SELÂM PAROLADIR

Gelecekle ilgili hayâl, düşünce ve planları olan herkes; geleceğin inşasına katkı sağlamalıdır. 
      Bedel ödemeden, gayret göstermeden, efor sarfetmeden ve ter dökmeden, istenilen planlar gerçekleşemez.
      Bu nedenle; kendi konum, pozisyon ve gücü oranında herkesin, geleceğin inşasına katkıda bulunması gerekir.
      İnsanlar beraber yaşarlar, geleceklerini berlikte inşa ederler.
      Toplumun bireyleri çoğu kere aynı şeye sevinir, aynı şeyden üzülürler.
       Keder ve sevinçleri aynı değerlere bağlı olan insan topluluklarının, birbirini tanıma ve tanıtma zorunlulukları vardır.
      Zira, birbirini tanımayan toplum bireyleri, güçlü bir cemiyet oluşturamazlar.
     "Aranızda selamı yayın" ilahî fermanı, cemiyeti oluşturan bireylerin birbirleriyle kuracakları iletişim bağını bildirmektedir.
     Selam;  müminler arasında muhabbeti arttırır, münafıkların şerrinden korur, kafirleri de tanıtır.            Ölülere bile selam verme gereği, Selamın ne kadar anlamlı ve önemli olduğunu anlatır.
      Geleceğin inşasında selamlaşma önemli bir etki gücüne sahiptir.
       Müslümanın kalite ve kalibresi, selamının samimiyetiyle orantılıdır.
     Selam; sahaya hakimiyet ve toplumsal arazideki virüslere karşı koyma bakımından en etkili kelam ve fiildir.
      Selam parolalı olan Müslümanlar birbirlerini kokusundan tanırlar, kelamıyla bütünleşir, tokalaşmayla ahidleşirler.
      Selamın sembolize ettiği Müslüman; "Aç" olabilir ama asla "Alçak" olamaz.
      "Fakir" olabilir ama asla "Nankör" olamaz.
      "Mahzun" olabilir ama asla "Hain" olamaz.
       Selamın gerektirdiği müslüman anlayışı; birliğin sağlandığı, ahidlerin gerçekleşeceği, bedeller ödenerek gereklerinin yerine getirileceği bir toplum oluşturulmalı.
      Huzurlu toplumun inşası; toplumun her ferdinin fedakârlıklarına bağlıdır.
      Fedakârı olmayan toplumun huzuru da yoktur.
      İslam toplumu da  budur zaten. İslâm; huzurun adresidir. Müslüman; güvenin kendisidir.
      Selâm; birliğin, güvenin ve toplumsal huzurun sigortasıdır.
      Peygamberimizin; selâmdan önce kelâmı uygun görmemesi ve konuda ümmetini uyarıp, eğitmesi; selamın islâm toplumu için önemini anlatmaktır.
       Selâm; barışın, birliğin, huzurun parolasıdır. Beşeri bir kelâm değil, ilahi bir beyandır. Göz yaşını silen, kanı durduran bir eylemdir.
      Selâm; geleceğin inşasıyla, geçmişin harcını buluşturan bir anlayışı koordine eder. Maksatlı yanlışları ortadan kaldırır, beklenmedik hataları önler, bilinmedik kusurları siler. Böylece; güzel bir toplum inşa eder.
       Selâmın etki gücü vahiy kaynaklı olmasındandır. Kulların kodlamasını yüce Allah yapmış, kulluğun gereklerini de Allah c.c. sunmuştur. Kul ile kulluk; selâmla bütünleşmiştir.
      Toplumsal huzursuzluklarda neden olarak görülen maddi sorunlar; manevi gücün etkisiyle tölere edilir. Bunda en büyük işlev selâmın gücündedir.
      Gerilimlerin reçetesi; selâmdır. Her zaman olduğu gibi bugün de bu vahyi anlayışa ihtiyaç vardır. Birbirinin ayağını kaydırmak isteyenlerin engellenmesi; selâm anlayışıyla gerçekleşir.
        Birbirini küçük görmenin, yok olmasını istemenin, onu başkalarına yem yapma arzusunun nedeni; selâmı parolaya dönüştürememektendir.
         Başkasının göz yaşı üzerinden mutluluk inşa edilemez. İlahi hakikat bunu bildirmekte, tecrübi gerçekler de bunu göstermektedir.
       Selâmın gücüne bugün çok ihtiyaç vardır. Müminin gücü imanındadır. Mü'minler arası iman parolası selâmdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR