ÜÇ KONUDA SINIFTA KALDIK

     Toplum olarak magazin kültürüne çok meraklıyız, gazetelerin en çok okunan haberleri üçüncü sayfa haberleri olarak adlandırdığımız asayiş haberleri ve kim kiminle nerede oturmuş, nerede çay içilmiş, nerede ne yemiş haberleridir. Dikkat ederseniz tüm gazeteler ya magazin eki çıkarırlar veya gazetenin belli sayfalarını magazine ayırırlar. Televizyon programlarının da en çok izlenenleri paparazzi türü programlar olduğunu unutmamak gerek. Gazeteyi ilk çıkardığımızda ben de bu konuyu merak edip, zaman zaman magazin içerikli haberler yaptırdım. O haberlerin okunma oranı diğer haberlerin üç dört katı olduğunu bizzat müşahede ettim ama insanların vücutlarını sergileyerek yapılacak olan satış bana lazım değil deyip magazin haberlerini çok az bir düzeye indirdim. Bunun yanında gazetemizde iddia, şans oyunları, At yarışları gibi konulara da yer vermemeye özen gösterdik ama tamamen yok mu derseniz elbette var ama diğerlerine oranla yok denecek noktada. Bu konuya neden girdin derseniz bugün yalnızlıkta tek adam olarak yaşamanın farkını yazmak istiyordum ama daha önceki yazılarıma biraz göz atınca bu tür yazıların okunma oranlarındaki düşüklüğünü görünce vazgeçtim. Zira bir şeyi topluma arz ettiğinizde talep edeni olmayınca hiç bir işe yaramıyor o nedenledir ki hangi işi yaparsanız yapın arz talep dengesini gözetmek zorundasınız. O dengeyi gözeterek yazı yazmak gerekirse, ya siyasi içerikli veya magazinsel yazılar yazmak gerektiğini de unutmamak gerek. İşte bu nedenle yalnız yaşamakla tek başına yetinmenin farkını yazma imkânım olmadı.

      Gelelim yazı başlığındaki konumuza; üç konuda sınıfta kaldık dedim. Nedir bu üç konu ve neden kaldık derseniz yazının tamamını okuduğunuzda detayları göreceksiniz. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki geldiğim camia İslami Camia olmakla birlikte siyasi kültürüm de Milli  Görüş, AK parti çizgisinde olduğundan yaptığım eleştirinin içerisine kendimi de koymak zorundayım. Siyasal İslam olarak adlandırdığımız bu camianın iktidar olması ile aradan geçen on üç yıllık sürenin ardından, üç konuda sınıfta kaldığını rahatlıkla söyleyebilirim. Nedir bu üç konu derseniz; para, kadın ve güvenlik konusunda bu camianın iktidarı sınıfta kaldı dersem abartmış olmam. Dilerseniz bazı örnekler vererek ne demek istediğimi açıklayayım. Bizim camia olarak adlandırdığımız bu kesim, aldığı İslami eğitimi ya ailesinden veya okuduğu okullardan aldı. Aileden alınan İslami terbiye taklidi İman dediğimiz Atamızdan dedemizden gelen bir eğitim şekli olup, aile nasıl eğitim vermiş ise öyle yaşamaya çalıştık. Ailelerimizin bük bir kısmı İslamı Kur’an’dan öğrenmemesi nedeniyle onların her dediği ve yaşadığı bizim için delil niteliği taşımış, aynı şekilde İmam Hatip okullarında veya Kur’an Kursları’nda aldığımız eğitim de Hocalarımızın öğrettiği kadarı ile yetindiğimiz bir eğitim biçimidir. Hadi ailemiz Kur’anı okumadan dededen gelen bilgilerle bizleri eğittiler, peki Üniversite bitirmiş Hocalarımız acaba neden bizlere Kur’anı gereği gibi anlatmadılar derseniz; onlar da merak edip Kur’anı incelememiş olduklarından duydukarı ile veya sınavlarda sorulan sorulara verdikleri cevaplar kadar bilgi sahibi olduklarından yeterince eğitemediler.

      Örnek mi istiyorsunuz vereyim. Bizlere, kadınlardan en az üç dört kilometre uzakta durmamamız halinde, Cehennemlik olacağımızı öğrettiklerinden, Bayan gördüğümüzde Cin çarpmışa dönüyorduk. Oysa ki Yüce Rabbimiz Kur’anı Kerim’de kimlerle oturup kalkabileceğimizden tutun da kimlerle aynı sofrada yemek yiyebileceğimiz dahi açıkça beyan etmiştir. Okul yıllarında bayanlardan bu kadar uzak kalan bu camia iş hayatına girdiğinde, bayanlarla aynı yerde olunca ne yapacağını şaşırdı, hele hele bir de iş yeri açıp yanında bayan çalıştırmaya başlayınca, ömrü hayatlarında eşlerinden, ana ve bacılarından başka bayan göremeyen bu camia, boyalı, kokulu, açık-saçık bayanları görünce felekleri şaştı. İmam Hatip Lisesi’nde okurken Babası öldüğü için öksüz kalıp, okuması için Annesi tarafından çalışan bayanla evlendirilen vatandaş, Üniversitede okuduğu dönemde de eşi tarafından bakılıyor ama aradan geçen zaman diliminde biraz siyaset biraz iş hayatı biraz da entellik dantellik konusu gündeme gelince, sekreterine aşık olup eşinden ayrılıyor ve eşinin boyunduruğundan kurtulduğunu söyleyip etrafta hava atabiliyorsa, buna ne demeli siz karar verin! Aynı şekilde Devlet memuru iken istifa edip ticarete atılan bazı kişiler bir yandan sivil toplum kuruluşları, bir yandan siyaset bir diğer yandan da iş adamlığına soyununca hepsini birden kaybedeceğini unutup önce sekreterleri ile evleniyorlar, ardından yanlarına akrabalarını mafyavari koruma alıyorlar ama Allah öyle bir Allah ki yanlarına aldıkları mafyavari adam bozuntuları onları vurup onlara hesap soruyor.

Para konusuna gelince; sanırım bu konuda örnek vermeye gerek yok. Zira toplum olarak herşeyi görüyoruz. Siyasete girmeden mal varlıkları ne iken, siyasete girdikten sonra ne olduğu ortada olan siyasetçileri hepimiz açık ve net görüyoruz, detay vermeye gerek yok. Güvenlik  konusuna gelince, AK Parti iktidarının kanaatimce üzerinde en az durduğu ve başarılı olma konusunda ihmal ettiği konulardan birisi güvenlik konusudur. Bu konuda önce her şeyi Cemaate teslim ettiler, daha sonra Çözüm süreci dedikleri bir saçmalıkla uğraşıp kendi ayaklarına kurşun sıktılar şimdi de bu işi çözmeye uğraşıyorlar. Ama  bu kez de Hükümet olmak için yeterli sandalyeleri yok. İşte size Siyasal İslam’ın sınıfta kaldığı üç konu. Haksız isem doğrusunu siz söyleyin diyor ve sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.