OPERASYONLAR GAYET GÜZEL ANCAK

   15 Temmuz darbe girişimi ardından şehrimizde yapılan FETÖ operasyonları şu ana kadar gayet güzel gitti. Toplumun, siyasete ne zaman sıra gelecek ve büyük çaplı iş adamları ne zaman bu işin içerisine girecek beklentilerinin had safhada olduğu hepimizin malumu. Son zamanlarda toplumun neredeyse her kesiminden gelen Facebook arkadaşlıklarını kabul ederek toplumun nabzını biraz daha tabana inerek ölçme imkânım oldu. Toplumun her şeyin çok iyi farkında olduğu bir gerçek. Hatta bazı konularda inanın bizden çok daha hassas olduğunu da son zamanlarda müşahade etme imkânım oldu. Toplumun şu anda üzerinde durduğu iki önemli konu var. Birincisi, operasyonlar yapılıyor iyi güzel ama bu güne kadar gözaltına alınanların ancak yüzde onu tutuklandı, acaba bu insanları salan hâkimlerde mi bir sorun var yoksa gerçekten bu insanlar suçsuz mu? İkinci konu da operasyonların siyasete ne zaman sıçrayacağı konusu.

     Doğrusunu ararsanız bu iki soru benim de kafamda yok değil. Emniyet teşkilatı gayet güzel operasyon yapıyor, insanları gözaltına alıyor, günlerce sorguladıktan sonra da Adliye’ye sevk ediyor ama adliyeye sevk edilenlerin ancak yüzde onu tutuklanıyor. Biz, kimsenin hürriyetinden mahrum bırakılmasını asla istemediğimiz gibi yapılan tutuklamalardan memnun olmayız, tam aksine mutsuz oluruz; ancak ortada bir suç yok ise insanları gözaltına alıp damgalamaya gerek yok, ortada suç var ise Adliye’nin bir kapısından girip diğer kapılarından çıkmalarına gerek yok. Aldığım duyumlar, Tanrıverdi kardeşlere gözaltı kararı çıkınca İstanbuldan Samsun’a gelirken İstanbul Emniyet Müdürü’nün bizzat kendisinin onlara havaalanına kadar refakat ettiği, daha sonra Samsun’a geldiklerinde sadece bir gece Emniyet’te kaldıktan sonra salıverildikleri yönünde. Şayet bu bilgi doğru ise bu işin tabanında olup ibadet kısmı ile uğraşan zavallı insanları günlerce oralarda tuttuktan sonra Adliye’ye sevk edip insanlar arasında ayırım yapanları Allaha havale ediyorum, bu toplum da bunları affetmez.

     İkinci soru işaretine gelince, şu ana dek FETÖ kapsamında görevinden alınan hatırı sayılır sayıda siyasetçi yok. İki tane Belediye Başkanı alındı AK Parti’den, geride başka bir alınma şu an için söz konusu değil. Ladik İlçe Başkanı ile Teşkilat Başkanı gözaltına alınıp serbest bırakıldılar ama görevlerinin başında, işlerine devam ediyorlar. Daha düne kadar Cemaat’in göbeğinde olan siyasetçilere Allah kulu gözünün üstünde kaşın var demiş değil. Bazı vekillerden belediye başkanlarına, il, ilçe yönetimlerine varıncaya dek ne kadar insanın bu işin göbeğinde olduğunu bu toplum çok iyi biliyor. Bir kısmı çıkıyor, yok efendim tutuklanan avukatın hesabından para çıkmadı diyor. Öbürü, ben bunlarla mücadele ettim, o yüzden mahkemelik oldum diyor. Ama geriye dönüp baktığımızda onların en büyük hamiliğini yapmış, bir kısmı tutuklanan siyasetçi yakınları için Emniyet Müdürlüğü’ne kadar gidip salıverilmeleri için ricacı olmuş(bizzat görenler aradı beni)… Sizin anlayacağınız siyasetin yüzde ellilik kısmı bu işin göbeğinde ama onlarla ilgili henüz bir çalışma yapılmadı. Umarım önümüzdeki günlerde yapılır da toplum da rahatlar.

     Gelelim bu işteki yanlışlıklara. Allahu Teâlâ’nın Rahman ve Rahim sıfatları var. Rahman sıfatı ile kendisine inanan, inanmayan tüm insanlık âlemine rızık verir. Ateistine de putperestine de Müslümanına da ayırım yapmaksızın çalışıp hakeden herkesin rızkını verir. Bir de Rahim sıfatı vardır ki onunla da ahirette sadece kendisine iman edenlere merhamet eder. FETÖ operasyonlarında operasyon yapılan insanların maaşlarına el konuluyor, işten çıkarılıyorlar, memuriyet hayatlarına son veriliyor; buraya kadar eyvallah, diyeceğim bir şey yok ama adamların yirmi beş otuz yıl prim ödeyerek elde ettikleri emekli maaşlarına el konulduğu ve ödemelerin kesildiğini duydum. Şayet bu doğru ise bu adetullaha aykırı bir durum olduğunu unutmayalım. Zira az önce de söylediğim gibi Allahu Teâlâ kendisine iman etmeyen kullarına dahi rızık veriyorsa, bizim de bu adetullaha uymamız gerekmiyor mu? Allahu Teâlâ kendisine isyan eden ineklere, aya, yıldızlara tapan sapık zihniyetli insanlara dahi rızık veriyorsa bizlerin yirmi beş yıl prim ödeyerek emeklilik hakkını kazanmış insanların maaşlarını kesme hakkımız var mı? Bana göre yok, var diyen arkadaşımız varsa Allah rızası için beni de ikna etmesini istiyorum. Zira bu insanların aç kalma ihtimalini göz önüne alacak olur isek kaş yaparken göz çıkaracağımızı da unutmayalım. Biz adaletten ayrılmayan bir dinin mensupları olduğumuz kadar, adalet sayesinde yedi asra yakın bir süre ayakta kalmış bir imparatorluğun varisleri olduğumuzu da unutmayalım diyerek sözlerime son veriyorum. Allah’a emanet olunuz.

    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR