NEDİR BU USTALARDAN ÇEKTİĞİMİZ?

Ustalık sanatı peygamberlerin mesleğidir. İdris Aleyhisselam terzilik mesleğini icra ederdi, Davut Aleyhisselam demircilerin piriydi, Süleyman Aleyhisselam duvar ustasıydı, diğer peygamberlerin bir kısmı çoban, bir kısmı tüccar, bazıları da saltanat sahibiydi. Ahilik ocakları da ustalık mesleğinin okullarıydı, oradaki usta çırak ilişkileri hem öğrenci hoca ilişkisiydi hem de ağabey kardeş ilişkisiydi. Oralarda yetişen insanlar sadece ustalığı değil, ahlaklı olmayı, esnaflığı ve hayat okulunu okurlardı. Orada hem eğitim vardı hem öğretim vardı. Şimdiki meslek odalarında böyle bir şey bulmak mümkün olmadığı gibi üyelerinden para almanın dışında en ufak bir iş yapmadıkları da ortada. Osmanlı padişahlarının da bir kısmı sanatkârdı. Devlet işlerinden arta kalan zamanlarını özel atölyelerinde çalışıp ürettikleri ürünleri satar hayır hasenat yaparlardı. Örneğin Abdülhamit Han marangozdu, yaptığı sandıkları satar kazandığı parayla da hayır hasenat yapardı. Günümüzde usta deyince insanların yüzde doksanında nefret belirtileri görüyorsunuz. İnşaat ustalarından sanayideki ustalara varıncaya dek hem ahlaklı hem de işini düzgün yapan usta bulmak o kadar zor ki anlatamam. İyi usta olanların çoğu huysuz, ahlaklı ustaların da çoğu işinin ehli değil, çıkın çıkabilirseniz işin içerisinden.

Neden bu konuya girdim derseniz; son bir aydan beri ustalardan çektiğimi bir Allah bilir bir de ben bilirim. Pandemiden önce satın aldığımız aracımızın sürekli arıza lambası yanıyordu. Resmi servisine gittik, arıza nedir ne değildir anlama garantisi veremeyiz ancak servis ücretimiz 700 lira dediler, bir şey anlamadılar. Özel servislerin tamamını dolaştık hiçbir şey anlamadılar. Her gittiğimiz usta, aracı makinaya koyup arızasını bulacağı yerde önce arıza düğmesini söndürüp bize, şimdi gidin tekrar yanınca gelin deyip yolladılar. Tekrar yanıp gidince de enjektörlerinizde arıza var dediler. Enjektörlerdeki arızaları yaptırdık ama yine lamba yanmaya devam edince bu kez arabaların elektronik işinden anlayan ustalara gittik, hepsi farklı şeyler söyledi ama işi çözemediler. Daha sonra bir tanesi aracı bırakın bizde kalsın deneyip arızayı bulalım dedi, olur dedik. Aracımız tam on üç gün onlarda kaldı. Bize arıza ya enjektörde ya da beyinde diyerek işin içinden çıktılar. Araca on üç gün bindiler, gezdiler, yakıt yaktılar, çizdiler. Bunlar da işin cabası ama sonuç yok.

O kadar çaresiz kaldık ki ya aracı Ankara’ya götüreceğiz ya da satıp kurtulacağız moduna geldik ama arızalı aracı kime satarsınız. Biz yalan konuşamayız, doğrusu neyse onu söylemek zorundayız. Baktık olmayacak bizim delikanlı bir cuma sabahı aldı aracı gitti sanayiye. İnternete de arızayı yazıp böyle bir arızayla karşılaşan oldu mu diye sorunca adamın biri arayıp evet ben de aynı arızayı yaşadım, arızanın nedeni siz enjektörü değiştirdiniz ama yeni enjektörü aracın beynine tanıtmadığınızdan sürekli enjektör arızası veriyor demez mi, bakın iş ne kadar basit bir iş ama biz ne kadar çile çektik. Enjektörleri beyne tanıtınca aracın arıza düğmesi düzeldi biz de rahatladık ama bir aya yakın çile çektik. O aracın yağ bakımını da geçtiğimiz hafta sanayide yaptırdım, ustayı da tanımıyordum, yeni tanıdım fena biri değil ama beş litre yağ için 300 lira alınca çok gelmişti bana. Dün diğer aracımızın bakımı gelince bizim delikanlıyla birlikte sanayiye gidip önce aynı marka yağdan beş litre alayım dedim ve toptancısına gidip aldım. Verdiğim para kaç lira biliyor musunuz? Sadece ve sadece 150 lira.

Bu durumu görünce farklı bir ustaya gidip yağ değişimini yapayım dedim, zira sadece yağ için yüzde yüz kar konulduğunu görünce diğer malzemelerden ne kadar alır Allah bilir deyip başka bir ustaya gittim. Ustaya dedim ki bak usta siz araçların yağ değişiminden normal işçilik hakkınızı alıyorsunuz bari malzemeden kâr etmeyin veya az bir kâr koyun da millet kazıklanmasın. Usta aldığım yağa baktı, yağda sorun yok markası da güzel ama rekabet var deyip işi geçiştirdi ben de bir şey demedim. Usta on dakikada bizim arabanın yağını değişti. Hava filtresi, yağ filtresi ve mazot filtresi de değişecek dedi, değiş dedim. Değişti ve borcum nedir deyince yüz lira işçilik iki yüz elli lira da malzeme parası deyince işçilik tamam da malzeme çok değil mi deyince yok olmaz deyince o zaman ver bana malzemelerin boş kutularını da sana malzemelerini getireyim dedim. İşçilik bedelini de ödedikten sonra gittim parçacıdan malzemeleri alıp getirdim ona baktım oradan da 70 lira civarında para alacaktı benden. Malzemeyi almaya giderken telefonla bizim delikanlıyı arayıp ne dese iyi, sprey sıktım hava filtresine onu da alın demez mi fena asabım bozuldu. Malzemeleri alıp yanına dönünce namaz kıldığını görünce bir de namaz kılıyorsun bize yaptığın zulme bakar mısın dedim. Aldı poşeti, filtre aynı marka değil olmaz demez mi, o zaman bu aldıklarım sende dursun bir dahaki yağ değişimimi sende yaparım bana takarsın onları deyince adam adeta zıvanadan çıktı, ufak bir tartışmadan sonra dükkânından ayrıldık. Şimdi sorarım size bu adamın esnaflık ahlakı nerede, ustalık ahlakı nerede, müşteri memnuniyeti nerede? Bir de utanmadan senin işini bir daha yapmam demez mi, bedava yapsa giden kim onu merak ediyorum. İşin özeti millet çocuğumu okutacağım diye ustalık sanatı bitti. Bunu fırsat bilen ustalar da fırsatçılık yapıyorlar. Allah fırsatçılara fırsat vermesin diyerek sözlerime son veriyorum, kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR