Durmak yok yola devam

Gerek siyaset yapanlarda, gerek sosyal içerikli kuruluşlarda bulunan insanlarda asgari olarak bulunması gereken hasletleri sıralarken; referans olarak istersek tarihi olayları alalım, istersek İslami hassasiyetle yaklaşalım, istersek batı kültürünü ölçü alalım hepsinin ortak noktaları aynıdır.Hz. Muhammed"e risalet görevi verilmeden toplum içindeki ortak adı; Muhammed"ül- Emin idi, Yani herkesin dürüstlüğüne güvendiği, emin kişi olarak kabullendiği, insanlar arasında herhangi bir sorun çıktığında hakemliğine müracaat edilecek kişi idi. Hindistan"ın bağımsızlık mücadelesini başlatan Mahatma Gandhi; meşhur sessiz tuz yürüyüşünü başlattığında, toplumun ona olan inancı tam olmasa idi, O toplumu kendi arkasından sürükleyip, ülkeyi bağımsızlığa getirecek büyük organizasyonu başlatamaz idi, Atatürk Kurtuluş Savaşındaki ülkenin geleceğini belirleyecek bağımsızlık mücadelesini başlatırken; Anadolu insanının O"na olan güveni tam olmasa idi tek başına bu mücadelede başarılı olamazdı. Demek ki toplumsal hayatı ilgilendiren gerek siyaset, gerek sosyal hayatın temel kurallarından birisi güven ve samimiyettir.

Bir insanı siyasi bir organizasyona dahil ederken ya onun kültüründen, ya ekonomik imkanlarından, ya zamanından, ya toplumdaki ağırlığından(güveninden) yararlanmalısınız ki; bu insanı siyasetin içerisine dahil edebilesiniz. Aksi halde siyasete ve ülkeye ihanet etmiş olursunuz, yaklaşık otuz yıldır sosyal ve siyasi hayatla uzaktan, yakından ilgileniyorum; gerek siyasetteki, gerekse sosyal hayattaki insanların tamamına yakınını tanırım; parti teşkilatlanmalarının yapılanmalarını da az çok bilirim. Son yirmi yıldır ilimizde yaşanan siyasal olayların çoğunun içerisinde uzaktan, yakından bulundum.

Hangi parti olursa olsun teşkilatlanmasını yaparken bu saydığım kriterlere uygun hareket ettiğini yakından müşahede ettim. Hiç unutmuyorum 1983 yılında ANAP kurulur iken nasıl ince elenip, sık dokunulduğunu, yine aynı şekilde D.Y.P  ve diğer partilerde kuruluşlarını yaparken aynı hassasiyeti göstermişlerdir. AK Partinin kuruluşunda Kurucu İl Başkanlığı görevini üstlenen Sayın Mustafa Demir"in de aynı hassasiyeti gösterdiğine bizzat şahit oldum; hatta benimde fikrimi alarak oluşacak yönetimin nasıl bir yönetim olması gerektiğini sormuştu bana. Yani sizin anlayacağınız şehirdeki ehli hall vel- akd olarak adlandırılan ne kadar hatırı sayılır insan var ise hepsi ile istişare ederek mükemmel bir İl Yönetim Kurulu oluşturmuş idi, bu yönetim kendisinin ayrılmasından sonra da devam etti.Ancak son il kongresinde durum fevkalade yanlış bir mecraya giderek iş takipçiliği yapandan tutunda, ahlaki açıdan kendisini kaybetmiş insanlara kadar birçok insan, İl Yönetim Kurulu Üyesi oldu. Hiç unutmuyorum birgün belediyedeki odamda oturur iken telefonum çaldı, tanımadığım bir ses! Ben İl Yönetim Kurulu Üyesi Kani Güral sizinle bir konuyu konuşmak istiyorum dedi. Buyurun gelin Kani Bey dedim, adam geldi, kendini tanıttı, işte ben falanca devlet memurluğundan emekli, İl Yönetim Kurulu Üyesiyim. Evet buyurun dedim. Benim bir arkadaşım SASKİ"den iş aldı ben de gayri resmi ortağıyım, biz organize sanayi sitesindeki kanalizasyon işi ile ilgili bir altyapı; ihalesi aldık ancak işi teknik şartnameye uygun yapamadık, hem hak ediş alamıyoruz, hem de ceza almamız söz konusu bize yardımcı olur musun deyince, dönüp dedim ki: Bak arkadaş sen hem işini yapmadın, hem yapmak gibi bir niyetin yok. Şimdi ise benden yardım istiyorsun, yetmemiş birde AK  Partiliyim diyorsun. “Sen ne biçim adamsın?” Deyince odamı terk etti, daha sonra defalarca aramasına rağmen ne telefonlarına baktım, ne de odamdan içeriye aldım. Araya bir sürü arkadaşımı koymasına rağmen kabul etmedim. Şimdi bu adam Ak Parti İl Yönetim Kurulu Üyesi olursa bu memleketin hali nice olur? Sizlere sorarım; bu adamları toplumumuzun tanıması gerekir diye düşünüyorum, bu konudaki sizlere karşı olan görevimi de en iyi yapacağımdan kimsenin kuşkusu olmasın.  İnsanlarımız doğru ile, eğriyi, güzel ile çirkini görmeleri gerekir, aksi halde hem dünyada, hem de ahirette vebalden kurtulamayız.

 Hem şehrimize, hem AK Parti"ye yazık olur. İşte bunun için “durmak yok yola devam” diyorum, herkesin amel defteri dünyada ortaya çıksın ki; hem kendisinin ahiretteki azabı hafiflesin, hem de insanlar doğruyu görsün. Bugünlük bu kadar yeter. Hoşça kalın        

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR