Söylem dönemi bitti, sıra eylemlerde sınav vermeye geldi

Bilmem hatırlar mısınız? Eskiden televizyonlarda bir reklam vardı; 'Atın, atın eskimiş çoraplarınızı atın, şimdi Türkiye'ye bilmem ne çorapları geldi' diye, televizyonlarda bangır bangır bağırırlardı.


Şimdi bu reklamı siyasete uyarlayıp, 'Atın atın eskimiş kafalardaki anlayışları uygulayan siyasetçileri siyasetten atın' döneminin geldiği kanaatindeyim.

Uzun zamandan beri sürekli eleştirdiğim konulara ve başrol oyuncularına dikkat edecek olursanız icraatın içerisinde olup, yaptıkları eylemlerin gerek inanç dünyamızla, gerekse ahlaki değerlerimizle taban tabana zıt olan uygulamaları eleştirmekteyim. Peki, neden ısrarla bu eylemleri yapan insanları eleştirdiğimi hiç merak etmediniz mi?

Elbette ki etmişsinizdir. İsterseniz bugün bu olayı tüm detayları ile değerlendirelim. Türkiye'de İmam Hatip Liseleri'nin önünün neden kapandığına baktığımızda hep başkalarını suçlayıp, sorumluluğu başkalarına verdik. Şunu dile getiremedik; burada suçladığımız insanlar kadar öğretmeninden, öğrencisine, derneğinden, okul aile birliğine varıncaya kadar hepimiz suçluyuz. Dikkat edecek olursanız o dönemde görev yapan öğretmenlerin birçoğu ya müteahhit, ya tencere satıcısı, ya da esnaf olmuş. Hiçbir tanesi öğrencilerin okul dışı zamanlarda ailesiyle veya toplumla olan mesaisi ile ilgilenmemiş.

İlgilenen olursa 'Mecnun' olarak suçlanıp, dışlanmıştır. Öğrencilerin bir kısmı başörtülü okula gitmeyi yetersiz bulup, kara çarşaf giymeye kalkmış, veliler ise bu konuda okul idarelerine yardımcı olmak yerine öğrencilerden yana tavır koyup, işi daha da çıkmaz hale getirmişlerdir.

Dernek ve aile birlikleri işin siyasi şovunu yapıp, okulların kendi siyasi ideolojilerinin arka bahçesi olması için ellerinden geleni yapıp, kendi siyasi düşüncelerinden olmayanları değil dernek yönetimine, derneğe üye dahi yapmamışlardır. Bu zihniyet hala daha devam edip, İlim Yayma ve Eğitim Vakfı'nı bu zihniyetteki insanlar yönetmekte olup, kendi siyasi düşüncesinden olmayan üyelerin bir çoğunun üyeliklerine son vermişlerdir. İşte bu zihniyetteki insanlar yüzünden İmam Hatip Liseleri'nin hem önü hem de arkası kesilmiştir.


Hiç unutmuyorum, İlim Yayma ve Eğitim Vakfı'nın mütevelli heyetine Avukat Kerami Gürbüz"ü alabilmek için yaptığım mücadeleyi. Sonunda muvaffak olduk, ancak çektiğimizi siz bir de bana sorun.

Gelelim asıl mevzuumuza. Peygamber efendimiz bir Hadis-i Şerif' te 'Hesaba çekilmeden önce kendi nefsinizi hesaba çekiniz' buyurmaktadırlar. Bugün iktidarda olan partinin genel başkanı bu saydığım hassasiyetleri taşıdığına inandığım ve o doğrultuda ülkeyi yönettiğine güvendiğim bir insan. Verdiği mücadelenin kendi şahsi çıkarları uğrunda verilen mücadele olmadığına bu ülkede yaşayan iki kişiden biri inanmış ve oy vermiş. Dönüp teşkilatların, belediye meclislerinin ve il genel meclislerinin durumuna baktığımızda içlerinde bu hassasiyeti taşıyan insanlar olduğunu müşahede etmekle birlikte, hiç ilgisi olmayan, işi gücü menfaat, para, kadın gibi zaafları olan bazı insanların olduğunu herkes görüyor, biliyor ancak seslendirmiyor.

Gerek önümüzdeki yerel seçimlerde gerekse teşkilat seçimlerinde bu insanların teker teker ayıklanması bir zaruret olduğu herkesin ortak temennisidir. Her ne pahasına olursa olsun bu insanları ya yetkili organlar temizleyecek ya da biz bu sütunlardan bütün açıklığı ile bu insanları deşifre edip, toplumun gerçek yüzlerini görmesini temin edeceğiz.

Bunun bizim inancımızın, mesleğimizin ve dürüstlüğümüzün gereği olduğunu hiç kimse unutmasın. Bu mücadelenin kimsenin şahsi egosunu veya cebini doldurma mücadelesi olmadığını herkes bilmeli ve ona göre hareket etmelidir. Yaşanan olaylardan ders almayan toplumlar helak olmaya mahkumdur. Yakın geçmişimizde yaşadığımız örnekleri ders alarak önümüzü daha iyi görmemiz temennisiyle hoşça kalınız.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR