içeride veya dışarıda, sık sık dostunu, düşmanını değiştirebilir!
Sen de Muhalefetsin!
Ben onunla birlikte değişemem diyebilirsin!
Mücadele sahanız içerisidir, dışarısı değil!

İyi bilmelisin ki: 
Ülkeni dışarıya şikayet edemezsin.
Ülkene düşman olamazsın.
Ülkene iftira atamazsın.
Velev ki "sende ki aykırı bilgi" doğru bile olsa (!) ; 
Bunu asla kendi devletinin dışındaki bir devletle paylaşamazsın.

Eğer bunları yaparsan; makamın ne olursa olsun, ister milletvekili, ister memur, bürokrat, ister din adamı veya sivil vatandaş…

Tek kelimeyle HAİN olursun.

Ülkeler veya devletler vatandaşlarının, dinini, ırkını, dilini, soyunu seçemezler...
O devlet kurulurken o vatanda bulunanlar veya sonradan vatandaşlık verilenler; vatandaştır.
Ancak her devletin; tespit ettiği hainlerini cezalandırma hatta ihanetinin cezasını çektirdikten sonra "vatandaşlıktan atma hakkı" vardır.
Tabii ki bu hak HUKUKA ve VİCDANA uygun kullanılmalıdır. 
Keyfî değil...

" Ülkem İran'la savaşırsa ben İran'ın yanında olurum” diyebilen birisine sorulmalı :

Neden azıcık dürüst olup da İran vatandaşlığına geçmiyorsun?
Almazlar değil mi?
Çünkü kendi milletine ihanet edene hiç bir devlet değer vermez. 
Sadece kullanır...

Ülkemiz kiminle savaşırsa savaşsın ( tabii ki önce savaş olmamasını temenni edelim);
haklı veya haksız olmasını düşünmeksizin Ülkemizin yani Devletimizin yanında olurum diyenlerden olalım... 
Bilmeliyiz ki; savaşlar haklı veya haksızı ıspat etmek için çıkmaz!
Arka planı vardır her zaman...
Devletler de o arka planı medya ve halkıyla paylaşmak zorunda değildir, istisnai haller hariç, her zaman doğru da değildir.
Karar verildikten sonra Devlet daima haklıdır.
Mesela benim en sevdiğim millet; Türk milletidir.
Ama devletim Türkiye'dir.
Farzu muhal Türkmenistan'la savaşsak, Tabii ki Türkiye'nin yanında olacağım yani olmalıyız...
Olmayana da hain demezsek kime hain diyeceğiz ki!
Yıldırım Bayezıt ile Timur ikisi de Müslüman ve ikisi de Türk'tü.
Sorulsa: 1402 Ankara savaşında kim haklıydı?
El cevap:Tabii ki Yıldırım.
Çünkü benim devletimin başıydı.
Özetlersek:

Hükümete kızabilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz, muhalif olabilirsiniz hatta düşman bile olabilirsiniz! Ancak iş, Devlete düşman olmaya gelince; tüm haklılığınız gider ve ihanet çizgisi başlar…

Beğenmediğiniz hükümetleri değiştirme yeri seçim sandıklarıdır…
İhanet veya Şer ortaklıkları değil!

Hükümetlerin işi de güzel ve adaletli yönetmektir, muhaliflerini yalan ve iftiralarla boğmak değil!

Vatandaş olabilmek zor değildir vesselam…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adem Alan Arşivi
SON YAZILAR