DERSANELER KONUSUNDA HÜKÜMET HAKSIZ

 DERSANELER  KONUSUNDA  HÜKÜMET HAKSIZ

                Bu  şehirde gazetecilik yapan insanlar içerisinde alnı secdeye değenlerin sayısı bellidir, hayatlarında namazla, niyazla, hatta oruçla işi olmayan, hayatları her türlü ahlaksız işlerle geçmiş bazı gazeteci müsveddelerine  cemaat tarafından her türlü destek verilmiş, ama biz düşman ilan edilmiş isek bunun tek nedeni şehirdeki egemen güçlerin cemaatle olan ilişkileridir. Biz bu durumdan ne gocunduk ne de üzüldük çünkü biz inanmadığımız hiç bir şeyi yazıp çizmedik, cemaatin hükmü şahsiyetine saygı duyduk, liderini Allah için sevdik ama içerisinde bulunan yangabozlarla mücaele etmekten asla geri durmadık, durmayacağız da. Üç çocuğumun üçünü de cemaatin rahlei tedrisinden geçirdim ama hiç birisi aklını kiraya vermedi, zira bizim inancımızın gereği aklını kiraya vermeyi yasaklıyor. Bu düşüncelerimi kaleme alıp okurlarımla paylaşınca bazı cemaat mensuplarının şiddetli eleştirileri ile karşılaştım ama bu eleştirileri yapan insanlara kızmadım, çünkü bu tür  insanların aldıkları İslami kültür yetersiz olduğundan  bizim ne demek istediğimizi anlayamadılar, ehli sünet akaidi nedir, edilei şeriyye nedir bilmeyen insanların bizim söylediklerimizi anlama şansları olmaz. Bu nedenledir ki biz bu insanlara kızamıyoruz.

                Taki bundan iki yıl önce Cemaatle ilgili yazdığım köşe yazılarında Hükümet-Cemaat kavgasının başladığını, bunun sonucunun iyi olmayacağını, bu kavganın kimseye yarar  getirmeyeceğini  yazmıştım, o günlerde yazımı okuyan bazı cemaat mensupları benim hayal gördüğümü, hatta fitne yaptığımı Hükümetle Cemaat arasında en ufak bir sıkıntı olmadığını bunu bizim gibi art niyetli insanların ürettiğini yazmışlardı. O arkadaşların yazdıkları yorumlar ve verdiğim cevaplar internet sitemizin arşivinde mevcuttur dileyen arkadaşlar sitenin arşivinden arayıp bulabilirler. Arkadaşların yorumlarına verdiğim cevapta zamanın her şeyi açıkça ortaya koyacağını  yazmıştım, işte sonuç ortada. Peki ben haklı çıktım diye elimi oğuşturacak mıyım elbette hayır biz her zaman olduğu gibi bugün de haklının ve ezilenin yanında yer alacağız. Bu güne kadar cemaat mensuplarının bize karşı davranışları bizi duruşumuzda onların karşısında olmayı gerektirse de asla böyle bir yola girmeyeceğimizi buradan ilan ediyorum.

                Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki baskı ve istibdat hiç bir zaman tasvip edilecek bir şey değildir, bana göre ortada ciddi anlamda bir baskı var, yıllar yılı Üniversitelere öğrenci yetiştirmiş kurumların tek bir kalemde silip atılmaya çalışılması tasvip edilecek bir şey değildir. Bu kurumlar yasalarla kurulmuş, 28 şubat sürecinin dahi yok etmeye cesaret edemediği, bir çok insanın Üniversiteli olmasının kapısını açmış müesseselerdir. Sorarım size bu ülkede Dersaneye gitmeden Üniversite sınavını kazanan öğrenci sayısı yüzde kaçtır. Bana göre yüzde bir dahi değildir, sıfırlı rakamlarla ifade edilecek kadar düşük bir orandır. Devlet olmanın en önemli unsurlarından birisi vatandaşın talebini karşılmaktır, Demirperde ülkelerinde dahi  olmayan bir metodla  kapattım gitti deyip işin içersinden çıkmaya çalışmak ne hakkaniyet ölçüsüne ne de insanlığa sığacak bir durum olmadığı kanaatindeyim.

                Bülent arınç ile Başbakan'ın arasını açan konunun asıl nedeninin bu olduğu da açıkça ortadadır, Cemaatin Mit müsteşarı ile ilgili tavrını tasvip etmek mümkün değil ama o olayın karşılığı bu  olmamalıydı. Ak parti iktidarının başarılı olmasında payı olan cemaatin bu duruma düşmesini kabul edemiyorum, yapılan  onca operasyonun arkasında kimlerin olduğu açıkça ortada iken tek kalemde bu insanları silip atmanın doğru olmadığını düşünmekteyim. Milli Eğitim Bakanı çıkmış bir Ulusal  Kanala anlatıyor, yok efendim biz daha iyisini yapacağız, vatandaşı mağdur etmeyeceğiz, kimse üzülmesin diyor ama onu benim külahıma anlatsın. Liberal  ekonomilerde her şey rekabet esasına dayalıdır, bu adamlar işlerini adam gibi yapıyorlar onların müesseselerini kapatmak yerine Devlet olarak ücretsiz  dersaneler açarsın başarılı olursan o müesseseseler otomatik olarak biter. Örneğin Hükümet eğitim yaşını dört yaşa indirince Özel Kreşlere giden öğrencilerin büyük bir kısmı Devletin okullarına gitti ve özel Kreşlerin yarısı kapandı. Aynı uygulamayı Dersanelerde de yaparsın olur biter. Yıllardır eleştirdiğimiz, hatta yerden yere vurduğumuz Milli Şef dönemlerinde dahi yapılmayan bir uygulama ile bu okulları kapatmaya çalışmak emin olun başka Fütuhatlara neden olacaktır, o müesseselerden ekmek yiyen binlerce insan içerisinden  duası makbul olan birisi kalkar gecenin bir saatinde ellerine Rabbine kaldırıp “Ya Rab sen görüyorsun, gereğini yap” derse emin olun her şey ters dönerse kimse şaşırmasın. İnsanlar geçmişi ne kadar kolay unutuyorlar, 28 Şubat sürecinde İmam Hatip Lisesleri kapatılırken ağlayan gözler, içi yananlar şimdi iş başında ve aynı uygulamayı Dersanelere yapmaya kalkıyor iseler buna pes demekten başka ne denebilir. Rabbimden temennim  herkesin aklını başına alarak hareket etmesidir.Kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR