GÜLÜNECEK DURUMA DÜŞMEK

Rahmetli babamla uzun yıllar yap-sat inşaat müteahhitliği yaptık, işçilere kızıp bağırdığım zaman derdi ki “Bak evladım şayet bir işçiye kızıp onun işsiz kalmasını istiyorsan ona bir iki gün yevmiyesinin iki katını verip çalıştır, ondan sonra da işten çıkar. O zanneder ki yevmiyem bu. O yevmiyeyi bulana kadar da asla çalışmaz, böylece en az bir yıl işsiz kalır.”  Daha sonra bunu bir iki kez denedim, hakikaten işçilere hak ettiklerinden fazla para verince o parayı buluncaya kadar çalışmıyorlar. Neden bu anektodu verdim derseniz; havada bulup tavada yemeye alışmış bazı gazatacılar yıllarca hak etmedikleri paraları alıp bedavadan geçinmeye alışınca şimdi parasız kalınca saldırmaya yer arıyorlar. Bunu yaparken de o kadar acze düşüp kendilerini gülünç hale sokuyorlar ki aklınız şaşar, emin olun bu kadarını ben de beklemiyordum. İnsan ayağa düşer de bu kadar da olmaz ki. Sorsanız bunlar bu mesleğin en iyileri, ömürlerinde gazetecilikten başka bir şey yapmamışlar, bizim gibi yedi tane meslek yapmamışlar, sadece gazetecilik yapmışlar ama öyle bocalıyorlar ki aklınız şaşar. Dilerseniz bazı örneklerle izah edelim.

Geçtiğimiz ay bir günümü Kavak’taki altın arama şirketine ayırdım. Ladik’e giderken Kavak’a uğrayıp bana ne yaptıklarıyla ilgili bir brifing vermelerini istedim, onlar da sağ olsunlar bir günlerini bana ayırıp ne yaptıklarını anlattılar. Bu firma dünyada altın üreten önemli firmalardan biri. Kavak’ta altın rezervinin olabileceği yönünde öngörüde bulunmuş, devlete müracaat edip ihale açılmasını talep etmiş,  devlet de bu yönde ihale açmış ve ihaleyi alıp araştırma çalışmalarına başlamışlar. İhale alanları on üç bin hektar, yani Toptepe’den Ladik sınırına kadar olan ormanlarda arama yapma hakkı almışlar. Kavak’ta bir yer kiralayıp, ofis ve laboratuvar gibi kullanmaya başlamışlar. Önce sondaj vuracakları bölgeleri tespit edip Orman İşletmesine müracaat ederek o bölgedeki ağaçların kesilmesini talep ediyorlar, Orman İşletmesi de kesilmesi gereken ağaçlara işaret vurduktan sonra ihaleye çıkarıp kestiriyor, ardında da satışa çıkarıyor ve odunları satıyor. Hani diyorlar ya biyokütle santralinde kullanılacak, bu tamamen cehalet ve devleti suçlamaktır ki bu ifade suçtur. Şayet Orman İşletmesi mahkemeye verse bu haberi yapanlar ceza alırlar, haberleri olsun. Hani diyorlar ya bakalım falanca haberi hangi gazete kullanacak, asıl kendileri bu yaptıkları haberin hesabını nasıl verecekler ona baksınlar. İnsan bu kadar gülünç duruma nasıl düşer anlamış değilim, sorsanız ömürlerini bu mesleğe vermişler, Orman İşletmesinden odun nasıl satın alınır, bu işin prosedürü nedir bilmeden böyle bir haberi kim yapar biliyor musunuz? Bu işi hiç bilmeyen, bugün bu işe başlayan cahil gazeteciler yapar. Bunların haline gülecek miyiz yoksa ağlayacak mıyız bilemiyorum.

Parasız kalabilirsiniz, ekonomik sıkıntıda olabilirsiniz, sürekli işten adam çıkarmak zorunda olabilirsiniz, alışageldiğiniz bol kepçe paralar suyunu çekmiş olabilir, eskiden bir aloyla istediğinizi alırken şimdi hiç kimse tarafından ciddiye alınmadığınızdan bunalımda da olabilirsiniz, bunların tamamını anlarım ama konuşmaya sıra gelince bu işi çok iyi bildiğini iddia eden adamlar Orman İşletmesinin odun ve kereste satma işlemlerinin nasıl olacağını bilmeyecek kadar cahil olmamalı. Burada ya art niyet var ya da başka beklentiler var, yoksa başka ne olabilir siz söyleyin. Bu ülkede en radikal kanunlar orman kanunlarıdır, her kurumda kanunlar yumuşatıldı ama orman kanunlarında en ufak bir yumuşama olmamıştır. Orman kanununa muhalefet edenlerin seçme ve seçilme hakları dahi ellerinden alındığı ortada iken Kavak’taki altın arayan şirketin kestirdiği odunlar biyokütle santralinde kullanılacak iddiası çok ama çok gülünç bir haberdir.

Gelelim altın şirketinin sürecinin nasıl işlediğine; şirketin Kavak’taki mühendisleri yapılan arama sondajlarından alınan karotları (numuneleri) Çanakkale’ye yolluyor. Oradan çıkan sonuçlar Ankara’daki şirkete gidiyor, onlar yaptıkları değerlendirmelere göre bölgede altın olup olmadığına karar verecekler. Bu süreç yaklaşık olarak beş yıl civarında öngörülmekte ancak şirket yetkilileri işi sonlandırma noktasında olduğunu söylediler. Neden sonlandırma noktasındalar derseniz; umdukları rezervi bulamadılar da ondan sonlandırmayı planlamaktalar. İşin başında olan arkadaş şu anda Tokat’ta çalışmalar yapmakta, şayet Kavak’ta umulan rezerv bulunsaydı o arkadaşın Tokat’ta ne işi vardı. Kaldı ki altın bulunsa ülke ekonomisine katkısı yok mu? Ülkemizin yıllık 167 ton altın ihtiyacı var, bunun sadece 27 tonu Türkiye’de üretilmekte, kalanını dışarıdan ithal etmekteyiz. Kendimiz üretsek döviz giderimiz azalsa ve zenginleşsek kötü mü olur? Haberde dikkatimi çeken ikinci husus dört yüz küsür tane sondaj kuyusunun açıldığı konusu oldu. Bu tamamen hilaf-i hâkikat bir durum, açılan kuyu sayısı otuzu geçmez, bu kadar abartılı bir rakamı nereden ve nasıl bulmuşlar çok merak ediyorum. Biz hiçbir zaman çok iyi gazeteciyiz demedik ama bu kadar da gerçeklerden uzak haber yapmadık. Bu kadar gülünecek duruma düşmek de doğrusu zor bir durum. Ne diyelim, Allah herkesin yar ve yardımcısı olsun. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR