SAMSUN'DAN TÜRK DÜNYASINA BAKIŞ
Türkler, bugün dünyanın dört bir yanında yaklaşık 200 milyondan fazla nüfusuyla en kalabalık halklardan biridir.
Anadolu’dan Orta Asya’ya, Sibirya’dan Balkanlara kadar uzanan bu geniş aile; dil, kültür ve tarih ortaklığıyla insanlık tarihine damgasını vurmuştur.
Peki, biz Samsun’dan baktığımızda bu büyük tablo bize ne anlatıyor?
Samsun, sadece Türkiye’nin Karadeniz’e açılan kapısı değil; aynı zamanda Türk dünyasıyla Anadolu’nun buluşma noktalarından biridir.
Tarihte Kıpçakların Karadeniz üzerinden Anadolu’ya inişlerinde, Peçeneklerin ve Oğuzların göç yollarında Samsun önemli bir kavşak olmuştur.
Bugün Gürcistan’dan Azerbaycan’a, Kazakistan’dan Kırgızistan’a kadar pek çok Türk topluluğu Karadeniz’i adeta bir iç deniz gibi kullanmıştır.
Samsun, bu coğrafi avantajıyla Türk dünyasıyla olan tarihî bağlarını hâlâ taşımaktadır.
Oğuzlar, yaklaşık 130 milyonluk nüfuslarıyla Türklerin en kalabalık koludur.
Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan, İran’daki Güney Azerbaycan Türkleri bu büyük yapının ana omurgasını oluşturur.
Karluklar, Özbekler ve Uygurlar başta olmak üzere 40 milyonu aşkın nüfuslarıyla dikkat çeker.
Kıpçaklar, Kazaklar, Kırgızlar, Tatarlar ve Nogaylarla 30 milyonluk bir topluluk oluşturur.
Çuvaşlar ve Sibirya Türkleri, küçük nüfuslarına rağmen Türk kültürünün zenginliğini tamamlar.
Bu tablo, bize gösteriyor ki Samsun’dan Asya içlerine bakıldığında aslında devasa bir 200 milyonluk kardeşlik çemberi gözümüzün önüne seriliyor.
Bugün Samsun, Karadeniz limanları ve stratejik konumuyla Türk dünyasına açılan bir kapı olmaya devam ediyor.
Gürcistan ve Azerbaycan üzerinden Orta Asya’ya uzanan ticaret yolları, Samsun’un önemini her geçen gün artırıyor.
Samsun’dan kalkan bir gemi, kısa sürede Batum’a, oradan Hazar üzerinden Bakü’ye ve Türk Cumhuriyetlerine ulaşabiliyor.
Ayrıca Samsun, sadece ticaretle değil kültürel bağlarla da öne çıkıyor.
Üniversitelerimizde okuyan Azerbaycanlı, Kazak, Kırgız ve Türkmen öğrenciler, şehrimizin Türk dünyasıyla olan canlı bağlarını güçlendiriyor.
Bugün Atakum sahilinde yürürken ya da üniversite kampüsünde dolaşırken farklı Türk lehçelerini duymak, bu kardeşliğin günlük hayattaki yansımasıdır.
Türk dünyasının potansiyeli sadece rakamlardan ibaret değil.
Enerji kaynakları, genç nüfusu, tarım ve ticaret imkanlarıyla bu büyük aile aslında geleceğin dünyasında önemli bir güç olabilir.
Samsun’un görevi ise bu büyük potansiyelin Karadeniz üzerinden Anadolu’ya ve oradan Avrupa’ya açılan kapısı olmaktır.
Bir zamanlar 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Atatürk’ün bir milletin kaderini değiştirmek üzere adım attığı bu şehir, bugün de Türk dünyasının kaderinde stratejik bir rol üstlenebilir.
Samsun, geçmişte olduğu gibi gelecekte de Türk dünyasının ortak buluşma noktalarından biri olmaya adaydır.
Bugün Samsun’dan baktığımızda gördüğümüz şey, sadece Karadeniz’in maviliği değildir.
Ufkumuzun ötesinde, Orta Asya bozkırlarından Balkan dağlarına kadar uzanan 200 milyondan fazla Türk’ün ortak geleceği vardır.
Eğer biz bu büyük ailenin bağlarını güçlendirebilirsek, Samsun da Türk dünyasının kalbinde çok daha güçlü bir şekilde yerini alacaktır.
Kısacası, Samsun sadece Türkiye’nin değil, aynı zamanda Türk dünyasının da geleceğe açılan kapısıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.