DİJİTAL SAVAŞLAR VE GÜVENLİK...
Klasik savaşların; tank, tüfek ve toplarla yapıldığı dönem sona ermiştir. Bugünün en güçlü silahı; bilgi, en tehlikeli cephesi ise; ekrandır. Dijital çağın görünmez orduları; aileyi, siyaseti, ticareti ve mali düzeni hedef alarak toplumların geleceğini tehdit etmektedir. Dijital savaşın ilk ve en zayıf halkası ailedir. Telefon ekranından evlerimize sızan içerikler; özgürlük adı altında sorumsuzluğu, bireysel haklar adı altında aile bağlarını zayıflatmayı öğretmektedir. Sokağın; “Kendin için yaşa” sloganı kulağa cazip gelmekte ama bu slogan fedakârlığı, sabrı ve sadakati unutturmaktadır. Bu süreçte; ebeveynle çocuk arasındaki güven kopmakta, eşler arasındaki sadakat yara almakta, dededen toruna aktarılan kültürel damar da kurumaktadır. Bir milletin güvenliği; sınırlarını bekleyen asker kadar, evinin huzurunu muhafaza eden anne-babaya da bağlıdır. Tarih göstermiştir ki; aile çöktüğünde, toplum çökmektedir.
Toplumları idare eden siyaset artık meydanlarda değil, sosyal medya ekranlarında yapılmaktadır. Bu yöntemle; bir cümlenin çarpıtılması, sahte gündemlerin üretilmesi veya bot hesaplarla oluşturulan trendler, koca bir toplumun tercihlerini yönlendirmektedir. Bu saldırıların arkasında çoğu zaman küresel güçlerin, çıkar gruplarının ya da rakip devletlerin bulunduğu görülmektedir. Siyasi bağımsızlık, artık yalnızca sınırların korunmasıyla değil dijital bağımsızlıkla ölçülmektedir. Kendi dijital mecrasını üretemeyen toplumlar, başkalarının algoritmalarına mahkûm olmaktadır.
Ekonominin yeni savaş alanı da dijital dünyadır. Kripto para manipülasyonları, siber dolandırıcılıklar, algoritmik ticaret oyunları; milletlerin bütçelerini tehdit etmektedir. Küresel şirketler, algoritmalar üzerinden alışkanlıkları yönlendirmekte, kimi zaman da harcama davranışlarını, tasarruf kültürünü kökten değiştirmektedir. Ekonomideki bağımlılık, doğrudan siyasete ve toplumsal huzura yansımaktadır. Finansal teknolojilerini üretemeyen bir ülke, başka güçlerin yazılımlarına ve sistemlerine bağımlı hâle gelmektedir. Bu da milli bağımsızlığın zedelenmesi demektir.
Dijital saldırılara karşı sadece siber ordular kurmak yeterli değildir. Asıl ihtiyaç olan, toplumun her katmanında dijital şuur geliştirmektir. Ancak, bu şuurun temeli; sadece teknik bilgiyle değil İslami değerlerle beslenen sağlam bir ahlakla güçlenebilir. Kur’an’ın öğrettiği sevgi, merhamet, sabır ve edep anlayışı; evlerin dijital saldırılara karşı en güçlü kalkanıdır. Aile bağlarını korumanın yolu, aile fertlerine dini değerleri kazandırmaktan geçmektedir.
İslam’ın “emanet” anlayışı, zamanın ve bilginin doğru kullanılması bilinciyle birleşmelidir. Sosyal medyada geçirilen her anın da Allah katında bir hesap konusu olacağı hatırlatılmalıdır.
Dayanışma ve yardımlaşma bilinci yeniden diriltilmelidir. Hakikati çarpıtan yalan haber ve iftira kampanyalarına karşı, Kur’an’ın emrettiği “doğruluk” ilkesi esas alınmalı; siyasette nezaket ve adalet hâkim kılınmalıdır. Dijital ekonomide İslami ticaret ahlakı uygulanmalı; hile, aldatma ve faiz yerine dürüstlük, helal kazanç ve adalet ilkeleri hâkim olmalıdır.
Dijital savaş, sessiz ama çok yıkıcıdır. Bu savaşta aile erozyonu, siyasi manipülasyon, ticari bağımlılık ve mali sömürü iç içe geçmiştir. Eğer bu cephe kaybedilirse, en modern tanklar bile o toplumu kurtaramaz. Asıl savunma hattı; evlerde, ailelerde, kalplerde ve zihinlerdedir. Dijital savaşlara karşı güvenliğin temeli; ahlak, bilinç, İslami değerler ve milli duruştur.
İslâmî değerlerden korkulmamalıdır. Korkulacak esas husus; İslam’ın doğru öğrenilmeyip, kullanılmasıdır. İslâm; okumayı, öğrenmeyi, çalışmayı, temizliği birinci öncelik olarak sunmaktadır. Bu ilkeleri öncelik yapan tüm toplumlar diğer toplumlara hâkim olmuştur. Tarih bunun şahididir. Önceliği çalışmak ve öğrenmek olan bir dinin mensupları ve bu mensuplarının oluşturduğu toplumlar diğerlerine mahkûm olamaz. Dijital olan günümüz dünyasında da Müslümanlar ancak bu öncelikleri yerine getirdiklerinde güvende olacaklardır. Dijital dünya savaşında; ilkeli, edepli, bilgili, çalışkan, okuyan, öğrenenler galip gelecek, geleceği onlar şekillendirecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.