HAFTAYI DEĞERLENDİRELİM...

Bugünkü köşe yazısını yazmaya başladığımda haber merkezindeki arkadaşlarımın yanına gittim, yazacağım yazının konusu ile ilgili onlarla da istişare temek istedim. Arkadaşlar çok enteresan bir şey söylediler ne söylediler biliyor musunuz herkes havadan sudan, çiçeklerden, kuşlardan yazıyor siz de bugün havadan sudan yazın olmaz mı dediler. Aslında bende o kadar çok fıkra, hikaye, masal bilgisi var ki bir yıl aralıksız yazsam bitiremem ama bunu siz değerli okurlarıma saygısızlık olarak görürüm.

Bu hafta sonu sizlerle geçtiğimiz haftanın kritiğini yapmak istiyorum, bu kritikte öncelikli olarak geçtiğimiz hafta çıkan Hakimler Savcılar Kararnamesi ve değiştirilmesi düşünülen CMK 250. maddesini biraz konuşacağız.  Biraz İl Özel İdaresi ile ilgili konuşacağız, şayet yer kalırsa biraz da siyaset konuşacağız. Adliye mensuplarının heyecanla beklediği Hakimler ve Savcılar Kararnamesi bir haftalık gecikme ile çıktı. HSYK 8 Haziran'da açıklayacağını, daha önceden ilan etmesine rağmen bir haftalık bir gecikme ile kararnameyi yayınladı.

Kararnamenin yayınlanması ile CMK 250. Madde arasında bir ilişki olduğu kanaatini taşımaktayım, zira Hükümet Cemaat ile yollarını ayırınca HSYK'nın yapacağı atamalarda bazı sıkıntıların olacağı düşünülüyor ve şayet HSYK, hükümetin istediği doğrultuda kararname çıkarmaz ise o zaman özel yetkili savcıların yetkisi alınmak sureti ile hükümetin elini güçlendirmeyi planladığını düşünmekteyim. Çıkan karanameye bakıldığında cemaate yakın isimlerin büyük bir kısmının tasfiye edildiği görülüyor.

Hükümet bu kararnameden umduğunu buldu ise o zaman CMK 250 konusu gündemden kalkar, yok umduğunu bulamadı ise o zaman özel yetkili savcılıkların görevleri daraltılır. Kanaatimce Hükümet HSYK'ya dediğini yaptırdı. Ben olaya tanıdık simalardan veya cemaate yakın olduğunu düşündüğüm isimler üzerinden bakıyorum. Örneğin ben bizzat bir Cumhuriyet savcısının cemaate yakın olduğu gerekçesi ile kendisinden şikayetçi olmuştum, görevden alındığını öğrenmiş bulunmaktayım.Diğerleri de böyle ise hükümet hedefine ulaşmış demektir.

CMK'nın 250. maddesinin kalkmış olmasının  kimseye yarar getireceğini düşünmüyorum ama hükümet kendi erkini başkaları ile paylaşma niyetinde olmadığından gerektiğinde bu maddede değişiklik yapma yoluna başvurabilir, ona da diyecek bir şeyimiz yok. Bu konuyla ilgili bu kadar konuştuktan sonra gelelim ikinci konumuza, ikinci konumuz son bir haftanın gündem konusu İl Özel idaresinde bazı gazete, dergi, v.s'ye yapılan ödemelerle ilgili sıkıntılardı. Bu konuda web.tv'de yeterince konuştum ancak yine de üzerinde durmak istediğim bir konu var.

Üzerinde ısrarla durduğum konu İl Özel idaresine verdiğim üç adet dilekçeden birisinde şunu sordum: ''İl özel idaresi 2009 yılı ile 31.05.2012 tarihleri arasında hangi gazeteye, matbaaya, dergiye veya kişilere ek, ilan, haber ilan,v.s. her ne türlü ödeme yaptı ise tarafıma bildirilmesi, yani biz dahil hangi basın kuruluşuna ne ödenmiş bize bildirin'' dedik. Bunu bildirmiş olsa idiler biz aldığımız cevabı aynen siz değerli okurlarımızla paylaşacak idik. Zaten verdikleri cevapları yayınladık. Ancak her ne hikmetse İl Özel İdaresi 4982 sayılı bilgi edinme kanununun 21. maddesine sığınarak bunu veremedi.

Aslında o bilgiler verilmiş olsaydı herkes töhmet altında kalmaktan kurtulacaktı, kimse kimseye en ufak bir şey diyemiyecekti. Ama ne yazık ki İl Özel İdaresi  bu şeffaflığı yerine getirmekten kaçındı. Şimdi de kendilerine yakın kişilere saçma sapan yazılar yazdırıp başkalarını suçlamaya kalkıp hedef saptırmaya uğraşıyorlar. Buradan herkes açıkça sesleniyorum İl Özel idaresine verdiğimiz dilekçelere adam gibi tüm detayları ile cevap versinler, biz de adam gibi buradan yayınlayalım bakalım kim ne almış. Acaba malı biz götürdük de bizim haberimiz mi yok biz de bilelim. Sayıştay'ın denetimine açık olan her şey yasal olarak vatandaşın bilgisine sunulmak zorundadır.4982 sayılı yasa sadece Sayıştay denetimine açık olmayan gizli bilgileri vermez, onun dışındakileri vermek zorundadır.

Son konumuz siyaset idi ancak o konuda yazı yazmak için yeterince yerimiz yok.  Sadece şu kadarını söylemek istiyorum sonlarının geldiğini görenler Reisten, Vezirden, ondan bundan yardım dilenmeye başladılar o arkadaşlara tavsiyem yolun sonu görünüyor türküsnü bol bol okumalarıdır.'Rüzgar ekenler fırtına biçeceklerini' unuttular meslektaşlarımızın arkasına sığınarak çare arayanlar son pişmanlığın fayda vermeyeceğini unutmasınlar. Bir arkadaşım derdi ki tecavüz kaçınılmaz ise zevk almaya bakacaksın. Siyasette sonu gelen arkadaşlara duyurulur. Kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR