SİYASETÇİLERİ GERÇEK YÖNLERİ İLE TANIMAK

                  

 

Toplumun önünde olan insanların özel yaşantıları da toplum tarafından merak edilir. Hele hele siyasetçi iseniz bu merak daha da artar. Zaten İslam hukuku da toplumun önünde olan insanları konuşmayı gıybet saymıyor. Sanatla, siyasetle, bürokrasi ile uğraşan insanlar bu görevlere talip olmadan önce kendi hayatlarını geçmişlerini çok iyi irdeleyip, bu tür görevlere ondan sonra talip olmaları gerekmektedir. Geçmişi yanlışlarla dolu insanların toplumu yönetmeye talip olmaları fevkalade yanlıştır. Geçmiş mazide kaldı, toplum bunları unutur mantığı ile hareket edenler bu yazıyı okuduktan sonra ne kadar yanıldıklarını göreceklerdir.

            Dilerseniz ilk olarak ailesinin eskiden hararetli CHP"li olması nedeni ile ismini altmış ihtilalinin kudretli komutanlarından alan,  eski televizyoncu vekilimizden başlayalım. Vekilimiz ticari hayatında başarılı olamamış, babasının sermayesi ve partili arkadaşlarının ekonomik desteği ile ayakta durduğundan, milletten para almanın en kolay yollarından birisinin dava adına bir TV kurmak olduğunu iddia ederek yola çıkmış. Gerçekten de bu konuda hayli yol almış olmalı ki şehirdeki orta halli esnafın birçoğundan yardım almış. Nihayet Kaşak TV adında bir kanal kurup, yola koyulmuş. Kanala sarışın, güzel bir dilber almış, nereye giderse dilberi de yanından ayırmamaya başlamış. Hatta kaplıcaları ile ünlü ilçeye biraz daha fazla gidip, orada TV programları yapmaya başlayınca ilçedeki partililer bu işten kuşkulanmaya başlamışlar. İçlerinden birisi bu işi takip etmeye başlamış ve sonunda görmesi gerekenleri görünce dudakları uçuklamış, ancak olayın duyulmasının partiye çok büyük zarar vereceğini düşündüğünden ört bas etmeye karar vermiş. Bizim vekil hazretleri dilberle olan birlikteliğini çok ilerletince dilber ondan nikâh ve çocuk istemeye başlamış. Bunun üzerine bu birlikteliği Samsun"da daha fazla yürütemeyeceğini anlayan vekil çözümü dilberi İstanbul Belediyesi"nde işe koyup, orada ona bir ev tutmakta bulur. Vekilimiz arkadaşları ile İstanbul"a gittiğinde onlara siz arabada bekleyin, benim on dakikalık işim var diyerek onları arabanın içerisinde üç, dört saat beklettiği de oluyormuş. Bu arada kendisi de bir Samsun sevdalısı olarak Belediye Başkan adayı olunca ve seçimi kaybedince bunalıma girince İstanbul"da su dükkânı açıp, zamanının bir kısmını orada geçirmeye başlar. Seçimi kazanan Vezir Hazretleri ise başarılı olabilmek için kendisine örnek olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi"ni alır. Bu çerçevede İstanbul"daki beyaz masanın muadili olarak çözüm merkezini kurmaya karar verir. Çözüm merkezinde geçici olarak görev yapmak üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi"nden tecrübeli personel isteyen Vezir Hazretleri"ne şehri bildiği için rakibinin dilberi tahsis edilir. Şehrimize gelip, göreve başlayan Vekilimizin dilberi ile kendisi arasında hayli yoğun tartışmalar geçer. Zaten kendisinden çocuk istediği için sinirlenen vekil bir de siyasi rakibine personel olarak gelip, onun başarılı olması için mücadele eden dilberinden ayrılma kararı alır. Bunun üzerine dilber belediyede bir müddet görev yaptıktan sonra tekrar İstanbul"a döner. Bu olay Vekilimizin olaylarından sadece bir tanesi, daha sonra vekil olunca Ankara"da yaşadığı güzellikler, ticari ilişkileri, tayinlerde takındığı tavırlar ilerleyen günlerdeki yazılarımızda ele alınacaktır.

            Önümüzdeki günlerde Gençlik Kolları Başkanı ile pişti olan vekilden tutun da, Başbakan"la helikopterde yaptığı özel konuşmayı yatakta dostuna anlattığı için herkesin bilme imkânı bulduğu siyasetçiye, müftülükten vekilliğe geçiş yapan siyasetçinin tüm toplantılara sekreteriyle neden gittiğine, partiye dümdüz giden düşük etekli ayının Taflan"da kimlerle hangi yazlıkta buluşup, ne haltlar işlediklerine, eski bir Belediye Başkanı"nın bölgesinde dost tutuğu kadını herkesin nasıl bildiğine varıncaya kadar birçok siyaset ve ticaret erbabının gizli kalmış maharetlerini siz değerli okurlarımızla paylaşacağız. Hatta kendi kurumunda çalıştırdığı personelle yaşadığı yasak ilişki yüzünden personelin eşinden ayrılıp, olayın vahametine dayanamayıp, şehri terk etmek zorunda bırakılan insanların yaşadıkları çileleri, buna sebep olanların ise sefa içerisinde sürekli olarak nasıl makam atladıklarını da yazmayı ihmal etmeyeceğiz. Peki, bunları neden yazıyoruz diye sual buyurur iseniz bunun bir adetullah olduğunu düşündüğümüzden toplumu aydınlatmanın doğru bir davranış olacağına inanıyoruz. Nasıl ki Yüce Rabbimiz Kitabı Mubininde Hazreti Yusuf ile Züleyha"dan, Hazreti Musa"nın doğumu ve Meryem annemizin karşılaştıklarından, Adem A.S. ın çocukları Habil ile Kabil"in yaşadıkları olaylardan, Sıffin olaylarına, Talut ve Calut hadiselerine varıncaya dek her şeyi anlatmışsa bizler de acizane bazı bildiklerimizi toplumla paylaşmalıyız ki toplumumuz iyi ile kötüyü, yanlış ile doğruyu daha rahat ayırt etme imkanına sahip olsun. Sürekli olarak temiz toplumdan bahseden insanların kendilerinin ne kadar temiz olduğunu bu toplum bilmeli ki onların bu konuda ne kadar konuşma hakkı olduğuna karar verebilsin. Her zaman söylediğim sloganı tekrarlayarak yazıma son vermek istiyorum. Yirmi beş kuruşa şoför mahalli dönemi artık sona ermiştir, kim geçmişte ne yapmışsa bir gün onunla yüzleşeceğini unutmamalı. Kalın sağlıcakla

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR