İKİ ÖNEMLİ KONUNUN...

İKİ ÖNEMLİ KONUNUN FARKLI YORUMU

Gazeteyi ilk çıkardığımızda, kendi adımla köşe yazısı yazmaya başladığım zaman, bazıları bu yazıların altı ay sonra biteceğini, zira elimdeki dokümanların daha fazla yazı yazmama müsait olmadığını söylüyorlardı. Allah"a hamdolsun ki sadece köşe yazıları yazmakla kalmadık, gazetenin büyümesini istemeyen bazı çevrelerin İslami konularda yazı yazan arkadaşlarımızın bir kısmına yaptıkları baskı sonucu yazmayı bırakmaları üzerine, Cuma günleri tam bir sayfa Cuma sohbeti köşesi hazırlayıp, siz değerli okuyucularımıza sunuyoruz. İki yılı aşkın süredir köşe yazıları yazıyoruz, elimizdeki dokümanların henüz dörtte birini dahi kullanma fırsatı bulamadık, hâlbuki bu meslekteki kalış süremi beş yıl gibi bir zaman olarak planlamıştım. Ama sanırım bu belgelere beş yıl yetmeyecek. Örneğin bu gün CHP"de olup biten gelişmeleri yazmayı düşünüyorken, birde baktım sevgili meslektaşım Necdet Uzun iki valinin değerlendirmesini yapmış, ona cevap vermezsem büyük haksızlık olacağını düşündüm. Diğer yandan Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü"nde çıkan yangın konusunda söylemem gerekenler var, Ondokuzmayıs Üniversitesi"nde Bahar Şenlikleri"nin organizasyonu ile ilgili, perde arkasında yaşanan bazı olaylarla ilgili, bildiklerimi sizinle paylaşmam gerekiyor. Diğer yandan Baruthane bölgesinde yola konan ucube trafik lambaları ve ana yolun üzerindeki refüjün kesilerek, karşıya geçmek için yapılan geçidin saçmalığını ve karayolcu geçinen Büyükşehir"deki sivri zekâlıların saçmalıklarını yazmam gerekiyor. Ancak bu kadar çok mevzu üst üste gelince, bugün iki konuyu birden ele almak gerektiğini düşündüm. Konularımızdan biri dünkü köşe yazısında Sayın Uzun"un överek bitiremediği ve ısmarlama olduğu belli olan yazının yorumlanması ve gerçeklerin kamuoyu ile paylaşılmasıdır. Öncelikle şunu belirtmekte yarar var, Sayın Vali ile ilgili beni de arayıp, giderken son bir kez olsun hakkında iyi şeyler yazmamı isteyen dostlarım oldu, ancak benim karakterimde hatıra binaen yazı yazmak veya toplumdan gerçekleri saklamak gibi bir durum olmadığından, olmayan şeyleri yazacak halim yok. Sayın Uzun"un yazısını iki kez okudum ki yanlış anlamayayım, ola ki yazdığı yazıda atladığım yer olur da haksızlık edersem vebal altında kalmış olurum diye yaptım bunu. Sayın Uzun, Vali Güzeloğlundan sitayişle bahsederken, yaptığı hiçbir hizmetten söz etmemiş, zira bu şehirde taş üzerine taş koymadığından bunu yazma şansı yok.  İcraat olarak tek yaptığı, dört yıl önce Karaman"dan buraya gelirken,  onun yüzünden Meclis"te çıkan kavgadır. Keşke kavga etmeselerdi de, Vali bu şehre gelmeseydi, Sayın Uzun"a buradan açıkça soruyorum, ilimizde dört yıl valilik yapan Sayın Hasan Basri Güzeloğlu"nun yaptığı tek bir icraatını bana söyleyebilir mi? Asla söylemesi mümkün değildir, çünkü böyle bir şey yok. Peki yaptığı kötü uygulamaları anlatmamı ister misiniz? Sadece buna en az iki veya üç yazı ayırsam ancak yazabilirim. Örneğin Büyük Otel"i perişan etmesinden tutun da, çetelerle olan yakınlığı, hiçbir konuda elini taşın altına koymaması, zor işler olunca encümen toplantılarına dahi katılmaması, mikrofonu eline alıp konuştuğunda mangalda kül bırakmazken, icraatta tam bir fiyasko olması, şehirdeki asayiş olaylarının onun döneminde nerede ise iki katına çıkması, devletin valisi olmaktan ziyade, siyasetçilerin valisi olması, beşeri münasebetleri tamamen güçler dengesine göre ayarlayıp, haktan ve haklıdan yana hiçbir zaman tavır koyamaması veya koymak istememesi, Atatürk şehri olan Samsun"un Amazon şehri haline getirilirken sessiz kalması, daha sayayım mı, isterseniz şimdilik bu kadar yeter.  Şimdi Sayın Uzun"a sorarım bu dediklerim doğru mu, değil mi ? Şayet değil diyorsa oturup konuşalım, bakalım kim haklı, kim hasız. Ancak daha önce şehrimizde valilik yapmış olan Sayın Metin İlyas Aksoy ve Mustafa Demir"le ilgili söylediklerine aynen katılıyorum, tespitler doğru ve yerindedir. Gelelim ikinci konumuza, son günlerde CHP de yaşananlarla ilgili gazetelere beyan veren bazı aklı evvellerin, dedikleri doğru mu, yoksa yanlış mı veya Yılmaz Türkoğlu için ikilemde diyenler mi ikilemde, yoksa Sayın Türkoğlu mu bunu biraz irdelemek gerek. Bizzat gözlerimle gördüğüm, Deniz Baykal"ın Genel Başkanlığa aday gösterilmesi önergesinde, İl Başkanı Sayın Türkoğlu ile birlikte ona ikilemde diyen İlçe  Başkanı"nın da  imzası var. Buna rağmen  birileri çıkıp Sayın Türkoğlu  ikilemde diyebiliyorsa, o kendi şahsiyetlerinin dışa yansımasıdır. Bir insan yalanı kişiliğinin gereği haline getirmişse ona diyecek bir şey yoktur, kabahat onda değil, onu oraya getirenlerdedir. Şehir kulübünün hacı garsonu bir partinin en büyük ilçesine başkan ataması yapabiliyorsa o partinin vay haline. Şu benim meşhur saat hikayemi anlatmam gerekiyor, ancak bana ayrılan yer bittiğinden, başka bir sohbette buluşmak ümidiyle kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR