İLKESİZLİK , KIBLESİZLİK GİBİDİR

İnsan hayatının bazı önemli mihenk taşları vardır. Bunlar çocukluk evresinde yetiştiği çevre ve aile yapısı, gençlik evresinde aldığı kültür ve olgunluk dönemindeki hayata bakışı ve yaşam biçimidir.

Bir insanın çocukluk evresinde yetiştiği çevrenin dili, dini, ahlaki yapısı ne ise aynen onu kendisine kopyalar. Dinimizin temel akaid kurallarından birisi olan “Her doğan çocuk islam fıtratı üzerine doğar, daha sonra ailesinin etkisi ile farklılaşabilir” kuralını koymuştur.

İnsan, hayatının hiçbir evresinde doğduğu yeri ve birlikte büyüdüğü arkadaşlarını unutmaz. Aradan yıllar geçse de çocukluk anılarını hafızasından silmez. Bu nedenle insanın doğduğu ortam, ailesinin yaşam biçimi çok önemlidir. Bir insanın yaşam biçimi ailesinin yaşam biçimini ortaya koyar. Zaman, zaman bunun istisnaları olsa da ekseriyet bu kuralın içerisinde hareket eder.

Eğitimciler kişinin karakter yapısının oluşmasında en önemli faktörün ailesi olduğu konusunda hem fikir olmuşlar ancak kişinin hayat tarzının ve yaşam biçiminin oluşmasında eğitimin mi yoksa öğretimin mi daha önemli olduğu konusunda ise fikir ayrılığına düşmüşlerdir. Bunun nedeni de insanın aldığı eğitimin mi, yaşadığı ortamın mı yoksa aileden aldığı terbiye ve inanç biçimi mi belirler konusunda da fikir ayrılıkları hep yaşanmıştır.

Bu konuya asıl girme nedenim ise insanlarla ilgili topluma sunulan görüntü ile yaşam biçimleri arasındaki farklılığı ortaya koymak isteyen bazı basın yayın organlarının tavırlarının ne kadar doğru, ne kadar yanlış olduğunu ortaya koymaya çalışmaktır.

Hayatı boyunca doğru hiçbir işi olmayan insanlardan üç beş kuruş almak için onları çok düzgün insanlarmış gibi topluma sunmak hem topluma, hem de bu mesleğe ihanettir.

Adamın hayatı insanlara zulmetmekle geçmiş, insanları öldürtmekten tutun da her türlü talan, yasa dışı olaylara karışmış, hatta bunlarla ilgili ciddi cezalar almış insanları “vatan kurtaran Şaban” ilan etmeleri insanı çileden çıkarmaktadır.

Daha düne kadar bu insanlardan uzaklaşmak için her türlü manevrayı yapanlar şimdi onları baştacı ilan etmeleri en basit tabiri ile ilkesizlik değil de nedir? İlkesizlik benim kitabımda kıblesizlikle eş değerdir. Ancak kıblesi menfaati olan insanlara söyleyecek sözümüz yok.

Bu insanlara zor günlerinde yardımcı olan bir çok insanı daha sonra terk etmeleri bir yana kendileri zor durumda oldukları dönemde işlerinin başına geçirdikleri eski siyasetçileri rahata erdikleri gün sokağa koymaları onların kişiliğine yakışabilir ama biz bunu hiçbir zaman tasvip etmeyiz.


İnsan karakteri hiçbir zaman değişmez. Sadece zaman zaman gerçek karakterini toplumdan saklamayı becerir ama toplum bu tür işleri asla affetmez. Bu toplum balık hafızalı bir toplum olmadığı gibi kimin ne olduğunu da çok iyi bilir.

Kimleri ne kadar allayıp pullarsanız pullayın bu insanlara yutturamazsınız, bazıları yutarmış gibi görünselerde aslında gargara yaptıklarını unutmamak gerekir.

Dikkat ederseniz toplum bazı şeylere belli dönemlerde tahammül eder ama zamanı geldiğinde gereğini yapar. Basın toplumun gözüdür, kulağıdır, vicdanıdır, bunu gereği gibi kullanmaz iseniz vebali ağır olur.

Samsunspor kulübünü babalarının çiftliği gibi kullanmak isteyip, istedikleri olmayınca verdikleri paraların tamamına icra koydurup, kulübü zor durumda bırakanlar, kulüpteki adamlarını bir günde istifa ettirip kulübü çok zor şartlarda bırakanlar çıkıp sokakta rahat dolaşabiliyor iseler ne mutlu onlara.

Bunu basın camiası görmezden gelebiliyor ise buna” pes “ denilmez de ne denir? Bu ilkesizlik değil de nedir? İnsan çok para kazanabilir ama bu hiç önemli değildir. Şayet çok para işe yarasaydı Karunlar, hamanlar, firavunlar abat olurlardı.

Cenabı Hak bunların hepsini helak etmiş ise bundan ders çıkarıp kendimize çeki düzen vermek zorundayız. Hayatı boyunca uyuşturucunun her türünü kullanmak bir yana havuz denilen sistemle ticaretini yapanlar ve ülkenin en büyük kaçakçıları ile cirit atanlar kendilerini büyük iş adamı zannediyor ise bunu ancak benim külahıma anlatırlar.

Onların yanlarında çalışan insanlar dahi bu gerçeği görmediklerini düşünüyor iseler onlara acımaktan başka yapacak bir şeyimiz yok.İnsanların düzgün aile hayatı, helal kazancı ve Allah'a karşı sorumluluklarını yerine getiren yaşam biçimi yoksa onu yere göğe sığdırmamak ilkesizlik değilse nedir siz takdir edin.

Kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR