BÜROKRAT ARKADAŞLAR İŞ BAŞINDA

 BÜROKRAT ARKADAŞLAR İŞ BAŞINDA

Şehrimize atanan İl Emniyet Müdürü İl Genel Sekreteri ve İlkadım İlçe Müftüsü görevlerine başladılar. Emniyet Müdürü geçtiğimiz hafta itibarı ile görevinin başında idi, İlkadım ilçe Müftüsü bu hafta başı görevine başlamış, İl Genel sekreteri olarak atanan arkadaşın da dün itibarı ile görevine başladığını öğrendim. Üç arkadaşımıza da yeni görevlerinde başarılar dileyerek sözlerime başlamak istiyorum. Dün yeni Emniyet Müdürünü Yazı İşleri Müdürümüz Zelfi Hanımla birlikte ziyaret ettik. Müdür Beyin bende bıraktığı ilk izlenim gayet müspet. Emniyet teşkilatında alışılagelen sert mizacın aksine samimi, güler yüzlü, işine hakim, herkes eşit davranacak yapıda bir bürokrat izlenimi edindim.

Eski Emniyet Müdürü şehrimize ilk atandığında kendisini ziyaret etmek istediğimizde bize tam on gün sonrasına randevu verince biz randevuyu reddedip gitmedik. Bu Müdür ise kendisinden randevu talep ettiğimizin ertesi gününe randevu vermesi işindeki başarısının ve Devlet umuru görmenin farkını ortaya koydu. Bir insan ne kadar meşgul olursa olsun kendisinden randevu talep eden kişilere en uzak üç gün içerisinde randevu vermiyor ise o kişi sizinle görüşmek istemiyor anlamına gelir. Şahsiyetli insan istenmediği yere gitmeyeceğine göre biz de eski müdürü ziyarete gitmemiştik. Hulusi Çelik ile ilk sorunumuz buradan başlamıştı, daha sonra Ak Partili Meclis üyesi ile Trafik polisinin kavgasında verdiği demeç beni rahatsız ettiğinden köşe yazısı yazmıştım. Trafik polisi haksız da olabilirdi ama bizzat TRT1'den seyretmiştim. İlk kavgayı Trafik polisinin değil diğer arkadaşların çıkardığını görmüştüm. Hulusi Bey'in kendi personelinin bana göre haklı olmasına rağmen haklarında gerekli işlemin yapılacağını yazınca çileden çıkmıştım. Zira hangi kurumun başında olursanız olun, maiyetinizdeki personele sahip çıkmak zorundasınız. Personeliniz sizi çok zor durumda bırakacak bir hareket yapsa dahi bakacağız, edeceğiz deyip kamuoyu önünde personelinizin nezdinde müessesenize zarar gelmesini engelleyip, daha sonra personelinizle ilgili gerekli işlemi yapmanız gerekir diye düşünüyorum.

Benim aldığım Aile, Devlet, Bürokrasi kültürü bunu gerektirdiğinden Hulusi Çelik Bey'i eleştirmiştim, Hulusi Bey de beni Mahkemeye verdi. Bu benim için önemli değildi ancak aradan epeyce bir zaman geçip Hulusi Bey'i bir davette hanımefendi ile birlikte, hanımefendinin başı kapalı olduğunu görünce içim burkuldu. Neden için burkuldu derseniz adamcağızla aynı Dünyanın, aynı manevi iklimin, aynı yaşam tarzlarının bireyleri olmamıza rağmen kavga etmenin maneviyatımıza zarar vereceğini düşündüm ve kendisine bir arkadaşı gönderip, kavga etmemize gerek yok dedim. Hulusi Bey gönderdiğim arkadaşa benim onunla işim olmaz deyip, barışma teklifimi reddedince içim ferahladı. Artık kavgada sorumluluk benim değildi, çünkü ben bana düşeni yapmış, muhatabım reddetmişti. Daha sonraki süreçte yaşananları hepiniz bildiğinizden detaya girmek istemiyorum.

İnsanlar benim kavgadan hoşlandığımı, hatta zevk aldığımı zannedebilirler ama hiç de öyle olmadığını beni yakından tanıyanlar çok iyi bilirler. Ben insanlara zeytin dalı uzatırım, karşılığı gelmez ise o zaman kavgayı Allahına kadar ve ne pahasına olursa olsun yaparım. Bu benim tarzım beğenirsiniz veya beğenmezsiniz. Kavgayı çıkaran taraf hiçbir zaman biz olmak istemeyiz ancak muhataplarımız kavgayı tercih ederseler yapacak bir şey yok, muhatabımızın talebine göre gereğini yapmak zorundayız. Önümüzdeki günlerde diğer bürokrat arkadaşları da ziyaret etmeyi düşünüyoruz, bizim işimiz üzüm yemek bağcıyı dövmek değil.

İlkadım ilçe Müftülüğü görevine atanan arkadaşı tanımıyorum ancak İl Özel idaresi Genel Sekreterliğine atanan arkadaşı Vezirköprüde görev yaptığı dönemden çok iyi tanırım. Bizim işimiz o dönemlerde siyaset yapmak idi, ama kimin ne yaptığını da çok iyi takip ederdik.Umarım kendisinden önce yapılan hatalara sahip çıkmaz, şayet olayların sorumlularını bulmak yerine evrakların nereden çıktığını veya bize nereden ulaştığını araştırmayı tercih ederse işte biz de kaldığımız yerden 2005 li yıllara dönerek devam edeceğiz demektir.

Sözlerime son verirken bir hususu aydınlatmak istiyorum Milletvekillerinin üzerine mutabık kalarak atanan bazı bürokratlarla ilgili zamanı gelince elbette bizim de söyleyeceklerimiz var. Kimler nerede ne yapmış, kim kimin arkasında neden durmuş, Vekillerin referans verdiği bürokratların amel defterleri nasıl Vekiller o bürokratların arkasında neden durmuşlar. Bunları bu toplum zamanı geldiğinde öğrenmeli. Kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR