HARİÇTEN GAZEL OKUMAYA GEREK YOK

İnsan hangi işi yaparsa yapsın konusunda bilgi sahibi olmak zorundadır, bilmediği konuda konuşmak veya yazmak hem vebali gerektirir hem de toplumu yanlış yönlendirme, yanlışına düşme gibi bir pozisyonla karşı karşıya kalınabilir. Olayların iç yüzünü bilmeden, perde arkasında neler döndüğünü tam anlamıyla çözmeden ahkam kesmek fevkalade yanlış bir durumdur. Hangi konuda olursa olsun konuşmadan veya yazmadan önce olayı çok iyi tahlil edip ondan sonra konuşmak veya yazmak gerekir, sadece magazin olsun diye yazı yazmak veya konjonktürün gereği ne ise ona uymaya çalışmak bana göre abesle iştigalin ötesine geçmez. Sırf birilerine yaranabilmek adına yazı yazmak veya konuşmak ne kadar inandırıcıdır sizlerin takdirine bırakarak konuya girmek istiyorum. Malumunuz Türkiye yaklaşık üç yıldan beri devam edegelen Suriye krizinde ta işin başında tutumunu muhaliflerden yana koymuştu, bu duruş bana göre doğru bir duruş olmakla birlikte zamanlaması çok yanlıştı. Böyle bir duruşu ortaya koymadan önce hangi ülkelerin nasıl bir duruş sergiledikleri ve ortaya koydukları politikalarda ne kadar samimi olduklarını gördükten sonra böyle bir duruş sergilemek çok daha doğru olacağı kanaatindeyim. Suriye'de yaşanan olaylara sessiz kalmak elbette doğru değil ancak sadece konuşmayla veya sert demeçler vererek bu işe çözüm bulmanın mümkün olmadığı açıkça ortada.

Suriye krizi çıktığı günden itibaren en net tavrı gösteren ülke Rusya olmuştur, Rusya o gün ne demişse bugün de aynı şeyleri söylemektedir, onun dışındaki ülkeler biz dahil zaman, zaman farklı söylemler ortaya koymak zorunda kalmışlardır. Bu konuda ABD'nin tavrı hiç inandırıcı olmamıştır, söyledikleri ile icraatları çok farklı olmuştur. ABD biraz samimi olsaydı ve taşın altına elini koymuş olsaydı bugün Suriye'de her şey düzelmiş olurdu. ABD bu işi başkaları üzerinden halletme cihetine gitmiş, özellikle ülkemizi bu konuda taşeron olarak kullanmak istemesi sonucu bazı üzücü olayların yaşanmasına neden olmuştur. Olayların başladığı noktada daha dikkatli davranılsaydı durum çok daha farklı olabilirdi, bu konuda Hükümetin samimi olduğunu düşünmekteyim ancak zamanlama noktasında biraz hissi davranıldığı kanaatindeyim, bu konuda olayın geldiği noktaya bakıldığında ne kadar haklı olduğumu görmek mümkün olacaktır. ABD'de yaşanan 11 Eylül olaylarının arkasında olan örgütün El Kaide örgütü olduğu söyleniyor ama ben buna inanmıyorum. Neden inanmıyorsun? derseniz ABD gibi süper güç olan bir ülkenin böyle bir saldırıyı daha önceden bilmeyecek kadar istihbaratı zayıf olması mümkün değil. Kanaatimce burada yapılan yeni dünya düzeninde parlayan İslami toplum nezdinde cani gösterebilmek amacıyla böyle bir plan yapılmıştır. Kaldı ki El Kaide denen örgüt ABD'nin baş düşmanı ise o zaman ABD'nin en iyi müttefiki olan Suudi Arabistan'ın en ileri gelen firması pozisyonundaki Bin Ladin firmasına iş vermesi mümkün değil, oysa ki Hacca gidenleriniz hem Kabei Muazzamayı hem de Ravzai Mutahharai yani Efendimizin mescidinin tüm temizlik işlerini Bin Ladin şirketi yapmaktadır.

Peki Bin Ladin şirketi kimin derseniz? Suudi Kralının birinci derecedeki akrabalarının hatta belki de Kral o şirkete ortak diyenler çoğunlukta. İyi güzel de bu işin El Kaide ile ilgisi ne derseniz el Kaidenin kurucusu Usame Bin Ladin kim peki? Suudi Kralının akrabası o zaman nasıl oluyor da bir yandan ABD'nin baş düşmanı olan El Kaide örgütün akrabalarının sahip oldukları şirketlere Arabistan Hükümeti her türlü işleri verip onları ekonomik açıdan destekleyebiliyorlar? Normalde bu mümkün olmamalı değil mi? Ama işin dışa yansıyan yönü çok farklı değil mi? Toplum mühendisliği yapan Dünyayı yöneten Egemen güçler bu işleri o kadar güzel organize ediyorlar ki anlatamam. Ancak özellikle biz gazeteciler bir şeyleri yazıp çizerken çok dikkatli davranmak zorundayız, sade vatandaş gibi her yazılıp çizilene itibar ederek bizler de yamaya kalkarsak bunun vebali ağır olur.Allah Resülü bir Hadisi Şerifte “Mümin bir delikten bir sefer ısırılır” buyurmuşlardır, yani Mümin bir konuyla ilgili bir kez aldatılabilir ancak ikinci kez asla. Bundan on, onbeş yıl önce bu ülkede İBDA-C , Hizbullah örgütleri, Hüseyin Veliler, Domuz bağları, ipler urganlar, v.s vardı peki daha sonra ne oldu da bunların tamamı yok oldu? Otuz yıl önce THKP-Ç vardı, onu zayıflatmak için birilerine destek verildi ama o birileri daha sonra ülkenin başına bela oldular, şimdi de o birileri çözüm sürecinin kahramanları olacaklar, bunu herkese anlatabilirsiniz ama bu fakir asla inanmaz haberiniz ola. İnsanlara, meslektaşlara ve siyasetçilere tavsiyem bir şeyi konuşurken veya yazarken olayları biraz araştırıp ondan sonra yazsınlar veya konuşsunlar öyle kulaktan dolma sözlerle hariçten ahkam kesmekle olmaz. Kalın sağlıcakla


Not; eski dostlarım Haydar Şahinoğlu ve Birnur Şahinoğlunun vefat eden babalarına Allah'tan rahmet diler,kendilerine başsağlığı dilerim. Onlar bizim yaklaşık otuz yıllık dostlarımız zor günlerimizde bir alo dahi demeyi çok görseler de onlar kendilerine yakışanı yaptı biz de kendimize yakışanı yapıyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR