HERŞEY ASLINA RUCU EDİYOR

 

HERŞEY ASLINA RUCU EDİYOR

Toplum olarak öyle bir hale gelmişiz ki anlatamam, ticari hayata giriyorsunuz kimse verdiği çeki ödemiyor, sözünde durmuyor, borç, alacak nedir düşünmüyor, ticaretten soğuyorsunuz. Siyasi hayatın içerisine giriyorsunuz ayak oyunları, insanları arkadan vurma, kalleşlik almış başını gidiyor ondan soğuyorsunuz. Seçilmiş insanlar biraz dürüsttür deyip onlarla oturup konuşuyorsunuz bir de bakıyorsunuz ki adamların sizinle konuştukları ile yaptıkları taban tabana zıt. Adamlar konuşurken biz delikanlıyız, biz yalan söylemeyiz, bu şehirde yalan konuşmayan, güvenilir üç kişi varsa birisi de biziz diyorlar, ama iş icraata gelince bakıyorsunuz ki tam söylediklerinin aksini yapıyorlar.

Bazı Vekiller bizden korkularına çetelerden uzak durmaya çalışıyorlar veya en azından bize onlarla işimiz olmaz diyorlar ama arka plan siyasetinde adamların yedikleri ayrı gitmiyor. Şehir dışlarında buluşmalar, ittifaklar, siyasi birliktelikler kırla gidiyor. Bizde yazı yazarken elli tane müstear isim kullananlar her türlü ilişki içerisine girmiş basın yayın organlarına balıklama atladıklarını gördüğünüzde tamam bunlar şimdi yerlerini bulmuşlar diyorsunuz. Şehirde o kadar enteresan işler oluyor ki aklınız şaşar. Siyasetçi, çete, basın camiası öyle iç içe girmiş ki anlatamam. Çeteler bizim dışımızda istedikleri basın organlarına istedikleri gibi haber yaptırmakla kalmayıp, haber yaptırdıkları adamlarla sıkıntısı olanları bu çete bozuntuları bulup onlara belli menfaat temin ettikten sonra çok iyi geçindikleri kişilere her türlü kötülüğü yapıyorlar.

Siyasetçilerin bir kısmı bu işin göbeğinde sırf kendi gelecekleri için bu işlere engel olmak yerine destek oluyorlar, onlarla beraber olmaktan mutluluk duyuyorlar. Arka planda birlikte olanlar medyada sanki çok düşman imişler gibi biri birilerinin aleyhinde basına beyanatlar verip, birbirlerinin karşısında imişler gibi hava yaymaya çalışıyorlar. Perde arkasında ise birlikte olup, beraber tezgahlar peşinde koşuyorlar. Siyaset o kadar kirlenmiş ki anlatamam. Zamanı geldiğinde bunlar ortaya çıkacaktır ancak iş işten çoktan geçmiş olacaktır.Bu ilişkileri detaylı olarak yazmaya kalksam günlerce yazmam gerekir. Peki Devlet bunu bilmiyor mu derseniz Devlet evimizde çoluğumuzla çocuğumuzla yaptığımız konuşmalara kadar her şeye vakıftır ancak bazı kamu görevlilerinin sırf kendi heva heveslerini tatmin etmek için veya birilerine hoş görünüp oturdukları koltuklarda üç gün daha fazla kalabilmek adına kimilerini kullanıp, kimilerine sessiz kalmaktalar.

Gazetecilere gelince onlar başka bir alem içlerinde oturup konuşabileceğiniz insan sayısı parmakla gösterilecek kadar az, yıllarını bu işe vermiş bazı gazetecilerle konuştuğunuzda oh ne güzel bu adam dürüst adam, haksızlığa razı gelmez, bunun bu mesleğe yararı var diyorsunuz aradan üç gün geçmeden adamın öyle bir icraatını görüyorsunuz ki aklınız şaşıyor. Birbirlerine her türlü hakareti yapanlar birde bakmışsınız ki aynı masada yemek yiyorlar. İşin daha da garibini söyleyeyim mi size. Bir tanesi bir siyasetçi ile ilgili daha iki üç ay öncesine kadar bana söylemediğini bırakmamıştı, Samsunspor'un geçen yılki kongresinde onun gerçek yüzünü gördüğünü, tanıdığını daha önceleri düzgün sandığı adamın gerçek yüzünü görünce ondan tamamen soğuduğunu ve bir daha asla onunla yan yana gelmeyeceğini söylüyordu. Geçtiğimiz günlerde gazetelerde bir de ne göreyim adamın sağına oturup resim vermiş.

Bazı arkadaşlar gazetecilerle ilgili neden çok mesafeli durduğumu sorduklarında onlara çok fazla bir şey söylemek istemiyordum, çünkü onlara ne anlatsam hikaye gelebilirdi. Ama o arkadaşlar şimdi benden daha fazla bu meslektekileri tanıma fırsatı buldular.Ben bir personeli alırken çalıştığı gazetede muhatap olacak birisi ile görüşme imkanım olursa arar konuşur öyle alırım, hatta geçtiğimiz aylarda görsel servisimiz tamamen boşalınca personel arayışına girdik, bazı gazetelerde çalışanlar geldiler onlara dedim ki gazeteniz sıkıntıya girecekse asla sizi kabul etmem. Hatta Cemiyet Başkanının gazetesinde çalışan birisi geldi iş başvurusu yaptı, yanında ikinci bir arkadaşının da gelmek istediğini söyledi. Ona dedim ki olmaz, o gazetenin sıkıntıya girmesine müsaade etmem. Aradım gazete sahibi arkadaşı görüştüm ve gelecek personelle ilgili bilgi verdim. Aradan on gün geçti aradığım gazeteci arkadaş bize gelecek olan personele yüksek fiyat teklif ederek işten çıkmış olan ve bizimle başlamak üzere anlaşan personeli bizimle anlaştığını bilmesine rağmen yeniden işe almış. Bu da yetmezmiş gibi bizden çıkan görselciyi bize hiç sormaksızın işe aldı. Bu arkadaş bizlere yardımcı olması gerekirken bunu yapıyor ise gerisini siz düşünün.

Şimdi sorarım size bu meslekte biz kiminle nasıl muhatap olacağız, nasıl iş yapacağız. Sözüne, özüne, işine güvenemediğin insanlarla nasıl iş birliği yapacaksın siz söyleyin. Biz kimseyle düşman değiliz ama bu tür insanlarla değil birlikte olmayı onların oturduğu mekanda dahi oturmaktan Allah'a sığınırız. Geçmişte bazıları ile oturup kalkmayı denedik ancak her şey aslına rucu edip, insanların gerçek yüzünü görünce bir daha mı asla demekten kendimizi alamıyoruz. Bugünlük de bu kadar kalın sağlıcakla


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR