OLMAZ BÖYLE ŞEY

Hayatımda hiç kolay işe talip olmadım, olsam da bana nasip olmadı. İmamlık yaptım, Of"un ağalarına kafa tuttum, ilk vaazım soyu sopu ile övünenleri, Cenab-ı Hakk"ın lanetlemesi olunca merhum, Hakkı Ağa namazdan sonra koluma girip, “Evladım sen buralısın, buradaki yapıyı bilmiyor musun da böyle vaaz ediyorsun” deyince, dedim ki “ Bak Hakkı Ağa beni buraya Diyanet İşleri Başkanlığı Hakkın rızasını tahsil etmek üzere görevlendirdi, Hakkı Ağa"nın değil.” Bunun üzerine tam iki yıl boyunca benimle uğraştı. Ama muvaffak olamadı. Neticede üniversite hayatım başlayınca istifa etmek zorunda kaldım ve o da rahatladı, ben de. Daha sonraki serbest ticaret hayatımda uzun yıllar baba mesleğim olan inşaat müteahhitliği yaptım. Her yaptığım binada belli zorluklar yaşadım.  Kimisinde ticari rakiplerimin arsa sahiplerini kışkırtması sonucu on liraya alacağım arsayı yirmi liraya almak zorunda kaldım.  Kimisinde satın aldığım arsanın içerisindeki kiracılarla uğraştım.  Kimisinde sırf siyasi görüşüm yüzünden aldığım ruhsat iptal edilme cihetine girdi.  Kimisinde ise aldığım arsanın etrafında oturan siyasi nüfuzlu kişilerin baskısına maruz kalan, belediye başkanları yasal hakkım olan imar durumunu kısıtlamaya kalkıp, arsanın arka tarafında oturan partililerinin önünü açmak adına bana zulmetmek istediler, ama hepsinde haklı olduğumdan bıkmadan, usanmadan mücadele edip, hakkımı aldım. İnşaat sektörünün duraklama sürecine girdiği doksanlı yılların başından iki binli yılların başına kadar, üniversite kız öğrenci yurdu işletmeciliği yaptım. Oradaki en büyük sıkıntı, üç aylık periyodik aralarla yapılan teftişlerdeki müfettişlerin tavrı idi. Her gelen müfettiş kendi siyasi görüşleri doğrultusunda bazı sorular sorup, araştırma yapınca, hayli sıkıntı yaşıyorsunuz. Örneğin sağ görüşlü müfettiş geldiğinde, kütüphanede neden sağ görüşlü eserler bulunmadığını ve duvarlarda Osmanlı Devlet Büyüklerinin resimlerinin olmadığını sorar, siz de tedarik edip, asarsınız. Ardından gelen müfettiş şayet sol görüşlü ise yandınız demektir, o resimleri gördüğünde derhal size faşist veya  mürteci damgasını vurur. Bunlar yetmiyormuş gibi birde 28 Şubat sürecinin acımasız teftişleri işin içerisine girince, yeniden farklı bir teftiş grubu oluşturuldu. Bu grubun başında Vali Yardımcısı olmak kaydıyla, jandarmadan bir kişi, polisten bir kişi, maliyeden bir kişi, milli eğitimden de bir kişi olmak üzere ani baskınlarla teftişler yapıp, yurtta kalan öğrencileri rahatsız etmelerinden bıkmıştık. Allah"a şükürler olsun ki o işi de alnımızın akı ile on yıl yaptık. Bu arada bir süre de Aygaz Bayiliği yapma durumunda kaldık. Nedenine gelince, bir arkadaşımıza teminat mektubu temin edip, işi ona almak için yola çıkmıştık, ancak daha sonra arkadaşımız vazgeçince iş açık artırmasız bize kaldı. Koç gurubu ile çalışmak fevkalade zordur, onların kendilerinin koyduğu kurallar vardır, uymazsanız hemen dışlanırsınız, uyarsanız da para kazanma şansınız yoktur. Örneğin kendi paranızla promosyon yapıp, büyüme şansınız yoktur. Yaparsanız bayiliğinizi elinizden alırlar. Bu katı kurallara rağmen biz kendi paramızla promosyon yapıp, işletmeyi büyütmeye muvaffak olduk, ancak Koç gurubu ile mahkemelik olduk, nihayet doğalgaz gelince o işletmeyi de iyi bir fiyatla sattık. Ticaretle uğraşırken siyasetten de uzak durmadık, zaman, zaman siyasi partilerde görev aldık, son olarak da 2004 yılındaki mahalli seçimlerde Ak Parti"den Büyükşehir Belediye Meclis üyesi olduk, daha sonraki aşamalarını bildiğinizden teferruata girmek istemiyorum. Bu kadar detaydan sonra gelelim konumuza, gazeteciliğe başladığımda, ne kadar büyük bir dirençle karşılaştığımı bu şehirde bilmeyen yoktur. Başyazar aldık, bir müddet sonra birilerinin ayartmasıyla on beş kişiyi yanına alıp, işten ayrıldı. Bunun üzerine iş başa düştü olduk köşe yazarı, daha sonra habercilik, matbaacılık derken şimdi de Cuma günleri toplumun manevi ihtiyaçlarını bir nebzecik karşılar düşüncesiyle sevdiğimiz değerli bir hoca efendiye gazetede yazı yazması için rica ettik. Hoca Efendi sağ olsun kabul etti, ancak görevde olduğundan İlkadım İlçe Müftülüğü"ne, yazı yazmak için izin talebinde bulundu, aradan hayli zaman geçip, dilekçesine olumsuz cevap gelince şaşırıp kalmış. Doğrusu ben şaşırmadım, çünkü bunu yapan insanları bulup olayın kimler tarafından neden engellendiğini sizlere tüm detayları ile açıklayacağım, kimsenin günahını almak istemediğimden tahminlerimle hareket etmek istemiyorum, olayın ne olduğunu üç aşağı, beş yukarı tahmin edebiliyorum, ancak emin olmadan sizlerle paylaşmayacağım. İşte bu kadar direncin yeni bir meyvesi olarak da bugünden itibaren her Cuma günü Maneviyat Köşesi ile on dördüncü sayfada sizlerle beraber olacağız. Böylece unuttuğumuz bilgileri de tazelemiş olacağız, hem de bir yorumcu arkadaşımızın yazdığı sen imamsın o işi yap tavsiyesine de uymuş oluruz. Yazılarımızda hassasiyetle üzerinde duracağımız iki konu tamamen kaynaklara bağlı kalarak ehli sünnet çizgisinden taviz vermemektir. Hazırlayacağımız bu yazıların başta bizlere, sonra sizlere faydalı olması temennisiyle Hayırlı Cumalar dilerim.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR